İzninizle, özür dileyerek, bugün yine şu zıkkım virüs konusuna birkaç kelime ederek yazımıza başlamak istiyoruz.

Evet Sayın Bakan Koca’nın son açıklamasında son üç gün baz alındığında ortalama olarak en çok vakanın görüldüğü yedi il İstanbul, Ankara, Gaziantep, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa ve tabii ki KONYA... 

(Son açıklamalar İstanbul’un pik yaptığı ve inişe geçtiği yönünde idi)

Şehri yönetenler gücenmeyecek darılmayacak, ilk günden bu yana neyin ortalamasını alırsanız alın, Konya olumsuz ve kötü örnekte hep ilk sıralarda at başı gitti.

Kıvırmanın lamı cimi yok.

Bu durumdan hepimiz sorumluyuz.

Kimsenin kimseye diyecek tek bir cümlesi yok.

Sadece, fedakâr bu işte namlunun ucundaki sağlıkçıları ve cansiperane iki arada bir derede kalmış şekilde görevlerini yapmaya çalışan Emniyet mensuplarını ayırt edebiliriz.

Değilse kimse kimseye sen görevini yapmadın, şunu ihmal ettiniz, bunu yaptık demesin.

Maske konusunda bile kimse samimi değil.

Buna ben de dahil.

Mecbur kalmadıkça, caddeye, kaldırıma çıkmadıkça, resmi kurum kuruluşlara girmedikçe biz bize iken maskeyi takmadım.

Evet sosyal mesafeyi yüzde yüz koruduk. Hijyeni abarttık ama maske konusunda bu millet gibi ben de zorunlu haller dışında maskeyi takmadım.

Bir yerde de herif gibi bunu da gizlemedik.

Göstermelik maskeli pozlar vermedik.

Amma velakin pek çok siyasetçi ve bürokrat yine yüzlerine o sahte maskelerini takıp sizi de bizi de kandırmaya çalıştılar.

............

Niye böyle bir giriş mi yaptım?

Çok basit şunun için.

Ve bu şehrin yönetiminde yüzbinlerin kaderi ve ülkenin geleceği, vebali omuzlarında olan iki rektörümüz Necmettin Erbakan Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu ve Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy hocalar, bu sahteliği bu samimiyetsizliği yapmayarak sosyal mesafeyi koruyarak nasıl konuştular, nasıl sohbet ettiler ise akabinde kameralara objektiflere oldukları gibi böyle poz vermişler.

İkisine de samimiyetlerinden dolayı teşekkür ediyorum.

İkisine de oldukları gibi göründükleri için milletin örneği oldukları için teşekkür ediyorum.

İki koca rektör.

Biri feleğin çemberinden geçmiş, siyasette zirveleri görmüş olgun insan Sayın Cem Hoca.

Diğeri çiçeği burnunda ama on binlerin, yüz binlerin yükünü omuzlamış Metin Hoca.

Sayın rektörlerim, sizler Hazreti Pir’in dediği gibi “Ya olduğunuz gibi görünün ya da göründüğünüz gibi olun” sözüne örnek olduğunuz için, samimiyetin vıcık, vıcık gösteriş olduğu günümüzde böyle bir duruş sergilediğiniz için örnek bir duruş göstermişsiniz.

Bizde her yere girip çıkıyoruz.

Kimselerde maske filan yok.

Ne zaman fotoğraf çekilecek, hemen maskeler takılıyor ya da takılıp boyuna indiriyor ve poz veriliyor.

Yani maskeyi inanarak taktığımız için değil “birileri” için gösteriş için, son ayların moda aksesuarı olduğu için kullanıyoruz. (Samimi olarak takanları tenzih ederiz)

........

Maskeyi samimi olarak inandığı için kim mi takıyor?

Başta yaşlı dediğimiz büyüklerimiz takıyor.

Belli bir kesim bayanlar istisnasız takıyorlar.

Toplumdaki genel kanaatim bu.

Atladığım ya da üzdüklerim oldu ise özür dilerim.

******

SEYİT KARACA KEŞKE YAZSAYDI

Kaba bir tarif ile “hastalık seviyesinde mesleğine tutkun” yerel bir gazeteci olarak “yerel basının gücü”ne sonuna kadar inananlardanım.

Ha bugün maddi şartlar ve siyaset yerel basının kolunu bacağını budasa da yerel basın bir gün inşallah küllerinden yeniden doğacaktır.

Bu gazetecilik ve yaşam tarzımda eli kalem tutan şehrin önderi olarak kamuoyunun önündeki isimlerin, gazetelerde düzenli yazı yazmasını, televizyonlarda radyolarda programlar yapmasını arzu ederim.

Mesela, hukuku hukukçular yazmalı.

Sağlığı hekimler yazmalı.

Eğitimi eğitmenler, hocalar yazmalı.

Tarımı tarımcılar bu alandaki isimler yazmalı.

Futbolu eski futbolcular, basketbolu eski sporcular yazmalı.

Yani herkes kendi alanındaki tecrübelerini kamuoyu ile paylaşmalılar ki bir adım ileriye gidebilelim.

..........

Konya için ise bu asla mümkün değildir. Ya da çok, çok, çok zordur.

