PKK ve FETÖ içimize girmiş içimize
Dün bu satırları yazmaya çalışırken ekranda BBN Türk TV’de canlı olarak 11 şehit askerimiz için tören yapılıyor tekbirler getiriliyordu. Şehitlerin yakınlarının feryatları yüreğimize saplanan hançer gibiydi. Arada bir bilgisayarımın ekranı buğulanıyordu. Çünkü odadaki arkadaşlara çaktırmadan gözyaşlarımı siliyordum.
Yazmak için içimden çok şeyler geçiyor. Ama yazamam ki.
Dün sabah yine bizim yerel gazetelere bakıyorum.
Çok şükür BBN HABER’den başka şehit haberlerimizi veren gazetemiz yoktu (!).
Yerel konulara girmeden son şehitlerimiz ve kaza ile ilgili birkaç şey yazmak istiyorum.
..............
Kaza haberi duyulur duyulmaz insanların aklına gelen en korkunç senaryolar geliyor, “PKK mı düşürdü?”, “Yine FETÖ’nün bir parmağı mı var?” gibi soruları insanlar birbirlerine soruyorlardı.
Saatler ilerleyince de iş sulandırılıyor “Helikopterin bakımı yapılmış mı?”, “Helikopter kaç modelmiş?”... bilmem ne gibi saçma sapan sorular.
Yahu askeriyedeki ciddiyeti, çalışma disiplinini bilmeyenimiz var mı?
O heliktopterlerin günlük bakımlarını yapan rütbe, er, onbaşı, çavuş, değil astsubaydır.
Helikopteri uçurtan pilotlar yine uçuşa geçmeden son kontrolleri bizzat kendileri yaparlar.
Ki bu pilotlarımızda yüzbaşı idiler.
Bu kazanın oluşumu öncesi bu tür hikayeler ancak kendi insanımız üzerinde kafa karıştırır.
Hiçbir askeri helikopter, uçak en son denetimler kontroller yapılmadan pistte teker döndürmez.
Ama kaza anında bölgenin coğrafi yapısı sisi, karı, tipisini de ancak yaşayanlar ve bölgeyi yaz kış bilenler anlayabilir.
Yani bu kazanın PKK saldırısı sonucu düşme durumu sıfırdır.
Haa şunu diyebilirsiniz. FETÖ geçmişte bunları yapmadı mı?
Evet yaptı.
Ama ordu içerisinde şimdi otokontrol çok daha ciddi bir şekilde sürdürülüyor.
Tabii şuna hak vermemek mümkün değil.
Bu şerefsiz PKK ve alçak hain FETÖ içimizde öyle korku dağları oluşturdu ki hepimiz buna bende dahil korkuyu beynimizde yüreğimizde yaşıyoruz.
Bu vesile ile şehitlerimize bir kez daha Cenab-ı Allah’tan rahmet ailelerine sabır diliyoruz. Nur içinde yatsınlar inşallah diyoruz.
BÜYÜKŞEHİR VE KARATAY BELEDİYESİNE TEŞEKKÜRLER
Kimse kusura bakmayacak. Sizlerden gelenlere, dostlardan gelenlere bu sütunları hep açtık. Ve de açmaya devam edeceğiz.
Şehirde son dönemlerde hem vatandaş nezdinde hem de yöneticiler nezdinde en büyük sorunlardan birisi sokak hayvanları.
Zaman zaman hayvanseverlerden sokak hayvanlarının sahipsizliğine karşı şikayetler gelir. Bizde bunlara yer veririz.
Yöneticilerde biz gerekeni yapıyoruz derler onlara da yer veririz.
Haaa arada yapılan hizmeti beğenmeyip işi büyüten insanlarımıza da rastladık, aldığı yaralı köpeği 40 metre ileride araçtan indirip araziye bırakan belediye çalışanınada.
Bunları istisna olarak kabul ediyoruz. Dahası etmeliyiz. Çünkü işin özüne ve geneline bakmak durumundayız.
Şimdi birebir yaşadığımız bir olayı sizlere aktarmak ve duyarlı yöneticilerimize işçi kardeşlerimize teşekkür etmek istiyorum.
Önceki gün akşam saatlerinde Adana çevre yolunda bir araç sürücüsü son sürat bir sokak köpeğine çarpar ve orada hayvancağızı öldürür. Sürücü ayağını gazdan bile çekmez yoluna devam eder gider. Bizim arkadaşların uyarısı ile Karatay Belediyesi arandı ve sağ olsunlar hemen gelip başka bir kazaya neden olunmadan yolun ortasındaki hayvanı alıp götürdüler.
Bu anda kazanın olduğu görüp hayvanı gören üç beş sokak köpeği de yola atlar.
Bunlardan birine de bir başka araç sürücüsü çarpar ve yoluna bir önceki sürücü gibi hiçbir şey olmamış gibi devam eder gider.
Arkadaşların uyarması ile gördük ki bu hayvanında ayağı kırıktır ve perişan durumdadır. Mesai bitmiştir. Hava kararmıştır.
