“Sıradan tipik dinci”!
Evet bugün yine sağ ve sağlıklı üstelik de özgür olarak yazımızı yazmak için bilgisayarın karşısına geçtik ama biz de millet gibi dağılmamak adına dik durmaya çalışıyoruz.
Açık söyleyeyim ben de doktor dostlarımın sözünü dinlememekte ısrar ediyorum.
Dahası beni 2 aydır sürekli uyaran, hatta yalvaran abimi bile üzüyorum.
Çünkü onlar tehlikeyi yaşarken biz hâlâ “O şunu yapmış, bu böyle olmamalıydı” diye yazıp konuşmaya, sosyal mesafeyi korumamaya ve eve kapanmamaya devam ediyoruz.
Ve iki ay önceden bugün en yetkili isimlerin söylediğini bana kızarak söyleyen abim bu kez beni korkutuyordu.
Bunu buradan artık yazmak suç olmasa gerek.
Çünkü dün sabahki haberlerde bile söylendi.
Artık hastaneler bile boşaltılıyor.
Acillerin yüzde 40’ı boşalmış.
Bu işlem daha da hızla devam edecekmiş.
Yine acil olmayan ameliyat ve müdahaleler de öteleniyormuş.
Allah muhafaza işin seyrine doğru hastanelerden sonra, Sağlık Ocakları bile devreye girebilirmiş.
Bunları sizleri korkutmak ya da panikletmek için değil; biz hiçbir şeyin farkında değil iken, yetkililer olabilecek en kötü senaryolara karşı hazırlıklarını yapıyorlar demek istediğimiz için yazıyoruz.
Bunu derken de sağlık konusundaki uyarılara harfiyen uyalım ve işi ciddiye alalım diyorum.
Belki bu konuya yazımızın son bölümünde tekrar değiniriz ama biz diğer yazı başlıklarımıza şöyle bir atalım.
ATM’LERİN TEMİZLİĞİ!
Kronik rahatsızlığı bulunan çok sevdiğim bir dostum dün sabah şöyle yazıyordu;
“Abicim kolay gelsin.
Aman şu günlerde dikkat et kendine ne olursun.
Abicim bir yazında da bankaların para çekme makinalarında herhangi bir temizlik yapılmadığını, normalde hepsinin çok kirli olduğunu, özellikle de böyle bir dönemde hiç temizlik yapılmadığını yazabilir misin?
Malum hepimiz kullanıyoruz ama bankaların hiç umurunda değil.
Çok berbat durumda abi bu ATM’ler...”
..........
Dostumuz doğru ve haklı bir uyarıda bulunuyordu.
GECE 3'TE TUZLAMA NEYİN NESİ DEMEYİN?
Çarşambayı perşembeye bağlayan saatlerde yani perşembe gününün ilk saatlerinde 03.00 sularında Beyşehir Caddesinde Büyükşehir Belediyesi’nin kocaman tuzlama çalışması yapan turuncu kamyonunu gördüm. Kar tipiliyordu ama yerde yoktu. Gizli buzlanma vardır düşüncesi ile bomboş caddelerde yine de yavaş ve tedbirli gitmeye çalıştığım için tehlikeyi de görmüyordum.
Ama bir süre kamyonun peşine takıldım. Bir yere mi gidiyordu? Yoksa tuzlamamı yapıyordu?
Vallahi ince ince az miktarda tuzlama yapıyordu.
İçimden gayri ihtiyari “Helal olsun” dedim. Dedim de niye dediğimi bilmeden çalışan işçiler adına dedim galiba diye iç geçirdim.
Amma velakin sabah saat 8 sularında Ankara yolunda Jandarma’nın önünde bu kazayı görünce biz de geceki jeton yeni düştü.
Gündüz gizli buzlanmayı daha iyi fark edebiliyorduk.
Öndeki araç ile mesafeyi koruyamayan araç sürücüsü cam gibi yolda frene basınca öndeki araca çarpıyor ve iki aracın karıştığı maddi hasarlı bir kaza meydana geliyordu.
Kendi kendime konuştum;
“Demek ki neymiş Uğur Özteke bizim yöneticilerimiz isterlerse her şeyi önceden çok daha iyi görüp tedbiri alırlarmış...”
Biz de yöneticilerimize ve çalışan işçi kardeşlerimize teşekkür ederiz.
