“Ars longa vita brevis” (sanat uzun hayat kısa) biçiminde ünlenmiş ve sanatların bütününe genişletilmiş olan bu sözü Hipokrat hekimlik için söylemiştir. Kısa olan insan hayatı için sağlık konusunu sadece hekimlere bırakmak akıllıca değil. Her insanın emanet anlayışıyla nimet olan sağlığını koruması ve bu konuda bilgi sahibi olması oldukça önemlidir.

Toplumlarda varlık sebebini unutmuş, Allah hiç yokmuş gibi yaşayan, kaygılarının esiri, hiç ölmeyecekmiş gibi hırslı, kapitalizmin esiri, hayata küskün, kendine öfkeli olanlar olduğu gibi, hayatı haz odaklı yaşayan ve tüketen, tükettikleri arasında kendi hayatı olduğunu da fark edemeyen kitlelerin varlığı ve daha fazlası her çağda olmuştur.

Geçmiş dönemlere göre çağımızda teknolojinin de gelişmesiyle birlikte Tıp ve sağlık alanında müthiş gelişmeler yaşansa da; kanser, kalp damar hastalıklarında, şeker hastalığında, nörolojik hastalıklarda psikolojik hastalıklarda ve otoimmun dediğimiz kendi bağışıklık sistemimizin bize saldırdığı hastalıklarda çok ciddi artışlarda yaşanmaktadır.

Long Covid süreciyle birlikte küresel şirketlerin insan sağlığını hiçe saydığı bilimsel çalışmaları manipüle ettiğinin canlı şahitleriyiz.

Bu alanda mücadele fert ve toplum olarak neler yapabileceğimizi bilmekten geçer.

“İman müstesna, hiçbir kişiye sıhhatten daha hayırlı bir nimet verilmemiştir”

Nebevi sözünü her zaman önemsememiz gerektiği bilincini canlı olarak yaşıyoruz…

Sağlık, insan yaşamının sürdürülmesinde, yaşam kalitesinin yükseltilmesinde ve korunmasında özel bir öneme sahiptir.

Sağlığın korunması ve geliştirilmesi kişinin öncelikle kendi sağlığına sahip çıkması ve sağlık bilincini geliştirmesi ile mümkün olduğu unutulmamalıdır. Afiyet saltanatı için bazı öneriler aşağıda sıralanmıştır.

1. Kaliteli beslenme:

-İlaçlarınız yiyeceklerinizden oluşsun. Yedikleriniz ilaç gibi gelsin…

-Ölü besin ölümü hızlandırır, canlı besinler hayatı uzatır…

Taze meyve ve sebze, balık, fındık, süt ve süt ürünleri ve yeşil çay mutlaka menüde bulunmalı. Sağlıklı olmak için 40'tan fazla besine ihtiyacımız var. Bunların hepsini tek bir gıdadan sağlamamız mümkün değil.

1. Süt, yoğurt, peynir grubu: Süt ve sütlü gıdaların oluşturduğu bu gruptaki besinler protein, hayvansal yağlar, kalsiyum, fosfor, B₂ , B₁₂, A vitaminleri açısından zengindir.
2. Et, yumurta ve kuru baklagiller grubu: Kırmızı et, tavuk, balık, yumurta, kuru fasulye, nohut, mercimek gibi gıdaların oluşturduğu bu gruptaki besinler başlıca protein kaynağıdır, ayrıca yağ, B vitaminleri, demir ve çinko da içerir.
3. Taze sebze ve meyve grubu: Bu gruptaki gıdalar vücut için kalsiyum, demir, magnezyum ve diğer bazı minerallerin, A, B, C, E, folik asit gibi vitaminlerin kaynağıdır.
4. Tahıl grubu: İçerdikleri karbonhidratla başlıca enerji kaynağıdır, ayrıca B grubu vitaminleri içerir

2. Akciğerleri çalıştırmak: Düzenli egzersiz yaparak ciğer kapasitemizi 50 yaşından sonra bile %25 artırmak mümkündür.

3. Sigara içiliyorsa kesinlikle bırakmalı.

4. Doğru nefes almayı öğrenmek: İdeali karından alınan dakikada 12-14 nefes(Diyafram Nefesi)

5. Kilomuza dikkat etmek: Her fazla kilo, eklemlerimiz üzerinde gereksiz bir yüktür.

6. Kahvaltıyı asla ihmal etmemek: Kahvaltıda lifli gıdalar almaya dikkat etmek gerekir.

*Ramazan ayında sahuru ihmal etmemek.

