Gerçek tercih, arzudan değil, uyumdan doğar…
Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sonuçları açıklanmasıyla birlikte her yıl olduğu gibi siyasi alanda dahil olmak üzere tartışmalar, eleştiriler canlılığını sürdürüyor.
2025 LGS'de 66 İlde Toplam 719 Türkiye Birincisi. Yapılan sınavda İstanbul, 163 birinci çıkarırken; Ankara 56, İzmir 49, Antalya 36, Konya 29, Adana 26, Gaziantep 23, Bursa 20, Kocaeli 19 ve Kayseri 18 birinciyle öne çıktı. Bu 10 il toplamda 439 birinci çıkararak, Türkiye genelindeki tüm birincilerin yaklaşık % 61'ini oluşturdu. Yapılan açıklamalara göre 15 ilde ise hiçbir öğrenci 500 tam puan çıkaramadı.
Keşkelerin bir kenara bırakılacağı doğru tercih yapma zamanına girildi. Sınava hazırlanmaktan daha ciddi olan tercih süreci velileri ve öğrencileri bekliyor.
Milyonlarca öğrenciden belli bir kesimi elde ettikleri puanlara göre kontenjan engeline takılmazlarsa, sınavla öğrenci alacak istedikleri / tercih sırasına göre nitelikli bir okula yerleşecek, geride kalanlar yine başvuru tercihine göre puansız yerleştirmeyle resmi bir okula yâda sunulan değişik imkânlarla bir özel okula kayıtlarını yaparak ortaöğretime geçiş yapmış olacaklar.
LGS’de çok sayıda birinci çıkması da dahil bu yıl ülke genelinde yapılan sınav sonuçlarına yönelik tartışmalara baktığımızda yine ağırlıklı olarak sonuç odaklı değerlendirmeler üzerinden yapıldığını görebiliyoruz. Yapılan değerlendirmelerin Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinden uzak kaldığını söylemek mümkün.
Ancak yeni eğitim modelinde beklenen bu değil. Maarif Modeli, öğrenme sürecine odaklanarak öğrencilerin sadece akademik bilgi düzeylerini değil, aynı zamanda sosyal ve duygusal gelişimleri ile beceri gelişimlerini de değerlendirmeyi hedeflemekle birlikte, ölçme ve değerlendirme süreçlerini sonuç odaklı olmaktan çıkararak süreç odaklı bir yapıya dönüştürmeyi amaçlamaktadır.
LGS ve YKS gibi merkezi sınavlar, büyük ölçüde öğrencilerin akademik bilgi düzeylerini ve hızlarını ölçmeye odaklandığı bilinen bir gerçek. Bu sınavlar, Maarif Model’inin çok boyutlu değerlendirme yaklaşımından farklı olarak tek boyutlu ve sonuç odaklı bir sisteme dayanmaktadır. Bu yapının temel problemi, öğrencilerin farklı beceri ve yeteneklerini göz ardı etmesidir.
Burada şu soru akla geliyor. Bu gençlerimiz mevcut eğitim sistemiyle ne kadar orta öğretime hazır? Bunu zaman gösterecek. Bilinen bir gerçek, elde edilen puanlar öğrencilerin ortaöğretim hayatında başarılı olmaları için tek başına yeterli bir ölçüt değil.
Akademik çalışma becerileri, duygusal faktörler, benlik algısı, motivasyon düzeyleri, zihinsel farklılıklar, sınav kaygı düzeyi, cinsiyet faktörü, sosyo ekonomik durumlar, anne baba tutumları, kardeş faktörleri, arkadaşlık ilişkileri, okul öğretmen faktörleri, bilişsel, fiziksel, duyuşsal farklılıklar, dijital okuryazarlık becerileri, bilinçli sosyal medya kullanımı ve daha birçok farklı etmenlerle bu öğrencilerimiz elde ettikleri puanlara göre ortaöğretim serüvenlerine başlayacaklar.
Her bir öğrencimizin kendine özgü özelliklere ve karaktere sahip olduğunu biliyoruz. Lise hayatına adım atacak bu gençlerimizi okul rehberlik servisleri, öğretmenler ve idareciler tarafından çok yönlü tanımakla işe başlamaları gerekmektedir.
Lise hayatında başarı isteniyorsa öğrencilerin motivasyon bilgisi, donanım, özgüven, performans düzeyleri, değerlendirme kapasitesi, problem çözme ve düzeltme becerileri gibi birçok kişisel özellikleri dikkate alınarak farklılaştırılmış, kapsayıcı eğitim uygulamalarına önem vererek çalışmaların sürdürülmesi önem arz etmektedir.
