MOLLA İBRAHİM’DEN BUGÜNE
KAVAF Holding ve BBN Medya Grubu olarak dün sabahtan itibaren çocuklar gibi şendik.
Mutlu idik.
Heyecanlı idik.
Duygu dolu idik.
Evet en başta Holding Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Mustafa Kavaf olmak üzere eğer gubuzluk demezseniz ardından da ben ve ekip arkadaşlarımız 10 aydır BBN TÜRK TV için haftanın 7 günü günde de ortalama 20 saat çalıştık.
KAVAF Holding bünyesindeki BBN Medya Grubu daha BBN dediğimiz andan itibaren hep ama hep “Neden?”, “Niye?” ve “Niçin?” sorularına cevap vermeye çalıştık.
Eğri oturalım doğru konuşalım, “42 yaşında bir işadamı niye böylesine iddialı bir gazete ve televizyon kuruyordu?”
10 ay devletin istihbarat görevlilerinden siyasetçilerine, bürokratından iş dünyasına aklınıza gelen her kesimin en önemlilerine hep bu soruların cevabını vermek için kilitlendik.
.....................
Belli bir noktadan sonra;
“Neden KONYA?” soruları sorulmaya başlandı.
Evet ilk gün daha ortada hiçbir şey yokken 28 Ekim Pazartesi günü yaklaşık bugünden tam bir yıl önce Mustafa Bey ve yine genç ve uluslararası markanın sahibi bir iş adamı abimiz üçümüz görüşürken bana şunları söylediler;
“Uğur abi biz Konyalıyız. Konya’da doğduk Konya’da büyüdük. Konya’da para kazandık. Yayınları Türkiye’nin neresinden istersen yapabilirsin. İstersen Uğur abi dünyanın her ülkesinden de yayın yapabilirsin sana tüm imkanları sunacağız. Ama bizim merkezimiz, pergelin sabit ayağı muhakkak ki KONYA olacak” demişlerdi.
............
Aylarca resmi görevlisinden sivillerine anlatılan ve aktarılan bilgi akışında da bu eşiği de geçtikten sonra şöyle üzücü bir durum ile karşılaşmaya başladık;
“Arkanızda kim var?”
“Kimin yayın organı olacaksınız?”
.................
Mustafa Kavaf Bey’in bana verdiği talimat ve sözü artık papağan gibi tekrarlıyorduk;
“Biz helal ve yasal olan her şeyin sesi gözü ve kulağı olacağız. Bizim kırmızı çizgilerimiz helal olmak, yasal olmak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yanında olmak Türkiye Cumhuriyeti’nin bir neferi olmak” ...
...........
Süreç hızlandıkça kafalardaki sorular yavaş yavaş dağılmaya başlıyordu.
Önce şu anda boyutları ve dizaynı ile Türkiye’de tek olan, günlük 32 sayfalık BBN HABER gazetemiz, ardından BBN VİZYON dergimizin sayıları, bu yazılı basınlarımızın sosyal medya sayfaları derken dün BBN TÜRK Televizyonu ile artık erkanlarda idik.
Türkiye’nin dört bir yanından ve Almanya başta olmak üzere bir çok ülkedeki sadece Konyalılar değil Konyalı olmayan bizi sosyal medyadan takip ederek dün sabah itibarıyla dünyanın dört bir yanından ekranlarının karşısında bizleri izleyen gönül dostlarımızın muhteşem dönüşlerini alıyorduk.
............
Cenab-ı Allah’ıma ve gönül dostlarımıza, samimi okurlarımızı ve bundan böyle izliyecilerimize şükran borcumuz var.
Eğer hayırlı ise, Allah nasip ederse Konya’dan haber temalı bir “Haber Kanalı” dün sabah doğdu.
Elbette bizlerin de hataları olacak. Eksiklerimiz de olacak. Zaman içerisinde gururla izleyebileceğiniz bir ekran için artık Allah’ın izni ile dönüşümüz yok.
Aldığımız sorumluluk, girmiş olduğumuz riskin farkındayız.
Duaya ve desteğe ihtiyacımız var.
Niyetimiz halis.
