Pandemi... Pandemi... derken bu sıkıntılı durum aşısı bulununcaya kadar, hatta aşısı bulunsa da etkisi onaylanıncaya kadar hem canımızı almaya hem de paramızı tüketmeye devam edecek gibi.

Meseleye sadece aile olarak şehir olarak bakarsak yanılırız. Bu iş önce bir memleket meselesi. Ardından insanlık meselesi. 

Konuya nereden nasıl başlamalıyım bilemiyorum ama iş gerçekten tahminlerin ötesinde dillendirilemeyecek şekilde sıkıntıya gidiyor.

Vatandaş hastalıktan inanılmaz şekilde kırılıyor.

Sağlıkçılar gelen hastalara bakabilmek, onları iyi edebilmek için ölümüne çalışıyorlar.

Polisi, zabıtası, resmi görevlisi eksiksiz şekilde işini yerine getirebilmenin uğraşı içinde insanımızı da kırmamamaya çalışıyor.

Sivili, resmisi, siyasetçisi sürekli uyarıyor. 

Sanayicisi üretmek durumunda.

İşçisi çalışmak zorunda.

Yani... Yanisi bu saatten sonra dönmeye başlayan çarkı kimse durduramaz.

Amma velakin teker döndükçe ses daha fazla çıkmaya başladı.

Bu işin sonunu gören de yok. Aklı selim düşünen de yok. Ama konuşan çok.

Kafalar karışık mı karışık.

Kasım ayının sonunu görebilen var mı?

Kızmayın ama kasım ayının sonunu ne iş dünyası görebiliyor ne de işsiz üniversite gençleri.

Her türlü sıkıntıya rağmen yarına ümitli bakmalıyız.

Sağ ve sağlıklı olduktan sonra bir de hür ve özgür isek durmadan çalışmalıyız. Hem de çok çok çalışmak zorundayız.

Yapabileceğimiz tek şey o üç kurala yani maske, mesafe ve hijyene uyacağız, uyacağız da ancak şimdi yeni yeni tedbirleri de duymaya başladık.

Bu demektir ki yolun sonu hâlâ görünmüyor.

Allah bizlere güç kuvvet akıl fikir ve feraset versin diyerek diğer yazı konularımıza geçmek istiyorum.

******

SELÇUKLU BELEDİYESİNİN

DUYARLILIĞINA TEŞEKÜRLER

Bir okurumuz iki ayrı zamanda Aydınlık Evler Bebek Sokak’ta yolun üzerinde duran çöp konteynırının tehlikeli durumunu fotoğraflarla bize iletmiş biz de bu durumu kamuoyu ile okurlarımızla paylaşmıştık.

Aynı okurumuz önceki gün bu fotoğrafı göndererek şöyle diyordu;

“Aydınlık Evler Bebek Sokak’taki trafiği aksatan çöp konteynerlerinin yerine yerleşir hale getiren sesimize kulak veren yetkililere ve sesimizi duyuran BBN HABER’e teşekkür ediyoruz. Selamlar.”

*******

AĞIR TONAJ SAHİPLERİ ALINMIŞ

Konyalı Hasan rumuzlu okurumuz iki gündür yazıyor. Önce bu konuyu okurumuzun sayesinde yeniden açalım.

Okurumuz diyor ki “Sen de görmüşsün trafiği kimlerin işgal ettiğini... Bir gün resmi tatil oldu her taraf bombaş. Trafik rahatlamış. Peki kim trafiği yoğunlaştırıyormuş. (Ağır tonajlı araçlar)”

...........

Önce şunu söyleyelim.

Bunu haftada en az bir iki defa da söylüyoruz.

Konya’nın bugün için 2023 için en büyük sorunlarından birisi, hatta ilk sırasında şehir içi trafik sorunu var. Eğer müdahale edilmez ise radikal kurallar konulmaz, kararlar alınmaz ise Konya’da yani dümdüz ovada bu millet trafik çilesini çekmeye devam edecektir.

Gelelim ağır tonajlı araçlara.

Eğer devlet ve yerel yönetim bu araçlar hakkında bir karar aldı ise bu karar uygulanacaktır.

Bunun altı üstü yoktur.

Biz trafik sorunu derken sadece ağır tonajlı araçları kasttetmedik ki. Fotoğraflarla belgelediğimiz gün bir pazar günü idi ve şehrin dört ayrı noktasında ağır tonajlı kamyonlar yolları nasıl işgal etmiş olduğunu sol şeridi kapatmış halde olduğunu yayınladık. Bunu da fotoğraflayarak dile getirmiştik. Alınganlığa ne gerek var? Yalan ise yalan, yanlış ise yanlış diye o fotoğraf karelerinin üzerine söyleyecektiniz.

........

