Yeni normalleşme sürecinde hepimiz gibi bizler de gerçekten normalleşmek istiyoruz. Tabi mesleğimiz gereği elbette büyüklerin dediklerine harfiyen uyamasak da % 70-80 oranlarında söz dinliyoruz.

Her milletin tarihsel olarak genlerinden gelen özellikleri biz de kendimize göre yaşarken üzülerek söylüyorum bırakın maske takmayı ya da sosyal mesafeyi korumayı insanlarımız artık yeniden kucaklaşır, sarılır oldu.

Bu saatten sonra yapacak bir şey yok! Allah, o hep uyardıkları ve bize de çok uzakmış gibi görünen ama ensemizde bekleyen ikinci dalgaya yakalanmadan bu vakayı atlatmamızı sağlar inşallah.

Bugünün yerel konularına girmeden konuyla ilgili dünkü önceki gün akşamki ve bugünkü gelişmelere göre birkaç şey paylaşmak istiyorum.

Sayın Bakan Fahrettin Koca ısrarla düşen rakamları açıklarken tedbir tedbir diyor. Ama önceki gün akşam aralarında Konya’nın da olduğu illeri açıklayan Sayın Bakan durumun iyileştiğini söyleyince korktum.

Yoksa Sayın Bakan ilk zamanlar Konya’yı o kötü iller arasında başta İstanbul olmak üzere gösterince doğruyu mu söylemişti?

Sayın Koca’nın Konya şimdi iyi demesi ne demek, kötü müydük yoksa gerçekten. Ya da siyasetçilere ve Sayın Bakana birkaç gün önce korkulu sinyaller verdirten o dalga da neyin nesiydi?

Bakan son olarak “Konya iyi” dedi; ancak yine hekim olan, doktor olan AK Parti’nin genel başkan yardımcısı Leyla Şahin Usta Hanımefendi “ne olur dikkat edin” diyordu.

Açık söyleyeyim ben bu noktada Leyla Hanım’dan yanayım. Çünkü Leyla Hanım bu açıklamayı, o demeci bir siyasetçi olarak değil hekim ruhuyla hekim gözüyle söylüyordu, tehlikeye dikkat çekiyordu.

Aynı şeyi Sayın Cumhurbaşkanımız da söylemiyor mu?

Sıkıntı millet olarak insan olarak bizim bu sözlere uyarılara kulak vermemizde.

Bu konuda kimseyi üzmek ve insanların, okurlarımızın da kafasını karıştırmak istemem ancak kötü bir duyum ile bu bölümü noktalayalım.

*********

BİR FABRİKADA SEKİZ POZİTİF VAKA

Elbette sizler de duyuyorsunuz belki şehir efsanesi belki dedikodu diye kulak arkası ediyorsunuz bizim şehir efsanesini yazma duyumları rastgele ifade etme gibi şansımız yok biliyoruz ki yalan ya da yanlış bir şey yazarsak yarın bunun hesabını veririz.

Bu yüzden de kılı kırk yararak yazmak şöyle dursun sadece ima edebiliyoruz.

Sanayicilerimiz, patronlar bir tek işçisinin bile bu salgına yakalanmaması için çok titiz davranıyorlar, işçilerine sık sık test yaptırıyorlar.

İki gün önce yaklaşık 180 işçisi olan bir fabrikamızda yapılan taramalarda şu ana kadar sekiz pozitif test sonucuna rastlanılmış.

İnsanlar, işçiler, patronlar ne kadar tedirgin değil mi eğer böyle olmak istemiyorsak ne olur o üç kurala mümkün oldukça uyalım.

*********

BİZ HEP KIRIP DÖKMEK ZORUNDA MIYIZ?

İşte bir abimiz bir okurumuz şunları yazıp bu fotoğrafları gönderiyordu;

“Abim günaydın, hayırlı işler. Oturduğum Durunday Mahallesi Ömer Sokak’ta 28 Mayıs’ta .........  taşıma kamyonu 6 metrelik sokağa girip bizim telefon ve internetin olduğu 6 direği kırmış ve o günden beri bu çağ atlamış Konya’da ulaşacak ne yetkili var ne de yapacak ekip var!  Çocukların sınavı da işin cabası, burası mezra mı abi 14 gündür yapılmaz mı? İlginiz için teşekkür ederim abi. Ayrıca hemen arkamızda şehrin güvenliği için çok önemli ve stratejik bir de merkez var.”

....

Açık ve net söylüyorum telefon ve internet için Türk Telekom, Konya’mızda bu pandemi döneminde polislerimiz gibi sağlıkçılarımız gibi en fedakar şekilde çalışan kesimlerin başında geliyorlar.

Belki bu abimiz gerçekten ulaşılması gereken yere ulaşamamıştır, biz yayın grubumuzun hedefleri doğrultusunda birkaç gündür şehirde değiliz. Döner dönmez ilk işimiz bu abimize yardımcı olabilmek olacak. Şu an üzüldüğüm tek konu ise bu yapılmış hizmete yönelik eylemdir. Direklere varana kadar kırıp döküp, bırakıp gidecek kadar devlet malına zarar veren sonra da dönüp buraya bakmayan zihniyettir.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

İnce düşünen insanların sık yaptığı hata, kişiliği küçük insanlara büyük anlamlar yüklemektir.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Kırmızı ışıkta beklerken camı açıp yere tükürmediğimiz zaman daha iyi adam oluruz.