Buradan bir kez daha açık ve net ifade etmek istiyorum;
“Hak yolunda yasalar çerçevesinde halkın sesi olmaya çalışacağız. Kesinlikle hiçbir siyasi görüşün ya da oluşumun yayın organı değiliz. Ve de olmayacağız...”
...........
Şimdilik bu kadar yeter mi bilmiyorum.
Ama bizi anlamak, öğrenmek isteyen herhalde ilk günün ardından çıkışımızın niyetini bilmiştir diye düşünüyorum.
Evet Konya merkezliyiz.
Konya’nın ne kadar zor olduğunu belki sizler bizlerden çok daha iyi biliyorsunuz.
Şehri yönetenler, bizlerin ve sizlerin en rahat, en zengin, en güçlü diye bildiğimiz insanların neler yaşadıklarını da üç aşağı beş yukarı biliyorum.
Konya niye zor?
Konya niye böyle?
..........
sorularını sorumluluk sahibi herkes soruyor.
Ama kimse kimseye bu sorular için net bir cevap veremiyor.
Bu şehir erenler, evliyalar şehri.
Mübarek bir şehir.
Bu şehir Cumhuriyet öncesi tarih yazmış, tarihe girmiş.
Selçuklu İmpatarluğunun başkenti olmuş.
Düne kadar Konya il sınırları içerisinde olan kardeş şehir Karamanoğlu Beyliği ile tarihin sayfalarındaki yerini almış.
Cumhuriyetin kuruluşu ile Konya ve Konyalılar, Konya’da yaşayanlar el sanatlarından altına her sektörde kendilerini ispatlamışlar.
Ve tarihin o derin izlerinden bu günlere geliyoruz.
Konya yine siyasetten ekonomiye, tarımdan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne insanı ve stratejik yapısı ile güçlü ve dimdik ayakta.
.............
Ama sizler de biliyorsunuz ki her şey ne bizim çizdiğimiz pembe tablo gibi ne de bu kadar canlı.
O zaman tarihimizi ve tarihte yaşanılılıkları da unutmayız.
Bakın küçük bir örnek verelim.
...........
Bugün 60 yaşlarında olan bir abimiz anlatmıştı.
Babasının dedesi Molla İbrahim Efendi’nin günlerine gidiyoruz.
1920’li yıllar.
Konyalı Molla İbrahim Efendi o günkü Türkiye şartlarında toprağını eken biçen buğdayla takas eden gününün varlıklı insanları arasındadır.
O yokluk yıllarında zekatının karşılığı olarak buğday yulaf gibi yemeklik malzemelerden birer şinik hazırlamaktadır.
Şiniki bilmeyenler için kısaca şöyle tarif edelim. Gözünüzde canlandırın.
Şinik, tenekenin dörtte birine denk gelen yaklaşık 8 kilogramlık tahıl birimi olarak geçiyor.
Molla İbrahim hazırlamış olduğu şinikleri hava karardıktan sonra evine davet etteği ihtiyaç sahiplerine kendi eli ile teslim etmektedir.
Niye hava karardıktan sonra demeyin.
Molla İbrahim evine davet ettiği yardım etmek istediği insanları başkalarının görmesini istemediği için, gelenlerin de başkaları tarafından görünüp bilinip mahçup olmamalarını düşündüğü için böyle hava karardıktan sonra evine çağırmaktadır.
Molla İbrahim Efendi yine iki kişiye birer şinik verdikten sonra tesadüfen bu iki kişinin konuşmasına şahitlik eder.
Şinikleri alan iki kişiden biri diğerine;
“Gördün mü Molla İbrahim Efendi ne sahtekar”
Elinde şinik olan arkadaşı sorar;
“Hayırdır ne oldu yahu. Adam bize yardım etti. Sen adama sahtekar diyorsun. Ne yaptı?”
Kızgın olan “Görmüyor musun? Benimki seninkinden daha az. Adam resmen çalıyor”
..............
Bu mübarek topraklar erenleri evliyaları bağrına basmış imparatorları ağırlamış ama fitne ve fesat konusunda tarihi bir geçmişe de sahip.
.............
İşimizin zorluğunu biliyorum.
Allah cümlemizin yar ve yardımcısı olsun.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Üzenlerin de üzüleceği vakit gelebilir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Dönel kavşakların içine araçların dörtlülerini yakıp beklemediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.