Milli değer mi, ticari değer mi?
Geçen haftalarda “Faili Meçhul Cinayetler”i yazmıştık, bugünden itibaren faili meçhul cinayetlere uğrayanları yazmak istiyorum.
İlk yazacağınız faili belli, ancak faili meçhul olarak geçen Eşref Bitlis faili meçhul cinayeti.
Eşref Bitlis'i 17 Ocak 1993 günü Diyarbakır'a götürmek üzere Ankara'dan havalanan uçak birkaç dakika sonra yere çakılarak infilak etti.
Kazadan hemen sonra Kara Kuvvetleri Askeri Savcılığı, kazanın yüzde 60’ının pilotaj, yüzde 40’ı da buzlanmadan kaynaklandığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Olay kapatıldı.
O günleri hatırlarsak, Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Eşref Bitlis'i genelkurmay başkanı yapmak istiyordu.
Bu olmazsa Köşk'e güvenlik danışmanı yapacaktı. Eşref Paşa JİTEM'i de dağıtmıştı. Bir de Turgut Özal, Kürt sorununu çözmek istiyor bu konuda Eşref Bitlis'e çok güveniyordu.
Ölüm haberini alınca Turgut Özal'ın ağladığını özel kalem müdürü defalarca anlatmıştı. Eşref Bitlis'i ölümünden sonra Turgut Özal'ın ilk sözünün "Allah kahretsin bu ülkenin önünü açmaya çalışıyorum, biz bu Kürt sorununu çözemezsek, ileride Türkiye'nin başı daha da belaya girer" olmuştu.
Kısaca, Turgut Özal'a Kürt sorununu çözme, Hiram Abas ve Mehmet Eymür, faili meşgul cinayetlerinde fazla araştırma mesajını veriyorlardı.
********
Son yıllarda ülkemizde sık sık kullanılan bir söz var: Milli ve manevi değerlere bağlıyız.
Birileri bu sözü sadece ümmet düşüncesiyle söylerken bile Siyonizm’in görünür ve görünmez ellerine teslim olmuş insanlar oluveriyor.
Bunu sık sık söyleyenlerin birçoğu Mehmet Akif'in emperyalizme kafa tutan anlayışından tamamen uzaklar.
Bunun içinde bunlarda Mehmet Akif inancı kaybolmuş "manevi değerler"e değil tamamen "maddi değerler"e bağlanmışlar.
Kapkaç düzeninin insan kişiliğini yozlaştırması sonucu "manevi değer" sadece sözde bir reklam ve oy toplama aracı olarak kalmıştır.
Tarihimizde özellikle kurtuluş savaşımızda "Kuvva-i Milliye" ruhu ile yücelen milli ve manevi değerler şimdi kuvva-i ticariye ruhu ile yükselmektedir.
Soyguncular, rüşvet ve adam kayırmayla iş yapanlar ve faşizan ırkçılık ve karışık (Arabesk) bir ümmetçilik anlayışı maalesef milli ve manevi değerlere bağlılık olmuştur.
Gel de bu sözü bugün bu anlayışıyla kabul et.
********
Birilerinin bugün resmi ideoloji kabul ettikleri Atatürkçülüğün kendisi midir, yoksa onunla hiç alakası olmayan, saptırılmış, iktidara gelebilmek için Siyonizm’in oyunuyla şekillendirilmiş yapay görüntüler midir?
Tabii ki ikinci yazdığımdır.
Aslında Atatürkçülük milli kurtuluş devrimciliğidir.
Biz bunu böyle anlamak yerine DEVRİM sözünü bile kaldırıp İnkılap yapıverdik.
Durum böyle olunca da Atatürkçülüğü bir siyasi partinin resmi ideolojisi yapınca da gerçek Atatürkçülük yerine sahtesi hakim oldu.
Kemalizm diye ne olduğu savunanların bile anlamadığı bir şey ortaya çıktı.
********
Hiçbir sorun yasakla çözülmez. Başörtü sorunu yasakla çözüldü mü? Tabii ki hayır.
Peki bu sorun şimdi çözüldü mü? Bu soruya evet ya da hayır demeden ikinci bir soru sormak istiyorum: Bugün başörtü takanların bir bölümü bu başörtüyü inandıkları için mi takıyorlar?
Bir iktidar değişikliğinde bu şekilde başörtü takanların ne kadarı takmaya devam edecek?
Ya da bugün ülkemizdeki kapalı olanların ne kadarı TESETTÜR kurallarına uygun giyiniyor diye sorsam ne dersiniz?
Bu sorulara benim cevabım bir iktidar değişikliğinde başörtü takmaya 20 yıl önce okul önlerinde başörtü eylemi yapanlar kadar kadınımız devam eder.
Tesettür konusu da aynı o gün okul önünde eylem yapan kızlarımız kadar.
Demek ki bir arpa boyu yol alamamış sadece iki yüzlü insanlarımızı çoğaltmışız.
Yazık çok yazık.
********
Kurtuluş Savaşıyla emperyalist ordulara diz çöktüren Kuvva-i Milliye ruhu için bugün aynı emperyalistlerin çocukları bizden öç alıyorlar.
Bizi, uydu millet, teslimiyetçi millet, dilenci millet, genleriyle oynanmış ne olduğu belli olmayan bir millet yapmak istiyorlar.
Bugün Haçlı seferleri, NATO ile ambargolarla, İMF ile dış borca mahkum ederek ya da yeni yeni oyunlarla, kurtuluş savaşı öncesi milli kongrelerle reddettiğimiz Amerika mandası, bugün başka başka yollarla, hile ile, içimizdeki insanları satın alıp yada ülkesinde özel yetiştirdiği insanlarla ülkemizi yönetmek ve egemenlik kurmak istiyorlar.
Olsun varsın, biz milli ve manevi değerlere bağlıyız!
Çok yazık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.