7. Kaslarımızı çalıştırmak: Düzenli çalışmayla 12 hafta içinde orta yaşlarda bile kas gücümüzü geliştirmemiz mümkündür.

8.Düzenli Aile Hayatı-Evde Sofra Birliği

9. Formumuzu korumak: Yürüyüş başta ihmal edilmemesi gereken egzersizleri düzenli yapmak.

10. Yağ dengemize dikkat. Vücut için en iyi yağ balıkta ve cevizde bulunur.

11. Vücuttaki pas ve tortuyu atmak: Miktarda aşırıya kaçmamak şartıyla yeşil çay içilmeli, çikolata yenilecekse siyah çikolata tüketmeli.

12. Kötü diyetlerden uzak durmak: Kemik sağlığı için her yaşta kalsiyum almamız gerektiğini unutmayalım.

13. Güneşlenmeyi ihmal etmemek: Her gün birkaç dakikalığına da olsa gün ışığına çıkıp, vücudumuzun D vitamini üretebilmesi için güneş ışığına ihtiyacı vardır.

14. Günde en az bir buçuk litre temiz su içmek: İdrarının rengini kontrol edip, eğer sarıysa yeteri kadar su içmiyoruz demektir.

15. Yürüyüşe çıkmak: Düzenli yürüyüş hormonal dengeyi sağlar, stresi önler.

16. Kalbimizi koruyup ve güçlendirmek: B vitamini, magnezyum ve çinko almayı unutmamak gerekir. Havuç, lahana, avokado, fındık ve sarımsak mutfağımızdan eksik olmamalı.

17. Tansiyonumuzu takip etmek: Tuz, aşırı kilo ve stres, tansiyon riskini artıran faktörlerdir.

18. Kalbimizi kontrol ettirmek: Yılda bir kez check-up yaptırmalıyız.

19. Stresten uzak durmalıyız.

20. Güneşte uzun süre kalacaksak koruyucu önlemler alınmalıdır.

21. Şeker tüketimimizi azaltmak: Canımız tatlı çektiğinde hafif sütlü tatlılar, bitter çikolata tercih edilebilir.

22. Günde en az 7 saat uyumayı ihmal etmemeli.(Yaşa ve metabolizmaya göre düzenli uyku)

23. Cildimizi beslemek: A, C ve E vitaminleri içeren cilt losyonu kullanılabilir.

24. Vücudumuzun ihtiyaçlarını öncelik sırasına sokmak: Gün 24 saat. Bunu üçe bölüp: 8 saati çalışmaya, 8 saati kendimize ve 8 saati uyku ve istirahat için ayırmak önemli.

25. Günümüzü planlamak: Planlı yaşamak, vaktimizi daha verimli ve yararlı geçirmemizi ve stresten kaçınmamızı sağlayacaktır.

26. Dişlerimize iyi bakmak: Günde en az iki kere dişlerimizi fırçalamamız, kahveyi fazla içmekten kaçınmamız gerekir.

27. Şeklimizi korumak: Vücudumuz bütün gün televizyon veya bilgisayar başında oturmak, cep telefonuna bakmak için dizayn edilmediği bir gerçek. Kalkıp, hareket etmek en faydalısı.

28. Olumlu düşünmek: Uzmanlar varlığıyla mutlu olduğumuz şeyleri düşünmemizi tavsiye ediyorlar. Pozitif düşünce hem bizi genç tutar, hem stresi azaltır.

29. Zihinsel bakımımızı ihmal etmemek: Televizyon-bilgisayar-cep telefonu vb. karşısında çok fazla gereksiz vakit geçirmek bunama riskini artırır.

Yeni bir şeyler öğrenip yeni alışkanlıklar geliştirerek zihinsel faaliyetlerimizi aralıksız sürdürmemiz de uzun ve sağlıklı yaşamamız için gerekli olan faaliyetlerdir.

Afiyet gizli bir saltanattır.

Bir anlık gam ve ihtiyarlık bir senedir.

Hz. Davud

x