Bu konuda başkasından örnek verirsek ayıp olur diye kendi içimizden örnekler verelim.

Malum BBN HABER Konya yerel basının en genç ve taze isimlerinden.

Ama hep diyoruz biz bölgesel değil ulusal olmak için yola çıktık. İnşallah bu yoldaki hayallerimiz ve hedeflerimiz hayırlısı ile gerçekleşir.

Mesela yukarıdaki düşüncelerimizle tanıdık tanımadık pek çok hukukçu dostumuzla görüştük. Bazılarına mesajlar gönderdik yazı yazmalarını rica ettik.

Daha da ileriye gittik.

Bütün partilerin üst düzey yöneticileri ile görüştük. Önerecekleri isimler var ise gazetemizde dergilerimizde yazabileceklerini ifade ettik.

Şöyle bir geriye dönüp bakıyorum da, bizde yazan değerli hukukçu dostlarımız yine kendi bildiğimiz eskiden tanıdığımız koca yürekli insanlar.

Ama onların yazdıklarını eleştirmeye geldiği zaman da kendi meslektaşları bile “Haaa o CHP’li değil mi? Haaa o şuncu değil mi?”.... diyerek de burun kıvırırlar.

Evet yıllar önce bu hayatta ben bir şeyi daha öğrenmiştim.

Yapmadığın, yapamadığın hiçbir şeyi eleştirmeyeceksin.

Birini ya da onun yaptığı işini eleştirebilmek için sende en az o işte onun kadar yol almış olacaksın.

....................

Şahsen düne kadar Tabip Odası Başkanı bugün ise DEVA Partisi İl Başkanı olan Dr. Seyit Karaca, Y. Meram Gazetesinde haftalık düzenli yazıyordu.

Önceki gün veda yazısında okudum 47 hafta olmuş. Allah için Seyit abiyi okuyordum.

Herhalde İl Başkanı olunca noktayı koymuş.

Tekrar söylüyorum keşke yazsaydı.

Keşke benim Hasan Angı abim bir başka gazetede yazsa, tecrübelerini paylaşsa insanlar okuyup bir kelimeden bir cümleden kendilerine ders çıkartsalar Konya adına Konya basını adına kötü mü olur yani?

Mesela son dönemlerde yazıyor mu bilmiyorum?

Ama Merhaba Gazetesinde Sayın Genel Müdürümüz Mehmet Baykan yazıyordu.

Açık ve net, rakip gazete olmasına rağmen Mehmet Baykan’ın yazılarını keyifle bir solukta okuyordum.        

Şimdi falanca gazetede Ahmet Şan, öbüründe Bahattin Karapınar işlerinden güçlerinden fırsat buldukça yaşadıklarını ve bugünü değerlendirseler Konya spor kamuoyu o tatlı ve acı günlerden geleceğe payını çıkarsa, kim kazanır?

KONYA... Konya kazanır.

Uzun lafın kısası işin ehli olan insanlar kendi alanlarında yazmalılar, ekranlara çıkıp konuşmalılar. İşin uzmanları yazmaz ise konuşmaz ise hukukçu sağlık alanında yorum yapar, ziraat mühendisi siyaset konuşur,  35 yaşına gelmiş çok bilmiş ama işsiz gencimiz de ekonomiyi değerlendirir.

O zamanda bugünkü durum olur.

Hayırlısı Allah’tan...  

******

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ GERİ ADIM ATTI 

Dün bu sütunlarda bize gelen dertlenen Anadolu Üniversitesi Açık Öğrenim Fakültesi öğrencilerinin durumuna şöyle bir dokunmuştuk. Dün sabah bu öğrenci grupları bizimle müjdeli bir bilgi paylaşımı yaptılar.

Tepkiler artınca üniversite geri adım atmış.

Anadolu Üniversitesi tarafından, 2019-2020 dönemi yaz okulu uygulaması Covid-19 salgını gerekçe gösterilerek iptal edilmişti. Yüz binlerce öğrenci için mağduriyet yaratacak bu karardan yükselen tepkiler üzerine vazgeçilmiş.

Haydi bakalım gençler hayırlı olsun. Gözünüz aydın. Bakın bir anda yasal yollardan gösterdiğiniz tepkinin meyvesini de almış oldunuz. 

Yine dün sabah gençler hatırlattı. Bu konuyu meclise Ömer Fethi Gürer (CHP Niğde Milletvekili) ve Utku Çakırözer (CHP Eskişehir Milletvekili) taşımış.

Bize gelen gençler AK Partili idiler.

Dün sabah yine üzgün idiler.

Bir kez daha üstüne basa basa “Uğur abi biz Konya milletvekillerimize ulaşmaya çalıştık olmadı. Hatta AK Parti Eskişehir milletvekiline bile mesaj attık. Bize kimse dönmedi” diyorlardı.  

Kendilerine de söyledim “Siz kendi geleceğinize bakın. Hatta siyaset bile konuşmayın. Size sizden başka kimse yar olmaz” dedim.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Evdeki hesabımız bile çarşıya uymuyor ki ahiret hesabımızın vay haline

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Sırf iki sıra öne geçmek için dörtlüleri yakarak araçların sağından geçmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz...