Mizahta da haddini bilmek gerek…
İnsanlar mizah ve şaka yapabilirler. Fakat bazı konular vardır ki onlar asla şakaya gelmez. Orada ciddî olmak insanlık borcudur. Bayrakla alay edemezsin. Millî tarihle eğlenemezsin. Kuranı mizah konusu yapamazsın. Aile namusunu hiçe sayamazsın. Bunlar millî mukaddesattandır. Millî mukaddesatı olmayan millet, millet değil hayvan sürüsüdür. “Hüseyin Nihal Atsız”
Hz. Peygamber (a.s) üzerinden milletimizin hassas sinir uçlarına zaman zaman dokunanlar arasında en son geçtiğimiz günlerde yayınladığı sözde karikatürle (!) “Leman Dergisinin”nezaketsizliği gündemde yer aldı.
Peygamberimize karşı yapılacak, mizah, şaka, herhangi bir saygısızlık, tarihin hiçbir döneminde Türk Milleti tarafından asla kabul edilmemiştir.
Her inanç mensubunun inandığı ve mukaddes saydığı değerleri mevcuttur.Bunlara mukaddes veya kutsal değerler diyebiliriz
Başka dinlerin kutsal değerlerine hakareti Müslümanlara yasaklayan bir dine mensubuz. Başka dinlerin kutsal değerlerine hakaret etmeyi yasak gören bu dinin mensuplarının da, kutsal değerlerimizden biri olan Hz. Peygamber’e yapılan hakarete sessiz kalmasıelbette düşünülemez.
Bizim kadim kültürümüzde, O’nu sevmek Allah’ın emridir ve mü’min olmanın bir gereğidir. Onun adına onun yolunda yapılan her hayırlı iş “hizmetle şereflenme” olarak görülmüştür.
Milleti var eden unsurlardan biriside ordusudur. Ordusuna “Peygamber Ocağı” denilen bir milletin peygamberinin mizah ve şaka konusu yapılması asla kabul edilemez.
Peygamberine hürmeten Muhammed yerine “Mehmet” ismini tercih edip bunu çok yaygın olarak kullanan ve rol- model alama noktasında en büyük gören bir millete mensubuz.
Bitkiler bile ona nispetten nasibini almıştır. Gül, peygamberimize duyulan muhabbetin sembolü ve simgesidir.
Edebiyatımızda ona özgü çok geniş bir bölüm vardır. Peygamberimiz için yazılan şiirlerin yüzde sekseninin Türkçe olması da ona olan sevginiz güçlü bir göstergesidir.
Birkaç alıntı örnek sunabiliriz.
Yunus Emre, ona olan özlemini şöyle ifade eder:
"Arayı arayı bulsam izini
İzinin tozuna sürsem yüzümü
Hak nasip eylese görsem yüzünü
Ya Muhammed canım arzular seni."
Yine onun âşıklarından biri olan günümüz şairlerinden merhum Ali Ulvi Kurucu da:
"Ruhum sana âşık, sana hayrandır efendim,
Bir ben değil, âlem sana kurbandır efendim."
Hz. Muhammed'in doğum yıldönümünde şenlik yapıp mevlid okutan ilk milletyine Türkler olmuştur.Erbil Atabeyi MuzafferuddinGökbörî (1190-1233) resmi bir organizasyonla
başlattığımevlid merasimi geleneği günümüze kadar gelmiş ve sürdürülmektedir.Busevgi, sıradan bir sevgi değildir. Necip milletimizin İslâm'a olan bağlılığının bir ifadesidir aynızamanda.
Yusuf Has Hacip:
Ey Allah’ım, benim gönlümü gözet
Sevgili Peygamberle koparma bağımı
Ahmet Yesevi:
Yoldan azan günahkâra hidayetli Muhammed;
Muhtaç düşse herkese, kifayetli Muhammed
Edip Ahmed Yükneki:
Yarın derde düşersem elimden tutacak olan
O Resul’e benden salat ve selam olsun.
Şeyyad Hamza:
Ey Allah’ın Resulü, Sen’iövmek, Allah vergisidir
Nesimi:
Gönül padişahının bahçesine girdim.
Orada her şey ve tüm yiyecekler güldür gül.
Süleyman Çelebi
Eğer dilerseniz aşk ve dert ile ‘Essalat’ deyin de
böylece ateşten kurtuluş bulun.
Onu tanıyan ve onun kutlu yolundan yürüyenlere kaynaklarda geçen bir müjde:
“Sizler benim ashabımsınız (arkadaşlarımsınız). Benim kardeşlerim de beni görmedikleri hâlde bana inananlardır. Mutlaka ben Rabbimden sizinle ve beni görmeden iman edenlerle gözlerimi aydınlatmasını istedim…”
Büyüklüğü ölçülemeyen, rol ve modelimiz, hayatın aktif, kurucu ve inşa edici en önemli kişisi Hz. Muhammed’dir. (s.a.v)
Şefkat ve merhamet, tevazu, hilm, cömertlik, sabır ve sayılabilecek Kur’an kaynaklı ahlaki özelliklerin en güzel temsilcisidir…
Milletimizde peygamber sevgisinin, onun ahlakıyla ahlaklanmamıza, ailelerimiz başta olmak üzere toplumumuzun genelinde fikrî, siyasî, içtimaî, kültürel yapısında olumlu tesirler meydana getirmesine vesile olması dileğiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.