“AİLERİ KURTARMAK İÇİN VİRÜSÜ FIRSATA ÇEVİRELİM”
Bizim çok farklı kesimlerden çok duyarlı ama inanılmaz hassas dostlarımız vardır. İşte bunlardan biri geçen gün bizi şöyle uyarıyordu;
“Abi bu hafta virüsü fırsata çevirelim dağılan ailemizi toparlayalım diye bir yazı yazsan güzel olur...
Millet orada burada gezeceğim diye aileler dağılıyordu, bu karantina dönemini aydınlığa çevirsek dağılan, kaybolan yuva kavramını tekrar hatırlasak...
Sanki Cenab-ı Hak bize ölümü ve sokaklarda kaybolan aile hayatını toparlamamız için bir fırsat veriyor..
Singapur'da corona ile mücadele kapsamında CB, tüm bakanlar ve siyasi makamların maaşlarından 1 aylık kesinti yapılacağını, buna mukabil mücadelede ön cephede çalışan kamu görevlilerine ise ekstra, bir aylık bonus verileceğini açıkladı.
Peygamberinin ölümünden sonra bu Ümmet’e ilk gelen bela tokluktur. İnsanların karınları doyunca bedenleri şişti, kalpleri zayıfladı, şehvetleri azdı.”(Terğib ve Terhib,3-137)...”
...........
Bunlara benim yorum yapmama gerek kalmıyor değil mi?
OKULLAR TATİL İKEN NE ÖĞRETMEN ATAMASI?
Çoğunluk evde kalıyor, kalmaya çalışıyor ama üretmek çalışmak zorunda kalan insanlarımız da var. Dün sabah son açıklanan ekonomik paket ile ilgili bir büyüğüm ile değerlendirme yaparken, kendisinin açıklanan maddelerden mutlu olmadığını anladım. Hele bir ara “Uğur abi Allah aşkına okullar tatil. Daha ne kadar da tatil olacağı belli değil. 20 bin öğretmen niye alınıyor ki? Devletin parası varsa bizim iş dünyasından alacaklarından silsin” diyordu.
İşte canı yanan büyük yatırımlar içerisindeki bir iş adamının bakışı. Canı yanan bilir değil mi?
ŞİMDİ DE “İNSANLIĞINI KAYBETMİŞ SIRADAN TİPİK BİR DİNCİ” OLDUM
Allah razı olsun bize gelen yorumlardan biliyoruz ki her kesimden, her siyasi görüşten farklı dünyalardan sevseler de, sevmeseler de takip eden okurlarımız var.
Allah’a çok şükür bugüne kadar bize her çamuru attılar. Attılar ama iki çamuru çok şükür bir türlü yapıştıramadılar.
1. PPK’lı , 2. FETÖ’cü diyemediler.
Ama “Gonyalı” rumuzlu okurumuz işte bizi bu kez “İnsanlığını kaybetmiş sıradan tipik bir dinci” yapıyordu...
Bizi niye bu yaftayı yapıştırmaya çalışıyordu biliyor musunuz?
Şöyle “Çünkü diğer ülkelerdeki insanların durumu beni hiç ilgilendirmez” diye yazmışım.
Evet yazdım. Özür dilerim sizin dediğiniz gibi “SIRADAN TİPİK BİR DİNCİ” değilim ama yazdığım yazının dimdik arkasındayım.
Niye mi?
O zaman açıklayalım;
Bir; biz yerel bir gazeteciyiz.
İki; Allah aşkına “Bizim insanlarımız bu virüs ile tanışmalı” diyen bir İngiliz Başbakanının İngilizlerinin durumu beni ilgilendirebilir mi?
Size eyyamcılık mı yapayım?
Ya da kendi insanını bile para için ölüme atan Amerika Başkanının yalan dolan Dallas dizisi gibi oyunlarında oyuncak olan Amerikan vatandaşları için çok üzülüyorum mu yazayım?
İtalyanları, Rusları bilmem kimler için ne diyeyim.
Ya da doğru veya yanlış hastalıklı insanları asan Kuzey Kore yönetiminin zulmettiği halkı için sizlere şirinlik mi yapayım?
Bu yüzden ben yazdıklarımın arkasındayım. Benim yetkim, gücüm yazmaya çalıştıklarım kendi küçük dünyam ile sınırlı.
Başka ülkelerin insanlarını ise sadece ibretle izlerim. Ama size şirin görünmek için ya da patronumu kandırmak için bu satırları haddimi aşan konularla dol-du-ra-mam.
Ben haddimi biliyorum ve boyumu aşmamaya çalışıyorum.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Damla damla verilen su, susuzluğu büsbütün arttırır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Büyük sözü dinlediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.