Dünyada, Türkiye'mizde, sizin oralarda işler nasıl gidiyor? Havalar ya da havanız iyi mi?

Halinizden memnunsunuz değil mi?

Çok şükür... Şükürler olsun günümüze. Cenab-ı Allah'ım bugünlerimizi aratmasın inşallah.

Sözüm ona dün bizim günümüzdü yaaa. Yani gazetecilerin. Vallahi yine yalan dolanla göstermelik işlerle, yalan dünyadan bir yaprağı daha düşürdük maziye.

Günümüz münasebetiyle bize yazılanlar çizilenler içiresinde beni çok etkileyen bir kaç satırı izninizle sizlerle paylaşmak istiyorum.

Çok uzaklarda olsa da 80’li yıllarda kader birliği yaptığım arkadaşım, dostum benim gibi hâla her gün meslek adına tırmalayan Haşmet Öyken kelimesi kelimesine şunları yazıyordu;

"Sevgili kardeşim 60 yaşındaki yeni heyecanına yürekten katılıyor ve destekliyorum. İşte bizim kuşak böyle asla pes etmeyen bir delilik. Yerel basında tükendik dediğimiz bir anda Konya’dan böyle bir çıkış hepimizi ümitlendirdi. Bu projenin başında senin olman ayrıca gurur kaynağı. Allah yardımcın olsun. Üç günde bin abone müthiş bir rakam, Konya eski günlerine inşaallah geri döner.

Biliyorsun biz birlikte Yeni Konya’yı günlük on bin satışa yükseltmiştik. 10 Ocak çalışan Gazeteciler Gününü kutlar sevgilerimle gözlerinden öperim. Arkadaşın/ Haşmet Öyken."

...........

Evet 70’li yılların sonunda birinci sayfa gazeteciliğinde örnek aldığım, danası imrendiğim iki gazeteci vardı. Biri rahmetli İbrahim Sur, diğeri de dostum Haşmet Öyken idi.

O yıllar Y.Konya Gazetesinde Mevlana Caddesinde yıkılan tarihi İş Bankası'nın arkasındaki binanın en üst katında tarih yazılıyordu. Aramızdan ayrılanları bir kez daha rahmetle minnetle anarken, Haşmet Öyken'in nezdinde Antalya'da gururla çalışan Konyalı meslektaşlarıma da sevgilerimi sunuyorum.

..........

Mesleği para ile ilgili olsa da basın ile hep iç içe olan, meslektaşlarımızın yıllarca kahrını çeken spor sevdalısı Muammer Bingöl abimiz de şöyle diyordu;

"Allah'ım emeğini yağlı etsin. Sen her işin üstesinden gelirsin Allah’ın izniyle. Başarı senin kod adın. Benim bundan asla şüphem yok. Reis'in de dediği gibi Allah yar ve yardımcınız olsun inşaallah. Abi sen çalışmaktan korkmayan birisin. Onun için de Allah doğru insanın, çalışkan insanın hep yardımcısı olur."

Avroyu, doları saniyelik olarak takip eden yön veren bu kadar akıllı ve zeki bir insanın bana yazdıkları arasındaki bazı kelimeleri ilk defa bir başkasından duyuyordum. Muammer abicim saygı ve sevgilerimi sunuyorum. İnşallah bu dediklerinize layık olabiliriz.

.................

"Bizim kuşak hep böyle" (!) diyerek söze başlayan Hanifi Ulusoy ile, İstanbullardan onca telaşesinin arasında bizi hatırlayarak arayan Cerrahpaşa Tıp Fakültesinin Dekanı Prof. Dr. Sait Gönen ile biz hepimiz lise arkadaşlarıyız. Dönemin Karatay Liselileriyiz. Bu isimlerde 70’li kuşakların çektiği çilelere rağmen bugün gelinen noktada ki mutluluğun şifresini de "bizlerin normal olmadığımız" yönündeki kanaatleri idi.

Sözün özü, bir yandan göstermelik değerlerle yüzümüze pış pış yapılan, gerçekte ise ilk fırsatta ayaklarımızdan asılması düşünülen bu gazetecilik mesleği eğer bir yıl içinde üç ayrı günde 10 Ocak Gazeteciler Günü, 24 Temmuz Basın Bayramı ve 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü diye kutlanırmış gibi yapılıyorsa varın siz düşünün samimiyetsizliği (!).

REİS NE DİYORSA DOĞRU DİYOR,

REİS NE YAPIYORSA DOĞRUSUN YAPIYOR

Ben başta ulusal basında bazı kesimlerin Kanal İstanbul'dan tutunda yok efendim baca meselesine kadar aklınıza hangi konu geliyorsa Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı sözüm ona muhalefet bayrağı açmalarını hâla anlayabilmiş değilim.

Kardeşim sizin okumanız yazmanız yok mu?

Türkiye'nin yeni sistemi BAŞKANLIK sistemi.

Başkan kim?

Sayın Recep Tayyip Erdoğan.

Yani Başkan.

Başkan ne derse o. Bunun başka karşılığı yoktur. Ne olur bunu bir anlayın yahu. Hem kendi enerjinizi boşa harcıyorsunuz, hem de bizim dikkatimizi dağıtıyorsunuz, konsantremizi bozuyorsunuz.

Niye bunları yazdım biliyor musunuz?

Ama haklı ama haksız. Yalnız doğru yani faturaları ile belgeli olarak bu şehirde yaşayan bir abimiz önce kendisine gelen su faturalarının fotoğrafını çekip gönderiyor

Sonra da altına şunları yazıyordu;

"3 oğlum var. Oğlumun birinin adı da Tayyip. 1 ay su 33 metreküp su harcaması için 165 TL, diğer ay sadece 3 metreküp fazlası ile yani 36 metreküp su kullanımı için gelen fatura 239 TL. Yani 3 metreküp için fiyat uçmuş. Bu kullanım 5 kişilik yetişkin bir aile için aşırı bir kullanım değil bana göre. Ne yapayım ben genç çocuklara banyo yapmayın mı diyeyim? Gidin teyemmüm mü yapın diyeyim? Şaştım kaldım"...

.............

Evinin duyarlı, hassas, çilekeş ve çaresiz reisi, değerli okurumuz bakın siz hem hastalığı anlatmışsınız hem de reçetesini yazmışsınız. Biz bu saatten sonra kime ne diyebiliriz ki? Hadi dedik. Neyi değiştirebiliriz ki?

İster su ile isterse toprak ile yola devam.

Ancak şöyle de bir gerçek var, daha önceki yazılarımızda da bahsettik. Artık Konya’da yılbaşı ile birlikte yeni bir dönem başladı. Kademeli su tarifesi devrede. Bundan sonra kullanım arttıkça kademeli olarak faturalar da artacak. Yani hepimiz şubat ayıyla birlikte sürpriz faturalarla karşılaşabiliriz.
 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Tecrübe sert bir öğretmendir. Önce sınav yapar sonra ders verir.
 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Plakasız ehliyetsiz ve nasıl bir araç türü olduğu kanunlarda yasalarda belli olmayan yazılmamış tarif edilmemiş hurda toplama araçlarının kimliksiz sürücüleri kırmızı ışıkta geçip karşıdan akan trafiği tehlikeye atmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.