“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” Üzerine
Satı Bey’den(1911):
Anlaşılmadan ezberlenen şeyler kabukları ile birlikte yutulan ve sonuçta hazmedilmeyen çekirdeklere benzer.
Uymayan bir şekilde ders vermek, daha dişi çıkmamış bir çocuğa pirzola yedirmeye benzer.
Çocuğun gelişimine, çağ özelliklerine önem vermeyen bir öğretmenin durumu yüksek bir balkonda durduğu halde sokaktan geçen küçük bir çocuğa el uzatan bir adamın haline benzer…
Satı Bey’den alıntıyla girişini yaptığımız ‘’Eğitim Programı’’ ile ilgili düşüncelerimize 04 Ocak 2024 tarihinde bu köşede yer vermiştik.
https://bbnhaber.com.tr/yazarlar/yilmaz-tasci/egitim-programi-10213
Bakanlık yenilenen eğitim müfredatlarını kamuyla paylaşarak eğitimle ilgilenen tüm paydaşların görüş ve eleştirilerine açtı.
(https://gorusoneri.meb.gov.tr/?fbclid=IwZXh0bgNhZW0CMTEAAR0KNraLY84ISXdO2IBQBnuI_ZFB53GU7XntM1NkPDnGz3m8gQa_BuR6ZLI_aem_AcXgplYFCBTGNUcmzmXC_2Mw5aOtFJwPX7x_gg7m3LYuuA2ZVIC4qRofvKWgrdIUrbwqzWoSXk5dKdE6jn3MbLLx)
Yenilenen eğitim programlarının “Türkiye yüzyılı maarif modeli” adıyla kamuoyuna sunması, geliştirmeye acık birçok yönleri olmakla birlikte “Yetkin ve Erdemli İnsan” teması ile müfredat ta değişikliklere gitmesi yönündeki atmış oldukları adımları olumlu karşılayanlar olduğu gibi meseleye “maarif modeli” adlandırmasına bile tahammül edemeyenlerde olmakta ve eleştiriler yöneltmektedir. Meseleye siyasi ve ideolojik yaklaşamadan yapılacak samimi, yapıcı tüm eleştiriler ve bildirilen görüşler ülkemizin eğitim politikaları adına büyük hizmet olarak görülmelidir.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamalarda ve sosyal medyada yer alan haberlerde dikkat çeken, üzerinde uzun soluklu değerlendirmeler yapılacak güzel tespitler yer almaktadır.
Yapılan paylaşımlarda; yeni müfredatın, özgün bir eğitim felsefesi içerdiği, yeni modeliyle millî bilince sahip, ahlaklı, erdemli, milleti ve insanlık için faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş; beden, zihin, kalp ve ruh bütünlüğüne sahip bilge nesiller hedeflendiği, öğrenciyi zihinsel, sosyal, duygusal, duyuşsal, fiziksel ve ahlaki açıdan bir bütün olarak gören "bütüncül eğitim yaklaşımı" modeli benimsendiği belirtilmiş, bu yaklaşımın merkeze aldığı konuların ise, "insanın fıtri özelliklerini koruma ve geliştirme", "şahsiyet bütünlüğünü oluşturma", "karakter gelişimini sağlama" olarak sıralandığı, programların yetkin ve erdemli insan, ruh ve beden bütünlüğü, bilgi ve bilgelik, geçmişten geleceğe eğitim prensibi, değerler, ahlaki bilinç ve estetik bakış açısına sahip olma prensipleri üzerinden tasarlandığı, öğrenci profili oluşturulurken zamansal bütünlük, ontolojik bütünlük ve epistemolojik bütünlüğü sağlama yanında aksiyolojik olgunluk da dikkate alındığı, medeniyetimizin üzerine inşa edildiği temel kavramlar olan aklıselim, kalbi selim ve zevkiselim sahibi nesiller yetiştirmek için madde-mana, akıl-duygu, nefis-vicdan, insan-toplum ve zaman-mekân dengesini gözettiği de dile getirilmiştir.
Yeni müfredatın hazırlanmasında “bütüncül eğitim yaklaşımı” öne çıkarılmıştır.
