Bunları kim büyüttü?
Televizyon ekranlarında gazete köşelerinde herkesin gündeminde KORANAVİRÜS. Normalde benim konumda bu olmalı diye düşünebilirsiniz.
Ancak ben biraz aykırı davranıp gündemin dışında bir şeyler yazmak istiyorum. Kısaca ben bugün ve bundan sonrada alanım dışındaki konularda yazmayacağım ahkâm kesmeyeceğim.
Seksenli yılların meşhur, hiç kimseye benzemeyen Hoca efendisi, doksanlı ve iki binli yılların peşinden koşulan, okullarına akın akın kayıt yaptırılan, derneklerine üye olunun Hoca efendisi.
Ne oldu da bir anda bir terör örgütünün başı oluverdi?
Herkes dün öve öve büyüttüğü adamı, bugün hastalıklı gibi yerden yere vuruyor.
İşte bunu iyi anlamak ve iyi tahlil etmek gerekiyor.
Öncelikle bu şahsı ne Amerika, ne İngiltere, ne de Siyonizm bu duruma getirmedi. Bu şahsı yediden yetmişe şu anda onunla mücadele ettiğini söyleyenler, yani bizler bu duruma getirdik, önce bunu anlamamız gerekir.
Çünkü bu adamın zihniyeti belliydi, ülkemizi bugüne getireceği de belliydi, birileri bu konuda bizleri sürekli uyarıyor, bizler de yıllardır bunları hep yazıyor ve her ortamda söylüyorduk.
Ama kimse bunları duymuyor, anlamıyor bu konuda acaba bile demiyordu. Sonra da bunların bu duruma gelmesi için bunlara siyasiler, sanayicimiz, memurumuz destek veriyordu.
Konyalı bir iş adamı bir başka derneğin ziyaretinde, biz sadece onlara (FETÖ) veririz onlardan başka biri bizden para talep etmesin, varım yoğum onlara feda olsun diyerek hanımının onlara bağışladığı evi ballandıra ballandıra anlatanlarken bugün meydanlarda FETÖ düşmanlığı yapıyorsa, vay halimize.
Konya’da başka okul ve dershane yokmuş gibi “onlar da bu işi biliyor canım” diyerek çocuğunu, torununu onlara göndermek için sıraya giren, şimdi terörist dedikleri o günün ağabeylerine, ablalarına çocuğunu emanet eden belediye başkanları, milletvekilleri, bürokratlar, sanayiciler şimdi onlarla mücadele ettiğini söylüyorlarsa, vay halimize.
Bu işte bir yanlışlık yok mu sizce?
Terörist başının büyümesine sebep olan malum şahsın elini öpmeye giden hoca efendilere ise çok söyleyeceklerim var.
Ancak, sadece birine burada ayrı bir sayfa açmak istiyorum. Sayın hocam malum şahsa gittiğiniz günü biliyordum o zamanlar da söylemiştim ve yazmıştım ancak sevenlerin gidene, yani size inanmış bana inanmamıştı. Hoca efendinin günahını alma demişlerdi.
Sevgili hocam o günden beri televizyon ekranlarına çıktığında, televizyonu kapattığımı, bulunduğunuz sohbet ortamlarından uzaklaştığımı, namaz kıldırdığınız camilere girmediğimi, vaaz etmeye başladığınız zaman camiyi terk ettiğimi biliyor musun?
Bana ve seni sevenlere bunu yapmaya ne hakkın vardı, şimdi çıkmış televizyon ekranlarında benim, ta o yıllarda söylediklerimi çok şükür doğruluyorsunuz. Ama hâla yalan söylüyorsunuz. Bunu da biliyorum Sayın hocam.
Bu hocalar ve 28 Şubat sürecinde çocuklarını benim bulunduğum dershaneden Milli Görüşçü diye alıp onlara emanet edenler, onlara bir gecede binlerce lira, dolar para ile destek verenler, günün iktidardaki siyasetçileri, işte bu malum insanı büyütenlerdi. Bunlara iyi bakmak lazım…
Bunlar eskidi hocam, yenilere bakalım diyenlere, evet şimdi de yenilerden yazacağım.
Vakıflar müdürlüğü Konya’da hâla onlarla ilgili hiçbir çalışma yapmamış ilgili milletvekiline bir sayfa bile rapor sunmamış, belediyeler neler yaptı ben bilmiyorum biri de bunu anlatsın.
Konya’da yüzlerce öğretmen ve alt memur işçi görevden alınırken bir tane bile il ve ilçe yöneticisi müdürün görevden alınmaması Konya’nın temizliğini mi gösteriyor acaba? Yoksa üst kesimden eleman açığa alınmaz diye bir kural mı var onu da öğrenmek istiyoruz tabi.
Sonra Kayyımın Fetö okullarına atadığı müdürlerin de Fetöcü olarak değerlendirilmesine sebep olan cibilliyetsiz kim diye sorma zahmetinde bile bulunmayan yöneticiler, bu cibilliyetsizleri görevden almayanlar, acaba kime hizmet ediyorlar bunun farkındalar mı?
Konya eski milletvekili günümüzün Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Hanımefendiye, Necmettin Erbakan Üniversitesine söyleşi yapmaya geldiği gün üniversitenin kantininde “Konya’mıza ve okulumuza hoş geldiniz sayın vekilim ve baş danışmanım” dediğim için çok alınmış her yerde beni konuşuyormuş.
Sayın hanımefendi lütfen bizim kültürümüzde olan hoş geldiniz sözünü bu kadar değersizleştirmeyin ne olur, her yerde ağzınıza sakız yapmayın.
Benim çocuğum evime yanıma gelince ben hoş geldin derim, ben onun evine gittiğimde o bana hoş geldin der.
Ben o gün orada sizin yaptığınız saygısızlığı yapmadım Sayın başdanışmanım. Sadece sizin söyleşinizi dinlemeden salonu terk ettim. Terk etme sebebim de konuşmanın içeriğinin boş olmasıydı. Şahsımla ilgili son sözleriniz olmasa bunu da yazmayacaktım.
Bir de sizin o gün şahsıma yaptığınız hakaretleri burada yazdırmayın bana. Sizin dediğiniz gibi ben kaba bir insan değilim bunu anlamanızı isterim.
Bundan sonra sizi Konya’mızın neresinde görürsem hoş geldiniz diyeceğim siz de isterseniz bana hakaret etmeye devam edin.
Sahiden bunları kim büyütmüş, bizler kimlere oy vermişiz dersiniz?
Karar saygıdeğer okurlarımın.
Yazının Sözü; ‘Eğer çocuğunuzu bunların dershanesine okullarına gönderirseniz bu çocuklar yarın bir gün Siyonizm’in askeri olur.’ Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.