Bunun üzerine Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Bakanı Ahmet Bilgiç Beyi aradık.
Baktık ki hemen ekipler gelmiş hayvanı götürüyorlar.
Gözümle gördüm arkadaşlarla yaşadık.
Belediyelerimizin yöneticilerinin çalışan işçi arkadaşlarımızın duyarlılıklarına heyecanlarına bir kez daha yürekten teşekkür ederiz.
POLİS ERENKÖY’DE ALARMDA
Dün sabah Erenköy’de iki bekçinin yaya olarak devriye gezdiklerini tur attıklarını görünce çok sevindim. Bu köşemizde iki hafta önce bu mahallede ki hırsızlık olaylarını dile getirmiştik. Şimdi görüyoruz ki Emniyet Teşkilatı bu olaylara karşı duyarlılıklarını göstermişler.
Bizde polisimize, bekçimize Erenköy sakinleri olarak teşekkür ederiz.
BİR MEDENİYETİ YOK ETMENİN ÜÇ AŞAMASI
İmparatorluklar kurmuş, pek çok dünya insanına medeniyetleri götürmüş olan bir neslin bugün ki evlatları olarak parayı pulu, makamı, gücü bir kenara bırakıp “Biz nereye gidiyoruz?” “Bizim çocuklarımız, bizim torunlarımız nasıl bir Türkiye’de yaşayacak?” diye dertlenirken, çok sevdiğim inandığım bir dostumuz bizimle şunu paylaşıyordu.
“Mısırlı sanatçı Muhammed Subhi, bir medeniyeti yok etmenin üç aşaması olduğunu söyledi. Subhi’ye göre bu üç aşama;
Aileyi yıkmak, eğitimi yıkmak ve örnek olan şahısların değerini düşürmek.
“Aileyi yıkmak için annenin rolünü değiştirir, onu ev hanımlığı vasfından utandırırsın” diyen Subhi, “Eğitimi yıkmak için muallimleri toplumda önemsiz hale getirirsin.
Öyle ki; öğrencileri bile ona hakaret edebilsin.” diye konuştu.
Son olarak Muhammed Subhi, “Örnek olanları gözden düşürmek için, alimlerin ve fikir adamlarının değerini düşürür, onlardan şüphe duyulmasını sağlarsın. Ta ki, kimse onları dinlemeyinceye dek.” ifadesini kullandı.
..........
Bu kadar bence yeter.
Anlayan anladı değil mi?
SÜTUNLARIMIZ OKURLARIMIZA HEP AÇIK
Oğuz Oğuz rumuzlu okurumuz şöyle bir genel değerlendirme yapmış;
“Uğur abi okuduğum belki tek gazetecisiniz, saygı duyarım, şehrin bir çok problemi sayenizde çözüldü, bire bir şahidim, ama bu işler vizyon meselesidir.
Ambalaj / Plastik Ham maddesine zam geliyor, sizi uyarmıştım, "goy goy yapmayın, 2 tane gariban memura markette denetimi yaptırarak fiyatlar ucuzlamaz" diye hatırlarsanız.
Sebebi zincir marketçi değil, ülkenin ham madde şokuna dayanacak üretim gücü yoktur.
"Babalar gibi satarım" diyen oligarkların umrunda değildir stratejik yatırımların elden çıkartılması.
Satın alanda zaten Petkim'in limanını ve rafinerisini kullanıyor, plastik yatırımı umrunda değil.
20 sene önce yurt içi plastik sektörünün yüzde 40-50’sini tek başına karşılayan Petkim bugün piyasanın yüzde 15’ine bile karşılayamıyor. Özelleştiren, yanına bir alternatif geliştirememiş. Böyle bir derdi de yok. 2020'de güya Türkiye üretimde büyüdü, doğru büyüdü, ama büyümemin halka ne faydası oldu?
Geliri mi yükseldi ? çoluk çocuğuna iş mi buldu? Devletin geliri mi arttı ?
Cevap vereyim hepsine Hayır.
Büyük Firmalar ballı pandemi teşviklerini de löp löp sindirmeden mideye indirirken çalışanın, küçük esnafın, dar gelirlinin eline ne geçti ?
Sanayicinin, tüccarın yatırım yapayım, istihdam artırayım diye bir derdi mi var ?
Başarılı örnekler yok mu?
Bir elin parmaklarını geçmez.
Adana'lı Sasa gibi çalışan sayısını 1000 den 4500 'e çıkartan, plastik ham madde ihtiyacını karşılamak için yatırım yapan, Hektaş gibi her sene 2-3 kat büyüyen kaç tane örnek çıkar Türkiye'de?”
.................
Biz okurumuza teşekkür ediyoruz yorumsuz geçiyoruz ve sizlere iyi tatiller diliyoruz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Eğer bir insan sürekli seni üzüyorsa anla ki mutlu etmek istediği kişi sen değilsin vazgeç.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Normalleşmeye doğru adım adım giderken, bir yandan da vaka sayılarının arttığını bilip tedbiri elden bırakmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.