Siyaset, ekonomi, korona… Maşallah gündem tüm hızı ile el ele, kol kola öyle bir hızla gidiyor ki! İzlemeye çalışanın başı dönüyor. Onun için siz siz olun ülke gündemine filan bakayım demeyin, kendi işimize bakın yeter.

Biz de bugün ajandamızda yazacağımız konulara şöyle bir bakıp başlıyoruz. 

BİR GÜN HERKES KORONA OLACAK

Dolar, avro derken, damat istifası, derken koronayı gündemimizden düşürmeye başladık farkında mısınız?

Sağlık Bakanı Koca’dan, sağlıktaki en alt birimdeki görevlilere kadar hatta hastanelerdeki güvenlikçilere kadar insanlar canları ve bizlerle uğraşırken, korona çaktırmadan daha kış gelmeden aldı başını gidiyor.

Bir ara yazıyorduk, “Aman dikkat edin korona kapının arasına kadar geldi” diyorduk.

Şimdiden yazıyorum “Korona yan koltukta, masanın üzerinde, havlumuzda”...

Vallahi bu kadar yakın.

Bir yerde okudum. Yanılmıyorsam Isparta Sağlık İl Müdürü idi. (Yanılıyorsam özür dilerim) Sayın Müdürüm şöyle demiş;

“100 vakadan 30’u aynı soyadı taşıyor”

...........

Yani korona artık pazarda, sokakta, dolmuşta değil, evimizde. Yani annemizde, halamızda, amca oğlunda, oğlumuzda, gelinimizde.

Kısaca evimizin içinde kendi kendimize koronayı yaymaya hem de en tehlikeli şekilde evin içinde odadan odaya yaymaya başladık.

Bu da gösteriyor ki aşı bulununcaya kadar, aşı tescil edilinceye kadar, aşı insanlardan tarafından kolayca ulaşılabilir oluncaya kadar “herkes korona olacak!”

Allah muhafaza.

Bu arada yukarıda sağlıkçılardan söz edince Konya içinde bir şeyin hakkını vermemiz gerekiyor. Korona bu kadar yakın dedik ya. Bizim de yakınlarımızın testleri pozitif olan, karantinada bulunanlar var. Çalışanlarımız, arkadaşlarımız var. Testleri pozitif çıkar çıkmaz görmesi gerekenlerin hepsinin bilgisayarına tak diye düşüyormuş. Ardından hemen ekipler o adreslere gidip ilaçlarını teslim ediyorlarmış.

İlk zamanlarda bize “Yok ilaçlar gelmedi”, “Yok ekipler gelmedi” diye şikâyetler geliyordu. Şimdi ise “anında hemen ilaçlarımız geldi” diye teşekkür mesajları geliyor.

Biz de en başka Sağlık İl Müdürü Prof. Dr. Mehmet Koç Hoca ve ekibi olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımıza bir kez daha teşekkür ediyor ve sizlerden Allah razı olsun diyoruz.

******

HAFTADA İKİ GÜN İÇİN

120 TL İSTEYEN SERVİSÇİLER
Malum okullar açıldı. Çocuklarımızı haftada iki gün de olsa okula gönderiyoruz. Ama bu durumda bizim bilmediğimiz bir şikâyet konusu da çocuklarını okula gönderen bir babadan geldi.

Bakın baba şunları yazıyordu;

“Uğur Bey kolay gelsin. Biliyorsunuz artık okullar açıldı ve korkarak da olsa büyüklerimize güvendiğimiz için, çocuklarımız derslerinden geri kalmasın, arkadaşlarından ayrı düşmesin diye okullarına gönderiyoruz.

Ancak şöyle bir sorun var.

Servisler bu iki günlük süreç için aylık 120 TL talep ediyor. (Tahminimce ev ile okul arası 2 kilometre civarında.)
Kabaca hesaplayacak olursak haftada iki günden git gel ayda 16 biniş yapar.

Yani bir binişimiz 7,5 TL diğer bir ifadeyle günlük 15 TL.
Tamam servisçi esnafı uzun süredir kontak kapattı ama bunun sorumlusu ya da telafi edicisi veliler midir? Pandemiden biz zarar görmedik mi?
El insaf yahu?

Mahalleden 3-4 arkadaş toplaşıp çocuklarımızı ticari taksiye bindirsek daha az öderiz.

Çocuk okula dolmuşla gitse 3 TL’den günlük 6, aylık 48 TL öder.
Hafızam beni yanıltmıyorsa siz üniversitede matematik bölümünü okudunuz. 

Hesabı kitabı daha iyi bilirsiniz.

Sorarım size servisçilerin istediği 120 TL nere, dolmuşla git gel yapsa ödeyeceği 48 TL nere?”

...........

Buyurun bu sorulara ve hesaba bu esnaflarımızın temsilcileri ile bu rakamlara izin veren yetkililer cevap versin.

