Finansal Okuryazarlık
Yeniçağda paranın gittikçe artan bir kuvvet oluşu, ahlak mukavemetinin gittikçe azalmasındandır. ‘’Peyami safa’’
Ekonomik alanda dahil bir çok alanda çok hızlı değişimlerin yaşandığı bir dünyada yaşıyoruz.
İnsanların çevresinde ve dünyada neler olduğunun farkında olması, sadece tüketen değil, üreten fertler olması, bilinçli tüketici olması yönünde becerilere sahip olması krizlerin ve değişimlerin yaşandığı durumlarda hem birey hem de toplumsal açıdan çok önem arz etmektedir.
Para harcama konusunda meşhur bir söylem vardır:
Bir kişi;
Kendi parasını kendisi için harcıyorsa, kalitede, fiyatta önemlidir.
Başkasının parasını kendisi için harcıyorsa kalite önemli, fiyat önemli değildir.
Kendi parasını başkası için harcıyorsa fiyat önemli, kalite ise önemsizdir.
Başkasının parasını başkaları için harcıyorlarsa fiyat ta, kalite de önemli değildir.
Özellikle yaşadığımız son dönemlerde, artık kişilerin finansal hayatını yönetiyor olmaları, ülkelerin ekonomilerini yönetiyor olmaları kadar önemli hale gelmiştir.
Finansal okuryazarlık; kişinin parayı kullanırken veya yönetirken maddi gerçeklikleri doğrultusunda hareket etmesini sağlayan yetkinliğin de ismi olarak tanımlanmaktadır.
Herkes para kazanabilir ama herkes parasını doğru yönetemez.
Bu beceri kazanılmadığında parayı iki katına çıkarmanın tek yolu elimizdeki mevcut parayı ikiye katlayıp cebimize koymaktan öteye geçmeyecektir...
Toplumda özellikle gençlerimiz bilinçsiz bir şekilde tüketime alıştırılmış durumda. Paramızı harcadığımız şeylerin hangileri gerçekten ihtiyaçtır?
Hangilerini almasaydık da olurdu? Tarzında sorularına sağlıklı cevaplar verebilecek gençler yetiştirmeliyiz.
Finansal okuryazarlık kavramı, finansal yeterlilik ve finansal farkındalık seviyesine de taşınabilmelidir
Finansal okuryazarlığın bir diğer konusu ise paranın değerlendirme yetisine sahip olmaktır.
Finans konusunda başarılı olmak sadece bilgiyle yâda bilgili olmakla ilgili bir durum olmayıp nasıl davrandığımızla ilgili bir mesele olup zor kazandırılan bir davranış becerisi olarak ta karşımızda durmaktadır.
Sonuç olarak; dünyaya tamah etmekle dünyayı ihmal etmek arasında sıkışıp kalmadan, malın ve paranın kontrolünün Müslümanlara bırakılmasına en güzel en büyük misal olarak Yusuf Aleyhisselâm ın Mısır a gelerek oranın ekonomik faaliyetlerini kontrol etmesinin sırlarını bilmek, Peygamber Efendimiz (s.a.v) Medine ye hicretten sonra Müslümanlara, Yahudi kontrolündeki Medine pazarında ticaret yapmalarını ve pazarı kontrol altına almalarını emretmesindeki finans yönetimi konusundaki inceliği görmek ve doğru okumak zorundayız.
Helal yoldan paranın doğru şekilde değerlendirilmesi yollarının da olduğunu şimdiden gençlerimize kazandırmak ve duyarlık oluşturmakta öncelikli görevlerimizdendir.
“Yaratıcımızın insana verdiği şeylerde ahretini de gözetmesi, dünyadaki kazanımlarını nasibini unutmaması, kişinin kendisine ihsan edilenlerden ihsanda bulunması gerektiği akıldan çıkarılmamalı aksi halde, yeryüzünde fesat kaçınılmaz olacak ve aşağıdaki sözü haklı çıkaracaktır:
Para ya bizim başımızın belası veya bizim hizmetkârımızdır. ‘’Horatius’’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.