Eğitim bilimciler, bütünleşik öğrenmeyi; “öğrencilerin değişik alanlardaki bilgiyi birleştirmesine, bütünleştirmesine yardım eden ve kavramlar aracılığıyla öğrencileri analiz, sentez düzeyindeki düşünmelere odaklaştıran bir yaklaşım” olarak tanımlamaktadır.
Programın yenilenmiş olması geçmişte yapılan uygulamaların yok sayıldığı anlamına gelmemelidir. Programda yer alan bazı açıklamaların geçmişte de dile getirildiği dikkatlerden kaçmamıştır. Bu konuda geçmiş zamanlarda yapılan bazı görüşlere de yer verelim:
Öğrenme, çocukluğun ilk günlerinden itibaren baslar. Anneler, çocuk eğitiminde aktif olmalıdır. Eğitim, okul ve aile dışında tüm toplumla bütünleştirilmelidir. Cinsiyet ayrımı yapmaksızın her çocuk eğitim hakkından yararlanmalıdır. Özel gereksinimi olan çocuklar,
Okul dışında bırakılmamalıdır. Çocuklar okulda iyi, insani muamele görmelidir. Çocukların
Mutluluğu için yeni disiplin ve öğretim yöntemleri bulunmalıdır Mümkün olduğunca çok
Duyuların kullanmasına fırsat tanınmalıdır. Ezbere dayalı eğitimden uzaklaşılmalı,
Muhakeme yapmak, hafıza, yaratıcılık, hayal kurma desteklenmelidir. Dersler birbirinden
Kopuk olmamalı, birbirleriyle bütünleştirilmiş verilmelidir. (Comenius 1592 – 1670. Yani
Günümüzde de ilgi gören bu fikirler 16 ve 17 yy da dile getirilmiş fikirlerdir.)
Duyular, zihne açılan kapılardır. Çocuklara daha sempatik ve şefkatli davranmak gerekir Oyun ve özgürlük çok önemlidir. Çocukların oynamak, keşfetmek ve büyümek için özgür olmaları gerekir. Merak etmek, çocuğun öğrenmeye ilgisini işaret eder, meraklı oluşları ciddiye alınmalıdır.
Çocukların sorularına saygı duyulmalıdır. Düz anlatım yerine, Örneklerden ve deneyimlerden yararlanmaları sağlanmalıdır. Botanik, astronomi, coğrafya,
Anatomi, marangozluk ve el sanatları, dil eğitimi dersleri erken yaslardan itibaren verilmelidir. Çocuğun özgürlük kadar otoriteye ve kurallara da ihtiyacı vardır.
( John Locke 1632 – 1704. Görüldüğü üzere 17 ve 18 yy söylemleri ile 21.yy söylemleri arasında muazzam bir benzerlik görülmektedir.)
Çocukluğa ve çocuğun doğasına saygı duyulmalıdır. Çocuğun doğası iyidir, Yanlış bir deneyimle karşılaşmadığı sürece hayatı boyunca iyiliğini korur. Çocukların deneme yanılmalarla kendi kararlarını verip davranışlarının doğal sonuçlarını görerek öz denetim becerilerinin gelişimi desteklenmelidir. Çocuklar, doğayla yakın temasta ve duyularını kullanarak, dış dünya ile etkileşimde kalarak kişiliklerini geliştirirler. Kapasitesine ve gelişimine uygun eğitim ortamlarında çocuklar kendilerini korumayı ve erdemli kalmayı başarmayı öğrenirler. Öğrenme pasif değil aktif bir eylemdir.
(Jean Jacques Rousseau 1712–1778 yılları arasında yasayan bir düşünürün fikirlerinin bugünümüzün de savunulan fikirleri olması dikkat çekicidir.)
Teknolojinin akıl almaz hızla geliştiği ve bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı günümüz dünyasında eğitim programlarında güncellemeler ve değişiklikler kaçınılmazdır.
Yukarıda bahse konu 21. yüzyıl becerileri konusunda Amerikalıların 1990 yılında yaptıklarını konuşuyor olmakta ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte, zaman ve mekânla barışık gençlerin, fıtrata ve yaşayacakları çağın gereksinimlerine uygun yetişecekleri, köklerden geleceğe bütünlüğün sağlanacağı, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin hayırlı olması dileğiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.