*******

EFKAN ALA’DAN UTANDINIZ MI?

Sayın Cumhurbaşkanımız yeniden partinin ve kurumların sıkıntılı yerlerine müdahale etmeye başladı. Vallahi Reis haklı. Empati yaptığımız zaman Sayın Albayrak’ın sosyal medya üzerinden istifa anlarında üzüldüm. Hiç kimse damadının, evladının böyle bir şey yapmasından mutlu olamaz ve dahası kahrolurdu.

Neyse Sayın Cumhurbaşkanı; AK Parti’nin tavan yaptığı günlerdeki ekibini yeniden göreve çağırmaya başladı.

Mesela Sayın Lütfi Elvan’dan sonra eski İçişleri Bakanı Efkan Ala’yı AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına atadı. Bu atama benim ve genelde belki sizin içinde sürpriz oldu. Çünkü Sayın Bakan için FETÖ kalkışmasının ardından en başta parti içinden olmak üzere bir sürü dedikodu üretildi. Dedikodu diyoruz bu atama bunun en açık göstergesi olduğu için diyoruz. Allah şahit ben bile bu ataman ardından düne kadar dinlediklerimden ve dinlediklerimi paylaştığım için utandım. Bu siyaset gerçekten zor zanaat. Bunu bu atama ile bir kez daha öğrendim.

*******

BİR İŞ ADAMIMIZ ADINA ÇOKÜZÜLDÜM

Konuyu biraz basite indirerek asıl meseleye girmek istiyorum.

Benim 2.5 yaşında bir torunum var. Aklı ermeye başladıkça aile içerisinde en çok beni seviyor. “Büyükbabam” diyor başka bir şey demiyor!..

Niye biliyor musunuz?

Kendisi ile fazla ilgilendiğim için filan değil sadece ve sadece babaannesi bile “Yapma yanlış yapıyorsun” demesine rağmen ona iki üç güne bir oyuncak aldığım için.

Yani daha doğru düzgün konuşamayan bir çocuk bile kendisine oyuncak alan insanı sever. Oyuncağını elinden alandan ise nefret eder.

............

Kimse kusura bakmayacak Konyaspor değişen toplumsal değerlerle birlikte nerede ise Hazreti Mevlana ile birlikte eş değer anılmaya ve tanınmaya başladı.

Karnımızı doyurduğumuz etliekmek bile ivme kaybeder Konyaspor’un yanında.

Tabii bu değer tamamen takımın başarısı ile endeksli.

Başta Bakan Murat Kurum ve Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın maddi ve manevi ellerini kulübe sokmaları ile bu iş biraz daha ciddi ve hedefli hale geldi.

Mesela Başkan Hilmi Bey’in bu sezon ilk 10, seneye şampiyonluk hedefi beni bile heyecanlandırdı.

Yine bu sezon ve gelecek sezon için yönetimin en büyük artısı her zaman her yerde “Ben tribünlerden geldim” diyen ve son yıllarda iş hayatında ticari hayatta Türkiye markası olarak bir yönetici için en önemli unsurlardan olan para konusunda çıtayı çoktan aşmış Ekrem Coşkun ismi Başkan beyin bu hedefini güçlendiriyor.

Allah için yüzüne söylesem yalakalık olur ama buradan yazabilirim. Bu şehirde bir insanın Konyasporluluğunu tartacak bir kantar varsa, bunu ölçecek bir metre varsa Ekrem Coşkun ismi hep ilk üçte çıkar.

..........

İşte biz de Başkan Hilmi Bey’in söylemleri ile bu hedefe inanmışken duyduğum bir olay beni üzdü.

Yine kendi sektöründe Konya’nın 1 numarası, Türkiye genelinde devlerle çarpışan bir dönem Konyaspor’da yönetici olarak görev yapmış bir abimiz ile dün Konyaspor’u konuşurken çok üzgündü.

Niye?

Çünkü bu abimizin oyuncağı elinden alınmıştı (!)

Bu abimizin iki dünyası var. Biri işi biri Konyaspor. Başka hiçbir şekilde bu abimizi konuşturamazsınız. Bu işadamının yıllardır bir locası varmış. Ama bu sene o loca kendisine sorulmadan elinden alınmış, başkasına satılmış. Abimizin oyuncağı işte stadyumdaki locası idi.

O kadar kırgın o kadar dertliydi ki onu dinlerken şaşırıyordum. “Yahu bu iş için bir insan bu kadar üzülür mü? Bu kadar mı kahrolur?”..

Ama bir süre sonra kendisine de hak verdim “Konyaspor sevdasıydı bu, başka şeye benzemiyordu.”

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İşin Allah’a kalmışsa, olmuş bil!                                                                                     

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Dilenmeyi sanat edinen ve insanlarımızın duygularını suistimal eden dilencilere para vererek onları bu işte devam ettirmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.