“Yüreklerde Akif, Dillerde Hürriyet”

Ömrünün büyük kısmı vatanın düşman işgalinden kurtuluşu ve milletin bağımsızlığı mücadelesiyle geçen Mehmet Akif’in sahip olduğu değerler arasında hürriyet kavramının önemli bir yeri olduğunu, başta İstiklal Marşımız olmak üzere onun eserlerine okuyan herkes bilir.

 Denebilir ki hürriyet onun değerleri arasında, listesinin en üst sıralarında yer almaktadır. Hürriyet uğruna savaşılması gereken yüce bir değer, insan gibi yaşamanın olmazsa olmaz koşulu olarak görülmektedir.

Özellikle dijital çağda teknoloji yoluyla fiziki sınırların ortadan kalktığını, zihni sınırlarımızı korumanın önemini bilmek ve kabul etmek zorundayız.

İletişim teknolojisindeki akıl almaz hızlı gelişmeler, metaverse yolculuğuna atılan koşar adımlar, özgürlük adı altında haz ve hız peşinde koşan ve onların kölesi olan, ilkesiz ve ülkü yoksunu bir gençlik tasavvuru, insansız bir dünya hayalinde olanların zihinleri sömürgeleştirme çaba ve gayretleri…

Bütün bu yaşanan/yaşatılanlar gözden kaçırılırsa mutluluğu, özgürlüğü, sahte cenneti kendi ülkesi dışında arayan hiç kimsenin hoşnut olmayacağı, sahip olduğu toprakların kıymetinden ve değerinden habersiz, ülküden yoksun, ilkesiz ve gayesiz bir gençlikle ilgili şikâyetler hız kesmeden söylenmeye devam edilecektir.

Yurdunu kaybeden adam için, hürriyetin bile bir manası kalmayacağını, ilkesiz ve ülküsüz yaşanamayacağını mutlaka neslimize öğretmek zorundayız.

Uzun olduğu için burada yer veremeyeceğimiz özellikle gençlerimizin okumasını tavsiye edeceğim, Mehmet Akif’in  1913 yılında Sırat-ı Mustakim de yayınlanan “Kır Ağası” Hikâyesi bize düşünülen  metaverse  toplumunun içinden bir karakter çiziyor desek yanılmış olmayız.

Gittiği yolu bilmeyen, baktığı şeyi görmeyen, duyduğu şeyi işitmeyen, mümkün olduğu kadar başkalarının sırtından günü birlik yaşayan bir tipin karakteri.

Gençlerimizi ve insanlarımızı “böyle olmayınız” diye ikaz eden bir hikaye...

Hikayenin bitiş cümlesine dikkatli baktığımızda görülecektir ki;

Gittiği istikameti iyi tespit edemeyip, bindiği dalı iyi tartamayanlar, muhataplarının kim ve ne olduğunu bilmeyenler, eninde sonunda belasını bulurlar…

Sahte hürriyetlerin sunulduğu, insanı ve insanlığın kaybettirilmeye çalışıldığı gerçek dünyada, sanal alemde yada bunların karışımı düşünülen Metaverse’de olsun; dertlerin, belaların gelmesine sebep yaşam tarzımızı gözden geçirmekle ve dünyayı doğru okumakla mükellefiz.

Kendi toplumuna yabancılaşmayan, ülkesini seven, gerçek hürriyet sevdalısı gençler yetiştirmek istiyorsak, örnek bir şahsiyet olan Mehmet Akif Ersoy’un eserlerini, şahsiyetini vb. mutlaka onlarla buluşturmak, tanıtmak zorundayız.

Akif, Örnek bir Şahsiyet...
Merhum Nurettin Topçu vakti zamanında şu sarsıcı soruyu sormuş.
Bu toprak daha çok Akif’ler yetiştirecek mi?
Bu topraklarda Akif'ler yetiştirmek için öncelikle vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u tam olarak anlatmak gerekir.

Vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy;

Toplumumuzda büyük yetenekleri atıl bırakmayı göze almayan,

Milletimizin ruhunun derinliklerine ulaşmayı hedefleyen,

Milli ve manevi ruhunun gücünü hissettirmeye çalışan,

Geleceğe yön verecek nesilleri hedefleyen,

İmana ve selim akla dayalı,

İddiası, ideali ve ideası olanlar ve neslimiz için asil duruşuyla örnek bir şahsiyettir.

Akif’in izinde Akif’çe bir duruş sergilemek,

Gençliğe Yansımalar da bulunmak…

Akif bu milletim mütemmimidir, bir parçasıdır.

Onun yaşadıkları bizim yaşadıklarımızdır.

O bizim tarihimizi en güzel, canlı şekilde resmedenlerden biridir.

Birey değil, şahsiyettir.

Adı en çok duyulan, daha çok sembollerle bilinen bir değerdir.

Mükemmel bir şahsiyet örneğidir.

Örnek alınacak ahlak sahibi biridir.

Vefalı, tevazu sahibi, sözünün eri bir kişidir.

Gençliğimiz için, onların tabiriyle vazgeçilmez bir idol’dür.

İçinde yaşadığımız bu zor dönemlerde gençlerimizin Akif’in bu ve benzeri yönlerini bilmeye, öğrenmeye, anlamaya ihtiyacı vardır.

Rahmetle anılmak…

Ebediyet budur, amma,

Sessiz yaşadım, kim, beni nerden bilecektir? (M.Akif Ersoy)

"Sessizlik kişinin uyandığı yerdir."

Yazdığın tüm eserlerle milleti uyandırıp, hakikate kapıları araladın.

Bu milletin evlatları vatan aşkını, hürriyet tutkunu ve yazdığın İstiklâl Marşı'nın kıymetini her daim bilecek ve yaşayacaktır. Rahmet ve minnetle…