Bunların dışında, Ortaöğretime geçiş yapacak öğrencilerimizle ilgili eğitimciler tarafından ele alınabilecek 6 farklı kriteri sizlerle paylaşmak isterim:
1-Sorumluluk düzeyi
Öğrencilerimizin sorumluluk düzeyleri ne durumda? Her biri görevlerini bilinçli ve istendik şekilde gerçekleştirme becerisiyle mi donatıldılar yoksa sadece yükümlülükleri yerine getirme anlayışına mı sahipler?
Sorumluluk insanı eğiten ve her yaşta öğrenilebilen bir beceridir. Lisede başarılı olma yollarından birisi sorumluluk duygusuna sahip olmaktır.
2-Organizasyon becerisi
Liseye adım atacak gençlerin günlük yaşamlarında uygun yer ve zaman içinde davranışlarını düzenleyebilme plan yapma gibi, okulda ve okul dışında sorumlu oldukları kimi davranışları yerine getirmeleri için sahip olmaları gereken bir özellikte organizasyon becerileridir.
3-Bağımsız çalışma alışkanlık ve becerisi
Rus Bilim adamı Vigovsky; Sosyal Kültürel gelişim teorisine göre:
Bir eğitimci 2 temel noktayı belirlemek durumundadır. Her bir çocuk için bunlardan biri çocuğun herhangi bir yetişkinin yardımı olmaksızın, bağımsız olarak kendi kendine sağlayabileceği gelişim düzeyini belirlemek, diğeri ise bir yetişkinin rehberliğinde çalıştığında gösterebileceği potansiyel gelişim düzeyini belirlemektir.
Öğrencilerin öğrenmelerinde son derece etkili olan; ders dinleme, ders çalışma
ve zamanı etkili kullanma gibi davranışlar arasında yer alan, çoğunlukla kendi özel yaşamlarından, kendine özgü değerler sistemi içerisinde geliştirdiği alışkanlıklardan biriside çalışma alışkanlıkları ve tutumlarıdır. Bağımsız çalışma alışkanlık ve becerisi zayıf öğrencilerin lise kademelerinde istenen başarıyı göstermeleri pek mümkün olmamaktadır.
4-İşbirliğiyapabilme becerisi
Gerek lise kademelerinde gerekse hayatın birçok alanlarında farklı yeteneklerin bir araya gelmesi zorunluluğuyla, farklılıklarda birleşip bir zenginlik ortaya çıkarılması gereken durumlarda söz konusu olabilmektedir. Öğrenci başarısında ve hedeflere ulaşma noktasında İş birliği becerisi bu gibi durumlarda önemli bir faktördür.
5-İnisiyatif alma
Elinde bulunan karar verme yetkisini harekete geçirmek, kullanmak olarak tanımlayabileceğimiz bir kavramda İnisiyatif almaktır. Bahse konu bu kavramda kişilerin kendi iradesine bir vurgu söz konusu olup sorumluluk kavramı ile karıştırılmamalıdır.
6-Kişisel düzen
İnsanlar kendi hayatlarını kontrol etme ve düzenleme gücüne sahiptirler. Kendi yaşantısında ölçü ve kişisel düzene sahip olmayan bir öğrencinin lise kademesinde başarılı olması zor olacaktır.
Eğitim sistemleri ve öğrenci başarı düzeylerini ortaya çıkarmak adına yapılan sınavlar gerçekte yukarıda sayılan altı kriterleri ölçebiliyor mu? Ölçüyorsa ne kadar gerçekçi sonuçlar veriyor?
Nitelikli bir ortaöğretime geçiş amacıyla, bir öğrencinin mevcut başarısını ölçmek, izlemek, değerlendirmek için bütün bunları sorgulamak gerekiyor.
Sayılan altı kriter tek başına orta öğretime geçiş için yeterli olmamakla birlikte bu sayı konunun uzmanlarınca arttırılabilir. Bütün bunları dikkate almadan yapılacak bir ölçüm ve değerlendirme sağlıklı olmayacaktır.
Unutmayalım ki; ölçütü yanlış olanların tüm ölçümleri de yanlış olacaktır…
Resmi ya da özel her okulunun, belli bir amacı gerçekleştirmeye yönelik, kendine ait özellikleri, nitelikleri, sahip olduğu bir değeri vardır. Bu niteliklerin hepsi ayrı ayrı ülkemiz adına bir değer olup öğrencilerimizin okul aidiyet duygularını güçlendirmek ve eğitimde başarıyı yakalamak için önem arz etmektedir.
Okul aidiyeti bireyciliğin arttığı ve yabancılaşmanın yayıldığı modern dünyada her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır.
Lise hayatına adım atacak tüm gençlerimize okul aidiyet duygusunu kazanacak ve beraberinde başarının geleceği bir eğitim öğretim yılı dileriz….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.