İnsan öğrenmeyi bıraktığı gün yaşlanır…
Mevlânâ Fîhi Mâ Fîh’de derki; “İnsan dünyaya bir tek iş için gelmiştir, maksat odur.
Onu başarmadı mı hiçbir şey başarmamış”
Mevlânâ”ya göre insanın dünyadaki başlıca görev ve ödevi, kendi varlığının hakikatini bilmesidir.
Eğitim Sistemleri açısından baktığımızda karşımızda hızla değişen bir dünya ve beklenti düzeyleri sürekli artan bir insanlık görülmektedir.
Eğitim sistemleri ve özelinde okulların dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalmaları bu gelişmeleri arkadan takip etmeleri neticesinde beklenen başarıya bir türlü ulaşılamamaktadır.
Eğitim örgütlerinde bilgi yönetiminin başarısı 3 temel faktöre bağlıdır. Birincisi Teknoloji, ikincisi süreçler, üçüncüsü ve en önemli olanı kültürdür. Teknoloji %20, Süreçler %30, Kültür ise %50 paya sahiptir.
Ülkelerin eğitim sistemleri ele alındığında gelişmiş birçok batılı ülkenin eğitim programlarında köklerinden gelen ve bir geleneği devam ettiren kendi toplumuna ve kültürüne uygun okul ve eğitim anlayışı olduğu bilinen bir gerçektir.
Gelişmekte olan bizim gibi ülkelere baktığımızda ve eğitim programları incelendiğinde farklı ülkelerden etkilendiğimiz bilinen bir gerçektir. Elbette ki ülkelerin eğitim programlarının diğer ülkeleri etkilemesi normaldir. Ancak mesele sürekli etki altında kalmak değil aynı zamanda diğer ülkeleri de etkileyebilmektir. Ancak bu başarıldığı oranda dünyada söz sahibi olmak mümkün olacaktır.
İnsanımızı kökü bu topraklardan beslenen değerlerle bütünleştirebilir ve hayatla ve bilgiyle barışık bir eğitim modeli üretebilirsek sadece nicel anlamda başarılar değil, nitelik anlamında da beklenen başarı hayal olmayacaktır. Amaç kökü bize ait olan bir eğitim modeliyle dünyadaki gelişmeleri de takip etmek, modellemeler yapmak olmalıdır.
Eğitim sistemimizde belli kümelerden oluşmaktadır. Yapılan değişiklikler genel anlamda bir kümenin tamamında değil belli bir elemanında olursa ve yatırımlar sadece bu eleman üzerinde yapılırsa küme de bütünlük sağlanamayacak hatta yeni sorunlara da kapılar açacaktır. Alınan eğitimin neticesinde "Tahta Bacak Frida" nın dediği gibi ‘’ insanlar ya birbirini anlayamayacak ya da tamamlayamayacaklardır.’’
Bu yazımızda farklı ülkelerdeki eğitim modellerinden başarı adına yapılan çalışmalardan bazı alıntılara yer vererek okuyucunun zihninde farkındalık oluşturmaya çalışacağız.
HOLLANDA DALTON OKULLARINDAN:
Bütün Programlar öğrencilerin ihtiyaçları ilgileri ve yetenekleri doğrultusunda geliştirmek, öğrencilerin sosyal becerilerini ve birbirlerine karşı sorumluluk duygularını yükseltmek adına çalışmalar yapılmaktadır.
Üç parçalı bir plan; Dalton eğitiminin temel yapısını oluşturuyor.(Ev-Ödev-Laboratuvar)
EV: Okulu içinde bütün öğrenciler için bir üs gibi. Burada danışman öğretmen bulunuyor ve bu öğretmen okulla ev arasında bir temas noktası. Daha genç öğrenciler söz konusu olduğunda küçük öğrencilerle bir araya geliniyor.
LABORATUAR: Dalton’ın oluşturmak istediği eğitim atmosferi, burada çalışma, araştırma ve iş birliği yapılıyor. Aynı zamanda birebir küçük gruplar halinde öğretmen ve öğrenciler bir araya geliyor.
ÖDEV: Bir kontrat, öğrenci ve öğretmen arasında bir sözleşme olarak kabul ediliyor.
DALTON OKULLARININ TEORİK İLKELERİ
“Kısıtlama Özgürlüğü, Bağımsızlık ve İş Birliği’’ olmak üzere üç tanedir. Çıkış noktası; her çocuğun sahip olduğu güce güvendir.
KISITLAMA: Disiplinli olmayan bir öğrenci özgür bir öğrenci değildir.
Sorumluluklarla Baş Edebilmenin Anlamı: Öğretmen ve öğrenciler birlikte anlaşmalar yapar(Ne gibi konular çalışacak vb.)