Aynı şekilde bırakın ağırlığını en hafif olan kağıt hurda toplayan araçlar var ya plakasız motordan araca döndürülen, dört tekerden demirlerle şekillendirilen ilk insan dönemlerinin yapma araçları gibi görünen, dahası hava karardığı zaman hiç bir ışığı olmadığı için hayalet araç durumundaki dönen tekerlikleri yazmıyor muyuz?

Bu araçların trafiğe çıkmaları yasal değil.

Suç.. Suç...

Ama biz bunları da yazıyoruz değil mi? Konu aracın ağırlığında hafifliğinde değil.

Bu şehirde bir sorundan söz ediyorsak o sorunun sorumlusu sadece Vali, Belediye Başkanı, resmi görevli değil ki, buna motor sürücüsü de dahildir, araç sürüsücü de hatta hatta yayası dahildir.

Biz sorun var derken sadece birilerini ya da belli bir kesimi katetmiyoruz.

Konyalı Hasan rumuzlu okurumuzdan bu konuda anlaşılamayan bir durum olduğunu anladık. Ya da Konyalı Hasan rumuzlu okurumuz sadece o günkü yazımıza takılmış. Bu vesile ile durumu bir kez daha özetlemiş olduk.

******

AK PARTİ VE MHP’NİN ASKIDA EKMEK MESELESİ

Kısa bir süre önce Türkiye’de MHP’nin başlattığı bir askıda ekmek kampanyası başlamıştı. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başlattığı askıda ekmek kampanyasının ardından Çankaya’da Bahçeli’nin fotoğrafının bulunduğu standa ekmekler asılmıştı. Bir süre Türkiye’nin konuştuğu o stand daha sonra yapılan yoğun eleştinin ardından kaldırılmıştı Sayın Bahçeli de partisinin grup toplantısında askıda ekmek kampanyasına gelen eleştirilere “Askıda Ekmek Kampanyası”nı başlatıp dar ve orta gelirli vatandaşlara, güçleri nispetinde, onları incitmeden, izzet-i nefislerini zedelemeden destek olmaya gayret ettiklerini belirtmiş ve “Bir elin verdiğini diğer elin görmemesine özen gösterdik” demişti.

Aslında bu uygulama Anadolu’da pek çok şehrimizde mesela Konya’da yıllardır var olan bir uygulama.

Neyse ardından bu hafta Sayın Cumhurbaşkanımıza bu iş sorulunca Reis kızdı ve “Türkiye’de böyle bir şey var mı? Bugün ‘evine ekmek götüremeyen’ diye bir şey Türkiye’de var mı? Buna inanıyor musunuz? Bazı şeyleri siz kendiniz bir çözün. Var mı böyle bir şey? Elhamdülillah, bugün asgari ücretiyle, maaşıyla, her şeyiyle birçok ülkeyi geride bırakmış bir Türkiye var. Büyüme oranına bakıyorsun, şu anda dünyada hamdolsun en iyi noktada olan bir ülkeyiz. IMF’in, OECD’nin ölçeklerine bakıyorsun, en iyi konumda olan ülke konumundayız ama bunlar hesap kitap bilmiyor.”... demişti.

Keşke MHP başlattığı çalışmadan çabuk vazgeçmeseydi.

.............

Ardından Cumhurbaşkanımızın dediğini doğrulayan bir örnek verelim mi? Hem de resmi rakamları ile.

Yakın zamana kadar çalışmadan ve ihtiyaç sahibiyim diye binler belli STK’lar ve Aşevleri’nden besleniyorlardı. Bu iş öyle bir hal almıştı ki üç, dört, beş yerden dahası devletten, belediyelerden ve STK’lardan da yardım alan aileler vardı.

Ama devlet bu iyi niyetin suistimalini gördü.

Artık aileler tek bir çatı altında toplanmaya başlıyormuş. Başvuru sahiplerinin TC’leri resmi kayıt altına alınıp hem Konya merkezden hem de falanca ilçeden yardım alanların önüne geçiliyormuş. Tabii bu işin daha başı. Zaman içerisinde herkes kayıt altına alınabilirse bu işte kaçak ve iyi niyeti suistimal eden sözüm ona uyanıklar önlenmiş olur.

Sayın Cumhurbaşkanımızın dediğine örnek vermek gerekirse. Konya’da belediyelerin yaptığı yoğun ve titiz çalışmada 600 binlik nüfusta gerçek anlamda yardıma ihtiyacı olan 2 bin kişi tespit edilmiş.

........

Bu konuyu daha detaylandırmak istemiyorum.

Durum anlaşılmıştır diye düşünüyorum.

Çünkü iş “ekmek-aş meselesi” ya da “askı stant” işi değil.  

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İlk başta herkes iyidir. İnsanların ilk zamanlarda söylediklerine değil son zamanlarda yaptıklarına bakınız.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Siyaseti siyasetçilere bırakıp siyaset ile karınlarını doyurmayan bizlerin kendi işimize odaklanıp en iyisini yapabilmek için işimize konsantre olduğumuz zaman daha iyi ADAM oluruz.