Dunning-Kruger Etkisi
“Bir insan her şeyden evvel burnuyla anlaşmalıdır. Hiç insan burnunu işlerinden uzak tutabilir mi? Yemek için kepçe neyse iş içinde burun o dur.
Hangi alanda olursa olsun en çok hataya düşenler, kendilerinden kudretlerinin üstünde şeyler isteyenler, kendilerini olduğu gibi kabul etmeyenlerdir.” (A.Hamdi Tanpınar)
“Bilmiyorum diyebilmek, bilgelik ister” diyen Fuzuli’nin hitabını günümüzde levha olarak her yere asmak gerekiyor.
Kapitalizminde etkisiyle her şeyin mümkün olduğu algısı oluşturulan dünyada bir şeyi yapamadığınız/bilmediğinizi söylediğiniz anda kapılacağınız duygular listesinde başarısızlık, yetersizlik, değersizlik ön sıralarda yer alacaktır hissiyatı toplumun zihinlerinde yer edinmesi yeni bir durum değil.
7/24 kesintisiz yaşam toplumunda gerçek hayatta/ sosyal medya da/iletişim platformlarında kendine yöneltilen /sorulan sorulara cevap verirken bilmiyorum dediği anda “bilgelik” diyarından mahrum kalacağını düşünen, zihinsel ve duygusal olarak kendini bir girdabın içinde hisseden bir toplumda hep birlikte yaşıyoruz.
Bu konuda kadim kültürümüzden bize öğretilen neydi? Birkaç örnek verelim:
Kemale ermenin sırrı; kişinin kendisinden büyük olanlardan, akranlarından ve kendinden küçük olanlardan ilim almaktan utanmaması, ne söylediğine ve hangi zamanda söylediğine dikkat etmesi, konuşulacak yerde susmanın, susulacak yerde konuşmanın tehlikesinin bilincinde olması, bilmediği bir konu hakkında beyanda bulunmaması, çok kelam etmenin kalpleri katılaştıracağını bilmemiz, dinleyenin her zaman konuşandan çok usanacağının bilinmesi, bilmiyorum demeyi terk ettiğimiz zaman başka bela aramaya gerek kalmayacağı, fazilet için emaneti eda etmenin, doğru söz söylemenin ve bizi ilgilendirmeyen şeyleri terk etmenin sırları diye sıralanabilir.
Bu bağlamda sizlerle “Dunning-Kruger Etkisi” hakkında kısa bir bilgi paylaşacağız.
Araştırmanın çıkış noktası oldukça tuhaf ve ilgi çekicidir. 1995 yılında orta yaşlarında olan McArthur Wheeler adındaki kişi gündüz saatlerinde yüzüne limon suyu sürer ve limonun içeriğinden dolayı görünmez olacağı kanısına vardıktan sonra bir bankayı soymak üzere harekete geçer. Bilim temelinden uzak bu eylem elbette başarısız kalır ve Wheeler gün içinde kamera kayıtları sayesinde polisler tarafından tutuklanır.
Herhangi bir konu hakkında bilgisi az veya uzman olmayan bireylerin uzman olanlara göre daha fazla özgüvene sahip olduğunu ifade eden Dunning Kruger Effect, ilk olarak 1999 yılında yapılan bir sosyal deney sonucunda ortaya atılmıştır.
Yukarıda anlatılan olay üzerine Kruger ve Dunning öğrenciler üstünde bir deney yapmaya karar verirler. Deneyde 45 öğrenci bir sınava girer. Sınav sonrası her öğrenciye sınavının nasıl geçtiği sorulur ve cevaplar algılamadaki eğilimleri ortaya çıkarılır. Soruların çoğuna yanlış cevap veren öğrenciler sınavının iyi geçtiğini hatta daha iyi günlerinde olsalar daha da başarılı olacaklarına inandıkları söyleminde bulunur. Başarı oranı % 90 olan öğrenciler kendi başarılarına alçak gönüllü bir yaklaşımda bulunarak maksimum % 70 oranını verirler. Tüm bu sonuçlar ve fizyolojik, psikolojik çalışmalar Dunning Kruger sendromunun metnini oluşturmasının üzerine konuyla ilgili yazdıkları bir makalede şu ifadeleri kullanırlar:
Cahillerin, beceriksizlerin, yeteneksizlerin ölçüsüzlükleri kendileriyle ilgili algılarındaki hatalardan; yüksek bilgi düzeyine sahip, becerikli, yeteneklilerin ölçüsüzlüğü ise diğer insanlarla ilgili algılarındaki hatalardan kaynaklanmaktadır.
Bu grafik Dunning Krueger etkisini tanımlamakta sıkça kullanılır. Minimum bilgiye dayalı özgüven sınırının en yüksek olduğu nokta aptallığın zirvesi olarak adlandırılır.
Bireyin bilgisinin arttığı noktada özgüveni düşmeye başlar ve bu nokta umutsuzluk çukurunu yansıtır.
Daha sonrasında ise artan bilginin yanına deneyimlerinden de eklenmesiyle kişinin özgüveni yerine gelir ama asla aptallığın zirvesiyle aynı noktaya ulaşmaz. Bu noktada kişi bilinçli ve kontrollüdür.
Bertrand Russell şu sözü onu haklı çıkarır nitelikte.
“Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmasıdır.”
Ego savaşlarından ve bu tehlikelerden kurtulmanın çaresi ise kendimizi bilmek, kadim kültürümüzün öğretilerini içselleştirmek ve hayata geçirmek sırrında gizli olsa gerek…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.