Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

Çocuklar aşkına yaşayanlara ve savaşanlara selam olsun

Çocuklar aşkına yaşayanlara ve savaşanlara selam olsun

“Ben öyle bilirim ki yaşamak, berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır.”

İsmet Özel’in bu dizesini duyanlar bilir ki bu sadece bir şiir değil; bir duruş meselesidir.

Bu hayata bakış şekli, sorumluluk ve imtihan bilinciyle hareket etmeyi beraberinde getirir. Çocuklar adına yaşamayı, gerekli hallerde kendinden vazgeçmeyi; onların geleceği için bugünden savaşmayı gerektirir.

Kadim kültürümüzde çocuk, kalbine yazılacak öğretiler olan ve kişilik inşasıyla sorumlu olduğumuz varlıklardır. Toplum olarak onlara bakışımız neydi ne oldu?

Onlar;

- Fıtrat olarak temiz ve nefsi kirlenmemiş bir varlık,

-İnsan-ı kâmil yolunun başlangıcı,

-Sevgi ve merhametin ilk adresi,

-Toplumun vicdanı ve umudu vb. olarak görülürken günümüz dünyasında durum nedir acaba?

Eğer bir toplumda çocuklar sevgisiz, ilgisiz, bilgisiz kalıyorsa; o toplumun kararmış geleceğinden kimse kuşku duymayacaktır. Toplumun adaleti, vicdanı ve birliği çocukların alacakları eğitime ve yetiştirme şeklimize bağlı olacaktır.

Çocukların kalpleri görmezden gelindikçe, onlar gözlerimizin içine değil, ekranlara bakmayı tercih etikleri müddetçe gelecek adına ümit var olmak mümkün görülmüyor.

Çocuklar aşkına yaşamak öyle kolay bir iş olmasa gerek…

Bu konuda bir emanet bilincine, bir eğitim vizyonuna her daim ihtiyaç duyulmuştur.
Eğitim, sadece bilgi aktarmak değil, kişilik inşa etmektir aynı zamanda.

Bir çocuğun kalbine sabır ve sevgiyle yazılmış / yazılacak sözlerimiz varsa, sesimizi değil, sözümüzü yükseltebiliyorsak doğru yoldayız demektir.

“Çocuklarla konuşurken onların seviyesine inmek, onların diliyle konuşmak bir peygamber ahlakıdır.”

Bunun içinde onların gönül dünyalarında yer edinmek önem arz etmektedir. Derdimiz çocuklara hükmetmek değil; onların gönül dünyalarında iyiliği büyütmek, sorumluluk bilincini kazandırmak olmalıdır. İnsanın özü, saflığı, potansiyeli ve geleceğiyle ilgili derin anlam ve kodları çocukluğunda gizlidir.

O halde bugün bize düşen;
✔ Bir çocuğun kalbine hikmetle dokunmak,
✔ Onun kişiliğini yargıyla değil, rehberlikle şekillendirmek,
✔ Ve eğitimde sabrı, sevgiyle yoğurarak yaşatmaktır.

✔Onlara asil insan muamelesi yapmaktır.

“Evlat kokusu, cennet kokusudur.” – Hz. Muhammed

Onlara bakışımız; mücevher adayı birer cevher, korunması gereken bir masumiyet ve yüceltilmesi gereken bir insanlık umududur.

Yetişkinler olarak bizler, çocuklarımızın sahip olduğu değeri görebildikleri bir aynayız...

Tutarlı ve doğru rol model olalım.

Eleştiri ve takdirde ölçüyü koruyalım.

Sevgiyi şarta bağlamayalım.

Ölçülü disiplin sağlayalım.

Aşırı koruyucu tavırlara girmeyelim.

Kurallarımız tutarlı, uygulanabilir ve anlaşılır olsun.

Akademik başarıyı tek kriter olarak görmekten kaçınalım.

Empati duygularımızı geliştirelim.

Negatif etiketlemelerden uzak duralım.

Ödüllendirme konusunda aşırıya kaçmayalım.

Yine çocuklar yaşantılarıyla yetişkinlere de öğretiler sunabilirler. Nasıl mı?

İki güzel örnek:

Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz, bir çocuğun gözlerinin içine bakın. Çünkü bir çocuğun bir yetişkine her zaman öğretebileceği üç şey vardır:

1-Nedensiz yere mutlu olmak.

2-Her zaman meşgul olabilecek bir uğraş bulmak.

3-Elde etmek istediği şey için var gücüyle savaşmak.” Paulo Coelho”

Çocuklarda 5 haslet vardır ki; onlar büyüklerde olsa evliya olurlar:

1_ Rızık için endişe etmezler.

2 _Hastalıklarında şikâyette bulunmazlar.

3 _Tek başına yemeyi sevmezler.

4 _Hata yaptıklarında, korkar ve ağlarlar.

5_ Kavga ettiklerinde, kin tutmaz hemen barışırlar... "Suyuti"

“Dürüst bir insan daima çocuk kalır” Adam olacak çocuklar içindeki çocuğu öldürmeyenlerdir…

Bir yetişkinin ölümü geçmişin ve bugünün ölümüdür. Bir çocuğun ölümü ise yarının...

İnsan yetiştirme ufku sonsuzluğa dayanan bir milletin evlatlarıyız. Kalbini ele alıp onurluca yürüyen/yürüyebilecek insanlar olmak ve kalmak istiyorsak, öncelikli vazifelerimiz arasında; yüreğini aklına uydurabilen, aklı duygularının gölgesinde kalmayan, yaşamını değerli kılacak çocuklar yetiştirme sorumluluğumuz olduğunu bilerek hareket etmek vardır.

Korku imparatorlukları kuranlara inat, geçmişini bilen, geleceği doğru okuyan, iyilik ve adalette yarışacak, ürkütülmemiş, yürekli yiğitlerin dünyasını yeniden kurmak için sorumluluklarımızı hatırlamakla işe başlayabiliriz.

Bir çocuğun gözyaşını cihan saltanatına değişmem” diyebilecek gönül dünyası zengin liderler yetiştirmek ve toplum inşa etmek için, “iddiamız, idealimiz, ideamız” genlerimizde mevcut.

Çocuklar aşkına yaşayanlara ve savaşanlara selam olsun. İnancımız o dur ki; içinde çocukların güldüğü bir dünya da mümkün. Dünyanın güzelleşmesi için de çocukların gülmesi şart…

Sözü usta kalem Cahit Zarifoğlu ile bitirelim:

“Çocukları ürkütülmüş bir dünyanın denizi mavi olsa ne yazar, olmasa ne..."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz TAŞÇI Arşivi