Âlim Zelil Olursa, Âlem Zelil Olur...
Allah beterinden saklasın yeni hafta inanılmaz sıkıntılı, karmaşık, negatif başladı.
Haaa tüm olumsuz durumların ve kötü beklentilerin ne şahsımla, ne ailemle, ne de çalışma hayatımızla alakası var.
Amma velakin yazılanlar, çizilenler, bize ulaştırılanlar; şehrim ve ülkem adına Allah beterinden saklasın hiç de iç açıcı değil idi. Dahası kafa karıştırıcı mide bulandırıcı boyutlar söz konusu.
Hangi birinden başlayalım inanın bilmiyorum.
******
BİZİM PROFESÖRLERİMİZ ÖNCE İNSANDIR SONRA BİLİM ADAMIDIR
Zaman zaman üstü kapalı ima ederim. Bizim tanıdığımız, bildiğimiz insanlar ne zaman güçlü olurlar, ne zaman makam sahibi olurlar ya da parada pulda marka olurlar bizim için o “kara dönem” başlar.
Çünkü o kara dönemde samimiyet ortadan kalkar, herkes için menfaatler devreye girer.
Mesela ne zaman önceden karşılıksız bir sevgi saygı ile dost olduğumuz bir insan, milletvekili olsa, başkan olsa, fabrikatör olsa, rektör olsa “kara mevsim” başlar ve dostlarımız o makamlardan ininceye kadar samimiyet perdesi kapanır.
Mesela mı?
Ne demek mi istiyorum?
................
İşte bir dönem önce Erbakan Üniversitesi’nin rektörü Sayın hocam Prof. Dr. Muzaffer Şeker hocam o makama oturuncaya kadar benim kapı komşum Prof. Muzaffer Şeker hoca idi. Yani gerçekten de hocam, muhterem eşleri hanımefendi ve evlatları mükemmel insanlardır. Çocuklarımız birlikte büyüdü sayılır.
Derken Muzaffer Hoca rektör oldu.
Konya basını “İzmir’den ithal rektör” diye yazıp ayağa kalkarken biz tanıyıp bildiğimiz için, sonuna kadar yapmayın, etmeyin hoca İnlicelidir diye yazdık.
Aradan günler, aylar geçti biz, sizlerin Erbakan Üniversitesi ile ilgili mesela hatırladıklarımla Meram Tıp Fakültesi ile ilgili gösterdiğiniz eksiklikleri yazdık ve birden hocam ile kötü olduk, sıcaklığın yerini buz kalıpları alıverdi.
....................
Neyse rektörlük ne zaman bitti, biz Muzaffer Hocam ile yine eskisi gibiydik.
Makam kalkmıştı yine o eski samimiyet vardı.
Hafta sonunda benim biricik Muzaffer Hocam bize, dahası kamuoyuna salgın ve dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili olarak şöyle bir net bilgi sunumunda bulundu.
Hocamın bizimle paylaştığı İngilizce grafiği paylaşmayacağım. Ama şu satırları şehrimiz ve ülkemiz için kendi adıma paylaşmak zorunda olduğumu hissediyorum;
“Üstadım;
Tedbirler ciddiye alınmaz ise hızlı gevşeyerek rehavete kapıldığımız takdirde -ki toplum çok çabuk rahatladı ve pandemi bitti havasına girdi- mevcut tablonun daha kötüleşme riski var...
Sonradan pişman olmamak adına uzun zamandır çabalanan özverili emeklerin boşa gitmemesi için daha bilinçli ve tedbirli bir hayata uyum göstermemiz gerekiyor.
Normalleşme hemen eskiye dönmek anlamına gelmiyor...
“Yeni normal” kavramı hayatımızı yeni duruma gözden geçirme ve tedbirlerimizi unutmamayı hatırlatıyor olması gerekir.
Sağlık ve afiyet dileklerimle
Selam ve muhabbetlerimle...”
.............
Hocamla daha uzun yazışmalarımız var.
Türk üniversiteleri ve bilim adına da hocamın ekibi ile çok güzel çalışmalarının son aşamasına geldiğini öğrendik.
Zamanla ya da hocamdan izin aldığımız zaman inşallah bunları da paylaşacağız.
Bu net bilgileri bir tecrübeli bilim adamının ağzından yapılan samimi açıklamaları sizlerle paylaşırken eski rektör Muzaffer Hocama da huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ederim.
******
BU PROFESÖRÜN İSMİNİ YAZMAM AMA
Sonumuz hayır olur inşallah geçtiğimiz haftadan bu yana bir anda profesörlerle, akademisyenlerle yatıp kalkmaya başladık.
Bunda birinci etken Türkiye’de Sayın Cumhurbaşkanımızın yeni atadığı rektörlerdir.
Bunu da iyi biliyorum.
Bizim Konya dışında da çok başarılı ve kaliteli akademisyenlerimiz var.
Ve yine biliyoruz ki bu gönül insanları, gerçek dostlarımız Konya’dan kilometrelerce uzaklarda da olsalar bizi yazılarımızla takip ederler, zaman zaman da bizleri bilgilendirirler.