BAĞIMSIZLIK: Öğrenciler bağımsız çalışarak bilgiyi elde ederler. Amaç kendi kararlarını vermesi ve yolunu bulabilmesidir.
İŞ BİRLİĞİ: Seçmediği kişilerle çalışmayı öğrenirler.
BELÇİKADAN:
Okul Konseyi + Öğrenci Konseyi + Eğitim Konseyi +Anne baba konseyi +Okul Parlamentosu
(Okullarımızda eğitim paydaşlarını işin içine katmaya yönelik olarak kurulan kurullara benzer oluşumlar denilebilir.)
Danimarka Eğitim Sisteminde İlköğretimden Ortaöğretime geçişte dikkate alınan 6 kriter vardır. Bunlar:
1-Sorumluluk düzeyi. 2-Organizasyon becerisi
3-Bağımsız çalışma alışkanlık ve becerisi 4-İşbirliği 5-İnisiyatif alma
6-Kişisel düzen
İSKOÇYA Eğitim Modelinde:
Okulda Başarı İçin Şu Soruları Kendinize Sorun…
1-NASIL GİDİYORUZ?
-Okulda Durumumuz Nasıl? -Sınıfta Durumumuz Nasıl? -Bölümde Durumumuz Nasıl?
-Ekipte Durumumuz Nasıl?
2-NE BİLİYORUZ?
-Öğrenciler Nasıl Performans Gösteriyor?-Okul Nasıl Yönetiliyor?-Okul Ne Kadar Etkili Oluyor?
3-ŞİMDİ NE YAPACAĞIZ?
Diğer farklı ülkelerinde kendilerine özgü modellerini ele almak, araştırmak ve modellemeler yapmak eğitimciler adına faydalı olacaktır. Bu noktada iyi şeyler yapacağım derken bir canavar beslememeye de dikkat etmek gerekir.
Bu iyi şey |
Bu canavarı besler. |
Güven |
Yanılmazlık hissi |
Hızlılık |
Aşırı acelecilik |
Keskinlik |
Aşınma |
Uyanıklık |
Dar odaklanma. |
Adanmışlık |
İş koliklik |
Kontrol |
Esnek olmayan |
Cesaret |
Aptal cesareti |
Koruyuculuk |
Değişime direnme |
Çekicilik |
Manipülasyon |
Tutumluluk |
Yanlış ekonomi |
Sorumluluk |
Kör inanç |
John R. Oneil(Başarı Paradoksu) |
Yukarıdaki Tablo eğitim konusunda ve uygulamalarımızda da dikkatle ele alınmalıdır.
Artık okuma, yazma, hesaplamanın yeterli olmadığı, bilgisayar, eleştirel düşünme, teknolojik, medya, dijital okuryazarlık yeteneğiyle çağın gerektirdiği fıtrata uygun olumlu yönde değişebilme kapasitesinin de öğrencilere kazandırılması gereken bir çağda olduğumuzu bilmek, anlamak zorundayız.
Var olduğumuz dünyada değişim kaçınılmaz. Değişim; ister kemal, isterse zeval şeklinde olsun, varlıkların ve eşyanın tabiatında var olan bir unsur olduğu da bilinen bir gerçektir…
Esas olan bu durumun farkında olmak ve değişimi bilinçli yönde kullanmak, sorumluluk bilinciyle hareketten ırak olmamak.
İslam fıtrata uygun tevhit temelli bir değişimden yanadır. Tabi ki değişim ve neticesi, bireyin farkındalık seviyesi ve değişim isteğindeki arzu nispetindedir.
Öğrencilerin bilgiye kolayca ulaştığı bir çağda onların ‘’her şeyi bildikleri/bilebilecekleri ortamın olduğu ama hiçbir konuda derinliklerinin olmadığı’’ bilmekle, anlamanın aynı şey olmadığını canlı olarak yaşadığımız bir dönemdeyiz.
Öğretmenlerimizin/eğitimcilerimizin, anne ve babaların insanlık adına her şeyden önce öğrencilerinin zihinlerine ve ruh dünyalarına ahlak anlayışını yerleştirmeleri büyük önem arz etmektedir.
-İmana ve selim akla dayalı bilgi ahlakı,
-Yaratıcısını sadece gökyüzüne hapseden, Sezar’ın hakkı Sezar’a anlayışına dayalı olmayan yöntem ahlakı,
-Kadim kültürümüze ve medeniyetimize dayalı bir davranış ahlakı
Bütün bunlar gelecek tasavvuru olan anne babalarla birlikte “İddiası, ideali ve de ‘idea’sı” olan öğretmenlerle mümkün olacaktır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.