Yücel KEMANDİ

Yücel KEMANDİ

İmralı’daki Şahıs

İmralı’daki Şahıs

Geçen haftaki yazımıza değişik yorumlar aldık.

Birilerinin siyah dediğine, birileri beyaz demiş.

Bunlar çok normal.

Ancak hakaret etmeyi eleştiri zanneden zavallıları da Allah'a havale ediyorum.

Eleştireceğim derken hakaret edenlerin bazı özelliklerimizi bilmesini isterim.

Yazılarımızda düşünce ön plandadır, konuları çok değişik açılardan ele almadan, ayrıntılara inmeden işlemeye çalışan biriyiz.

Yazdıklarımıza tüm okuyucularımın inanmasını da beklemiyoruz. Sadece açık, sade ve akıcı bir dil kullanmaya çalışıyoruz. Yazdıklarım okuyucunun ilgisini çeksin okusunlar benim için yeter.

*****

İmralı’daki şahıs;

İmralı’dan çıkmayabilirim, yeter ki mesele çözülsün” demiş.

Çok güzel, bu şahıs yıllar öncede aynı şeyleri söylemişti.

Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirildikten sonra yaptığı açıklamalar Kürtler arasında şok etkisi yapmıştı.

O günleri hatırlarsak, ilk olarak terör örgütü liderini gözleri bağlanmış olarak uçakta maskeli askerler arasında görmüştük,

Sonra Türk bayrağı önünde fotoğrafı ve burada söyledikleri hala kulaklarımda.

Hizmete hazır olduğunu söylemişti, hatta annesinin Türk olduğundan bile bahsetmişti.

Özellikle PKK karşıtı Kürt milliyetçileri, Öcalan’ın idamdan korktuğu için teslim olduğunu ve böyle konuştuğunu söylüyorlardı.

Örgüt ise, bu olanlardan sonra sessizdi ve şoktaydı.

Örgüt lideri yakalandıktan sonra 1 Eylül 1998’de ateşkes kararından hemen sonra da bu ateşkesin ve müzakerelerin arkasında olduğunu söylemişti.

Örgüt liderinin savunmasını Kürt milliyetçisi olan avukat A..... Z... O.....üstlenmişti.

Malum avukat örgüt lideriyle görüşmelerinden birinin ardından şöyle dedi:

Müvekkilime ilaç verilmiş uyuşturulmuş olabilir. Zaman zaman sabit bir noktaya bakıyordu.

Bu beyan örgüt liderinin açıklamalarını anlamakta zorlanan örgütün imdadına yetişmişti.

Örgüt Başkanlık Konseyi, İmralı'dan yapılacak açıklamalardan kuşku duyacağız açıklaması yaptı.

Herkes örgütle, örgüt liderinin arasındaki bağın kopabileceğini yazdı çizdi tv ekranlarında bunu anlattı.

İşte devlet bu noktada kritik bir karar verdi.

Örgütle, liderin bağının kopmaması için mesajlarının İmralı’dan dışarıya çıkmasına izin verdi.

Örgüt lideri 31 Mayıs-29 Haziran 1999 tarihleri arasında örgüte 4 mektup gönderdi.

Örgüt lideri mektubunda "Uyuşturulmak için ilaç verilmedi. Şimdiye kadar tek bir dayak yemedim. Küfür bile işitmedim. Zorla ifade vermedim. Şimdiki odam tek kişilik orta sınıf bir otel odası gibidir.” diye yazıyordu.

Bu mektuptan bir ay sonra örgüt, liderine tam bağlılık ilan etti ve onun talimatlarıyla hareket edeceğini açıkladı.

Bunun üzerine örgüt lideri örgütün Türkiye’den çekilmesi için talimatı verdi. O tarihte örgüt, ülkeden çekildi.

Bugün Türkiye’nin örgütten beklediği açıklama

16 Nisan 2002’de

Brüksel’de geldi.

BBC’nin o günkü haberi bakın ne diyordu:

“Türkiye'ye karşı 15 yıl savaşını sürdüren Kürt asi örgüt, bugün, daha fazla Kürt hakkı için barışçı bir mücadele vereceğini söyleyerek ismini ve stratejisini değiştirdiğini duyurdu. Kısaca "Silahlı mücadele bitti" dedi.

Bu açıklamadan hemen sonra Başbakan Erdoğan, KADEK'in Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) yerini alacağını söyledi.

Örgüt, 2004’e kadar güçlerini Türkiye dışında tuttu, ateşkes pozisyonunu korudu.

Bu dönemde ne bir af gündeme geldi, ne hapisteki Leyla Zana ve arkadaşları bırakıldı ne de Kürtçe televizyon açılabildi.

Bunlardan çok rahatsız olan ABD 2003’te Irak’ı işgal edince de örgüt yeniden filizlendi Kandil’e yerleşti hem de Saddam ordusundan yüklü miktarda cephaneye sahip oldu.

Sonra da 2004’te ateşkes kararından vazgeçti.

İmralı’daki şahsın despot bir örgüt lideri olduğu, çok sayıda katliam, saldırı talimatını verdiği tamamen doğrudur.

Bu şahıs 20’li yaşlarında örgütünü kurmuş, 30’lu yaşlarında Suriye’ye kaçmış, 49 yaşından beri de İmralı adasında yaşayan davasının adamıdır.

Son günlerde örgüt ve lideri haberleriyle ortaya konan profil ile 25 yıldır İmralı’da tek başına kalan adam aynı kişi değil sanki.

Yok efendim neymiş örgüt lideri İmralı’dan çıkıp evlenmek istiyormuş.

Örgüt lideri 75 yaşında ve evli zaten.

Keşke bu kadar basit talepleri olsaydı.

Bir diğer habere göre ise serbest kalmak istiyormuş.

Örgüt liderini hiçbir siyasi parti çıkaramaz. Bunu da pekala biliyor.

Çıkması için önce örgüt silahsızlanarak dağdan inme gerçekleşecek, Türkiye’den çıkacaklar. Bu bir süreç.

Sonra şehit ailelerinin iknası, toplumun hazırlanması ve son olarak da referandumda halkın evet demesi gerekir.

Örgüt lideri defalarca ve ısrarla kendi özgürlüğünün masaya getirilmesine karşı çıkmıştı:

Ahmet Türk de son İmralı ziyaretinde Öcalan’ın bizzat Devlet Bahçeli’nin telaffuz ettiği “Umut hakkı” konusundan hiç bahsetmediğini söyledi.

Türkiye’de son 50 yılda Öcalan’ın da parçası olduğu büyük suçlar işlendi, acılar yaşandı.

Bu konuda her iki taraf da hemfikir.

Bunlara rağmen bugün yapılacak en büyük vatanseverlik, 100 bini aşkın insanın ölümüne neden olan 50 yıllık dönemi kapatmaktır.

Bunu kapatmak isteyen herkes köstek değil, destek olmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Yücel KEMANDİ Arşivi