Yılmaz TAŞÇI

Yılmaz TAŞÇI

Demek ki ölmüyoruz…(Ruhumuzu kaybetmezsek!)

Demek ki ölmüyoruz…(Ruhumuzu kaybetmezsek!)

Yurdunu kaybeden bir insan için; kendi hürriyetinin bile, bir manası yoktur...

Türk milletini tarihten, Türk devletini bu coğrafyadan silmek isteyen hainlere karşı verilen unutulmayacak savaşlarla dolu, destansı mücadelelerin yaşandığı bir ülkede yaşıyoruz.

Tarih sahnesinde her zaman yer almış, büyük zaferler kazanmış, savaşlar kaybettiği dönemleri de olan milletimiz, inancı gereği hiçbir zaman esir alınamamış, esirliğe de rıza göstermemiştir. 

Müslümanlığının gereği; Özgür olmak; Özü” gür” olmak bu milletin vasıfları arasında yer almıştır.

Metre kareye altı bin merminin düştüğü söylenen “Çanakkale Zaferiyle” tüm dünyaya bunu bir kez daha göstermiştir.

İslam’la şereflenmiş, “ölürsek şehit, kalırsak gazi “oluruz ruhuna sahip bu milletin evlatlarının:

Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz,

Bu yol ki Allah yoludur, korku bilmeyiz, yürürüz!

Diyerek kazandıkları bir zaferdir Çanakkale.

“Bir insanın ölümü trajiktir, binlerce insanın ölümü istatistiktir” diye bizim için olmasa da batı için bir söz vardır. Olaya bu açıdan bakmadan savaşın büyüklüğünü, şehit ve gazi sayısı tam olarak verilemese de aşağıdaki sayılar açıkça göstermektedir.

Dünya savaşının sadece bir cephesi olsa da, Çanakkale’ye 490.000’e yakın askerle gelen işgalci kuvvetler, 300.000’den fazla kayıp vermiştir. Buna karşılık 315.000 askerimizin 250.000 tanesi ana yurdunu korurken şehit olmuştur. O tarihe kadar eşi görülmemiş bir cephe olan Çanakkale’de kimileri Hakka yürümüş, kimileri de yok olmuştur.

1915 yılında okulların mezun vermediği, genç yaşlı dinlemeden insanların topyekûn savaşa girdiği, “elde bir Anadolu var neslimize emanet edilecek” diyerek şehadet şerbetini içenlerin kazandığı zaferi doğru okumak, anlamak ve neslimize anlatmak gerekir.

“ İzzetle gelecek bir kılıç darbesi, zilletle gelecek bir kamçı darbesinden daha hayırlıdır.”

Şanlı ecdadına yakışır şekilde her daim vatanını korumasını bilecek İslam’la şereflenmiş bir milletiz. Gençlerimize asil bir milletin evlatları olduklarını akıllarından çıkarmamaları için, güçlü mazisini öğretmekten asla vazgeçmemeliyiz.

Sadece dünyanın değil, insanların da ikliminin bozulmaya çalışıldığı dijital bir çağda yaşıyoruz.

Vatan edindiğimiz bu coğrafyada tutunmamızın yegâne yolu, çağı doğru okumak, birlik ve beraberlik içinde yaşamaktır.

Dünyayı memleket bilen bir anlayışla, medeniyetimizi kuran akıl ve iradeyi ortaya çıkarıp, ülkemizin öze dönüş yolculuğuna çıkışı “Özü gür, özgür, mukaddesat sahibi, Çanakkale Ruhuna sahip bireylerle olacaktır…

Milletimizin, ilelebet dünyaya yön veren olmasını sağlamak ve bu ruhu kaybetmemesi için;

“Gayretimiz kanatlarımız, alın terimiz en güçlü silahımız olmalıdır…”

Yaşamayı hak etmişsek, sorumluluklarımızın da varlığından haberdar olmamız gerekir.

Şu nu asla unutmayalım:

Bin yıldır üzerinde yaşadığımız bu topraklar, milletimizin canları pahasına gösterdiği onurlu mücadele ile vatan olmuştur, olmaya da devam edecektir.

Bizler elif gibi olmazsak,

Yaratılış gayemizi bilmezsek,

Doğru kaynaklardan bilgi sahibi olamazsak,

Uyanık olmazsak,

Birbirimize adil olmazsak, birlikte olamazsak,

İlim, iman, ahlak, niyet ve samimiyetle dolu, gönül birliği ve zenginliği sağlamaya yönelik adımlar atmazsak ve bu konularda gayret göstermezsek; Çanakkale ruhunu yaşatamayız.

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.

Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.

Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz TAŞÇI Arşivi