KONYA HABER
Konya
Parçalı az bulutlu
29°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3190 %0,44
48,5003 %0,70
4.845,64 % 0,36
Ara

Milli Eğitimde büyük reforma ihtiyaç var-2

YAYINLAMA:

(geçen haftadan devam)
Faydasız, köksüz, teorik bilgiler yerine, fayda gayesine ön planda yer veren bir eğitim anlayışına geçmeliyiz.
Ziraat mühendislerimiz memleketimizin ziraatımın kalkınması için tohumun, tohumculuğun gelişmesi için çalışmalı, bugünkü ziraatımızın verimsiz hâlden ve İsrail tekelinden kurtulması için seferber olmalıdır.
Mühendislerimiz, kendi traktörümüzü, kendi tankımızı, kendi uçağımızı, kendi motorumuzu kendi memleketimizde imal etmek için yetişmelidir.
Teknik üniversitelerimizin araştırmaları, bu memleketin meseleleri için üniversite ile sanayi kuruluşları iş birliği içinde olmalıdır. Her alanda en büyük âlimlerin, en büyük ariflerin yetişmesi için çalışmalıyız.
Din eğitimi ve öğrenimi, ülkemizin manevî bütünlüğünün kuvvetlenmesi için kaçınılmazdır. Dinî kuramlarımızın, her türlü siyasi etkiden uzak kalması için de her türlü tedbir alınmalıdır.
Dinin her türlü istismardan kurtarılması için de eğitim yoluyla milletimizin bu türlü gayrisamimi girişimler karşısında telkine kapılmayacak derecede aydınlatılması şarttır.
Milletimize yapılacak en büyük kötülük, eğitim hayatında, kendi dinini gerçek kaynağından öğrenme imkânından mahrum bırakmaktır. Millete hizmet edecek bütün görevlilerin, milletin dinî ve manevî değerlerini en doğru şekilde bilmesi şarttır.
İmam-Hatip okullarının ve İlahiyat Fakültelerinin İlmî seviyelerinin ve kapasitelerinin ihtiyaca cevap verecek duruma getirilmesi şarttır. Sayının artırılması yerine kaliteyi artırmanın çareleri aranmalıdır
Gerek ülkemizin maddî ve manevî kalkınmasında gerekse devlet-millet kaynaşmasında ve bütünleşmesinde din görevlilerine büyük vazifeler düşüyor. Diyanet Teşkilatının üzerine düşen görevleri eksiksiz bir şekilde yapabilmesi için yeni imkân ve vasıtalarla donatılması siyasetin baskısından kurtarılması ve yürüttükleri vazifenin, şerefi ve seviyesiyle mütenasip imkân ve şartlara kavuşturulmaları kaçınılmazdır.
Kalkınmada, ahlak ve maneviyat esastır.
Bundan dolayı bu milletin manevî değerlerinin artırılması için aydın din adamlarının yetiştirilmesine ağırlık vermek gerekir.
Tarih boyunca idealist olmuş büyük bir milletin evlatlarına, sadece materyalist metotlarla ezberciliğe kaçan bir öğretim vermek kadar hatalı bir politika olamazdı.
Nitekim kalpleri ve dimağları millî idealden mahrum bırakan, bu hatalı gidişat kısa zamanda zararlı meyvelerini vermeye başlamıştır FETÖ bunun en belirgin örneğidir
Boşluktan faydalananlar kısa sürede bölücü ve yıkıcı cereyanlar haline gelebilmektedir
İşin en acı tarafı ise kendi ideolojilerini, bu aziz milletin parasıyla kurulan eğitim müesseselerimizde evlatlarımıza aşılamışlardır.
Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, her alanda kalkınma hareketlerinin en baş unsuru insandır. İnsan unsuru ne kadar sağlamsa, ne kadar ahlak ve karakter sahibi ise kalkınmada o kadar güçlü olacaktır.
İnsan unsuru ahlaken bozulmuşsa, bu bozuk malzemeyle kurulacak resmî veya gayri resmî teşekküller verimsiz ve yıkıcı olacağından emekler, masraflar, zahmetler boşa gidecektir.
Kanunlar ve nizamlar ne kadar mükemmel olursa olsun, onu tatbik edecek insanın içerisine hak ve adalet sevgisi girmemişse, netice tersine tecelli edecek, adalet yerine adaletsizlik, sosyal adalet yerine sosyal istismar hâkim olacaktır.
Millî eğitim politikamızı bu ana hedeflere yönlendirmek, ders ve müfredat programlarını buna göre tanzim etmek ve İlmî buluşların devlet eliyle teşvik ve takviyesine çalışmak durumundayız.
Ülkemizdeki Cumhuriyet tarihimizde gördüğümüz tüm terör guruplarının liderleri ve onların kurşun askerleri bizim okullarımızda bizim paralarımızla okumuşlardır.
Yazımı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen haftaki çok hoşuma giden açıklamasıyla bitirmek istiyorum “müfredat değişikliği yeterli değildir, Milli Eğitimde büyük reforma ihtiyaç vardır,”
Ne zaman Sayın Cumhurbaşkanım. Çok geç kalmadınız mı?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *