Meşhur Cambaz Deli Bayram
Şöyle ya da böyle ömür nasıl da çaktırmadan geçip gidiyor değil mi?
Gitsin, Allah cümlemize hayırlı ömürler versin inşallah.
Biraz aklı eren, bu dünyanın yalan ve fani olduğunu dahası iyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla bir imtihan olduğunu biliyor.
İlk insandan mağaraya, mağaradan aya dolmuş kaldırmaya hazırlanan insanoğlu bugün elle tutamadığı gözle göremediği mikrobun karşısında tek kelime ile “tuş” olmuş durumda. Yere yapışan sırtını kurtarmak, şöyle bir doğrulabilmek için arayışta.
Biz de hem sokağa çıkmanın yasak olduğu, hem de normal günlerde de gönüllü karantina içerisinde olduğumuz dönemde sizleri biraz olsun rahatlatmak için eskilere götürmek istiyoruz.
Niye?
Bu zor günlerde bakıyorum da özellikle 35-40’lı yaşların üzerindeki insanlarımız geçmişleri ile yüzleşmeye, eskileri anmaya başladı gibi. Büyük bir özlem var(!)
Özellikle sosyal medyada bu durum çok açık ve net.
Durum böyle olunca günümüzden birkaç konuya kısaca değineceğiz ve eski Konya’dan ve nur içinde yatsın inşallah efsane bir isimden söz edeceğiz.
BELEDİYELER HUYSUZ SEVGİLİ GİBİ
Hafta içerisinde üniversiteden bir öğretim üyesi hocamız şöyle mesaj gönderdi;
“Uğur Bey ................ belediyesinden rica edeceğiz. Ne olursunuz belediyeler gecenin bir yarısı saat 01.30’da huysuz sevgili gibi mesaj atmasınlar. Yaşlı büyüklerimiz var. Mesajı atarken hiç mi saate bakmazlar? Bu saatte bilmem ne programının duyurusu mu yapılır?
Lütfen sizden de rica ediyorum Ne olur bu konuyu bir dile getirin. Belediye görevlileri biraz saat kavramına dikkat etsinler...”
.............
Peki hocam siz söylediniz bizde dile getirdik.
İnşallah belediyelerimiz de bu konuda dikkatli olurlar.
*****
O BANKLAR ESKİ İMİŞ
Dün dile getirdiğimiz tahta banklar yazımız üzerine Büyükşehir’deki görevli arkadaşlarımız bizi bilgilendirdiler.
Bir duyarlı vatandaşımızın çekerek bize gönderdiği banklar çok eski banklar imiş. Bizim Büyükşehir Belediyesi 5-6 senedir zaten kompozit malzemeden yapılan bankları kullanıyorlarmış. Yani bizim bahsetmeye çalıştığımız malzemeden olan banklar. Bunlara soğuk sıcak yağış etkilemiyormuş. Dahası bazı hainler ellerindeki çakı ve bıçaklarla bunları kazıyamıyormuş da.
Bizim öyle parka gidip banka oturma gibi bir şansımız olmadığı için bu durumu bilmiyorduk.
Gelip geçerken gördüklerimizde ahşaptan olan kamelyalardı.
Demek ki yine doğru tek imiş.
Biz de Büyükşehir yöneticilerine ve duyarlılık gösteren arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
AMERİKAN ARTİSTİ GİBİ DEDELER
Dedik ya bugünlerde millet evinde de kalsa kontrollü bir şekilde çalışmaya çalışsa da eli boşa çıkınca dönüp maziye bakmaya başladı.
Bakın zor dediğimiz bu günler nasılda geçmişi hatırlamamıza, sizler hatırlayınca da bizlerin tarihe not olarak düşme adına yazmamıza vesile oluverdi.
Bir büyüğümüz geçenler bizimle paylaştı.
Bu fotoğraf en az 80 yıllık.
Konyalı dedelerimizin veya rahmetli olmuş büyüklerimizin gençlik olgunluk hallerini görüyor musunuz?
Vallahi hepsi takım elbiseli beyaz gömlekleri ince kravatları ile Amerikan artistleri gibi. Ayakkabılarının pırıl pırıl boyalı oluşlarına dikkat ediyor musunuz?
Ya güneş gözlüklerine ne dersiniz?
Takım elbiseli olmayanların ise yeleklerine fötr şapkalarına bakıyor musunuz?
Allah aşkına lütfen fotoğrafı dikkatlice inceleyin.
80 yıl önce bizim insanımız nasıl zarif ve ince giyiniyormuş.
Giyim tamam ama bu iki beyefendi o günün en lüks aracı bisiklete biniyorlar.
Ama görüyoruz ki sanki Cadillac’a biniyorlar.
Bisikletin üzerinde de takım elbise gravat ve fötr şapka ...
İmrendim mi? Evet imrendim.
Bu satırları yazarken döndüm kendi üzerimdekilere baktım.
Spor ayakkabı, kot pantolon, tişört ve mont.
Kendimden de utandım (!)....
*****
MEŞHUR CAMBAZ DELİ BAYRAM
Bugünlerde yine o çok sevdiğim saydığım büyüğümün arşivinden kendisinin ve ailesinin izni ile bir fotoğraf karesi daha.
Ve o dönemin ünlü ismi Meşhur Cammbaz Deli Bayram ile ilgili birkaç küçük not.
Cambaz Deli Bayram Aksinneli imiş.
Ve yine o zamanın ünlü galericisi imiş.
Mevsimine göre de hayvan pazarında at alır satarmış. Duruma göre de büyükbaş ve küçükbaş hayvan alım satımı yaparmış. (Bir kaç kelimeyle bile rahmetlinin ne kadar zeki ve marifetli olduğu anlaşılıyor değil mi?)
Laf arasında da sık sık “İngiltere’de Churçil, Türkiye’de İsmet Paşa, Gonya’da ben” dermiş.
Cambaz Deli Bayram 70’lerde Hakk’ın rahmetine kavuşmuş ve vefat etmiş.
Sağlığında 4 kız gelin etmiş.
Bilenler ve olayların şahidi bugün hâlâ aramızda bizlerle yaşayan büyüklerimiz (Allah bu büyüklerimize de uzun ve hayırlı ömürler versin inşallah) anlatıyor.
...............
“Cambaz Deli Bayram kızlarına talip olan damat adaylarını önce hayvan pazarına çağırır.
Oğlum yürü bir bakayım hele der.
Damat adayının şöyle yürüyüşüne bir bakar.
Eeeeee ne de olsa adam cambaz.
Yürüyüşünden delikanlının notunu verir.
Beğenirse yürüyüşünü “tamam oğlum babangil gelsin” der.
Yok beğenmezse de “hadi oğlum başka kısmet ara” der.
...................
Rahmetlinin kızı ile evlenenlerden şanslı bir isim değil de kızının çocuklarından birisi ile evli olan bir abimiz ise durumu bize şöyle aktarıyordu;
“Geçen Kurban arefesi hanım ile Hacıfettah Mezarlığına gittik. Bayram dedenin kabrine de uğrayacağız tabi.
Abi mezara yaklaşırken içimi bir korku sardı.
Birden yürüyüş mevzusu düştü aklıma. Bir gasaldım. Yürüyüşümü bir düzelttim. Tabi mezarlıkta o uhrevi hava da etkiledi.
Ulen dedim şimdi rahmetli kalkar “Ne biçim yürüyon lan sağ olsam sana kız vermezdim” filan der. Vallahi gayri ihtiyari yürüyüşüm değişti.
Orayı deyince aklıma geldi. Üçler Mezarlığı’nda Çimili Hakkı Efendi’nin kabri var. Bulgur Tekkesi’nde hafız yetiştirirmiş. Rahmetli amcam da onun talebesi, Özçimilerin dedesi. Çok talebesi var Konya’da. Çoğu rahmetli olmuştur.
Neyse amcamın bir arkadaşı dermiş ki, “Ülen Emin kabrinin başına vardığımda bile hâlâ titrerim”
Yani hoca talebe ilişkisini düşünebiliyor musun?
..............
Evet bu büyüğümüzün vesilesi ile Meşhur Cambaz Deli Bayram efendiyi andık bir Konya efsanesini kendi çapımızda tarihe not olarak düştük.
Ama ne olur bir detayı atlamayalım.
Eski Konya, 80-90 yıl öncesinin Konya’sı...
Kendisini yetiştiren hocasının kabrini ziyaret ederken titreyen insan. Ve o aynı insan takım elbiseli, beyaz gömlekli, kravatlı ve güneş gözlüklü...
Mekanları cennet olsun inşallah.
Nur içinde yatsınlar.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Ve her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey, düşmanlarımızın sözleri değil dostlarımızın sessizliği olacaktır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Eş dost ziyaretlerimizi maskeli, sosyal mesafeyi koruyarak ve ziyaret öncesi ile sonrası ile gereken temizlik ve hijyen kurullarına uyarak yaptığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.