İşte bu gerçek dostlardan birisi dünkü yazımıza şu kelimelerle ışık oluyordu;
Hadimi Hazretleri der ki;
“Âlim üstün olursa âlem üstün olur”
Ve bir Hadis-i Şerif
“Âlim zelil olursa, âlem zelil olur...”
............
Benim değerli büyüğümün, hocamın ne demek istediğini anladım.
Anlamayan da anlasın gayri.
*******
BU NE DEMEK ŞİMDİ?
Haberlerden, sosyal medyadan duymayanınız görmeyeniniz kalmamıştır. Hani bugün hoca kısmından gidiyoruz ya.
Özyeğin Üniversitesi Kurucu Rektörü Erhan Erkut, Cumhurbaşkanımızın son olarak altı üniversiteye yaptığı atamalarla ilgili olarak “6 rektörün endeksli dergilerdeki toplam makale sayısı üç. 4 yeni rektör sıfır makaleli”...
.................
Bir de bir başka tanıdık dost, profesör hocamızın yine hafta sonu bize yazdıklarından iki kelime;
“Yıl 2020.
Dünyada ilk 10 ekonomiye girmeyi hedefleyen bir ülkede 72 rektör makalesiz.
Burada “rektörlerin makalesi olmalı mı?” konusu tartışılıyor.
Doğru ya, üniversite bizim kurumumuz.
Dünyadaki uygulamalar falan bizi ilgilendirmez. İyi günler efendim...”
..............
Hakikaten bizim bilim dünyasında neler oluyor?
Bileniniz var mı?
Çünkü bu konuda ben bilgi sahibi değilim. Dahası cahilim.
******
ALLAH BİZİ ŞAŞIRTMASIN
Çok sevdiğim saygı duyduğum işadamı abimiz tahmin ediyorum ki oturduğu semt ile ilgili serzenişi bizimle hem fotoğraf kareleri hem de video çekimleri ile paylaşmış.
Kendisinden Allah razı olsun.
Ama bu arada bizi fazlası ile övmüş.
Sizden rica ediyorum biz asla bu güzel sözleri hak etmiyoruz. Sizlerin sesi, sizlerin gözü ve yine sizlerin kulağı olabiliyor isek, o da bizim zaten görevimiz.
Haaa sizin dileğiniz gibi Uğur Başkan inşallah bakan olur. Onunla da gurur duyarız o zaman.
Önce bu abimizin yazdıklarını harfiyen sizlere aktaralım.
“Sevgili UĞUR abicim.
Nasılsın iyi misin diyerek sözlerime başlamadan önce hatırını sorayım.
Şu imtihan gününde Konya Büyükşehir Belediyesi sınıfta kaldı. Şefikcan Caddesi üzerinde Konya’mıza yakışan güzel bir park yapıldı.
İçinde Kafem Restoranı olan şık bir yer oldu.
Konya’nın göz bebeği olan, insanların misafirlerini ağırladıkları mekanın araçlarını parka koydukları yere bakar mısın UĞUR ABİM.
Yerli yabancı insanlar “nasıl bir belediye burası şu kadar yere asfalt dökemiyor mu?” diyerek eleştiri yapıyorlar.
İnanıyorum ki bu yazı ve fotoğraflar senin tarafından yayımlanınca ekipler hiç vakit kaybetmeden oraya hareket edecekler.
Bu gibi yerleri düzenleyen amirler daire başkanları ne iş yaparlar?
Buraları denetlemezler mi?
Konya’da iyi ki iki tane UĞUR var.
Birisi Konya’nın ve yakında Türkiye’nin de aranılan seyredilen bir kanalında yer alacak sevgili UĞUR abimiz. İkincisi ise Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Uğur İbrahim Altay.
İnşallah bizim başkanımız da bakan olur.
İyi ki varsınız.
Konyalı sizlere ne kadar teşekkür etse azdır.
Herkesi göreve davet ediyoruz. Haydi Konya eksik gördüğünüz ne varsa yetkililere ulaştırın “bana ne” demeyin.
Oturduğunuz yerden “nerede yetkililer!” demeyin.
Bunlar şikayet değildir.
Bizler için seçilmiş insanların göremedikleri aksaklıkların giderilmesi için onlara yardımcı olmak herkesin görevidir. Hepinize hayırlı günler dilerim.
Uğur abim iyi ki varsın…”
..........
..................
Ben de bu kadar güzel bir çalışmanın tüm eksikliklerinin en kısa sürede giderileceğine inanıyorum.
Bunlar bir planlama çerçevesinde yapılacaktır. Zamanı vardır diye tahminimi sizlerle paylaşırken durumu da yetkililere iletmiş oluyoruz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İnsanlar üçe ayrılır diye muhteşem bir tespit yapmış Leonardo da Vinci. Görenler, gösterince görenler ve asla göremeyenler... Bir de görmek istemeyenler var tabi ki!
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Şehrin göbeğinde kalan çevre yollarımızdan ağır tonajlı araçların, tırların ve kamyonların daha önceden yasaklanan saatler dışında bu yollara girmelerine göz yummadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.