Sayın Erdoğan İstanbul’da neden çok kazanmak istiyor?
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan seçim sonrası katı ekonomik politikayı rahat rahat uygulamak için 4 yıl daha ezik bir muhalefet istiyor.
Bu sebeple, AK Parti için 31 Mart 2024 yerel seçimleri çok önemli.
Peki bu seçimlerde istediği sonucu alacak mı?
Sayın Erdoğan'ı incelerseniz seçim odaklı bir siyasetçi olduğunu görürsünüz.
Gireceği seçimi nasıl kazanacağının hesabını kitabını kurarak ilerler, seçim kazanmak için ne gerekiyor ise onu yapmakta hiç tereddüt etmez.
Bunu şimdiye kadar kazandığı tüm seçimlerde gördük.
Sayın Erdoğan, AK Parti logosuyla girdiği tüm seçimlerde birinci parti olarak çıktı.
AK Parti logosundan önce de Sayın Erdoğan’ın 4 seçimi var.
1986 milletvekili ara seçimleri ile 1989 yerel seçimlerinde Beyoğlu belediye başkanlığına aday oldu, kazanamadı.
1991 yılındaki genel seçimlerde tercihli oy uygulaması vardı,
Erdoğan Refah Partisi’nden liste başıydı Mustafa Baş 2. sıradaydı.
Ve tercihli oylarla Erdoğan YSK’nın kararıyla seçilemedi, Baş 2. sıradan milletvekili seçildi.
Bu durumunda gösterdiği gibi Erdoğan’ın 50 yıllık siyasi hayatında seçim yenilgileri de var.
Refah partisi logosuyla girdiği İstanbul Belediye Başkanlığını 1994 yılında yüzde 25 oy ile kazandı.
O seçimlerde ANAP’ın adayı İlhan Kesici yüzde 22, SHP’nin adayı Zülfü Livaneli yüzde 20, DYP’nin adayı Bedrettin Dalan yüzde 15, DSP’nin adayı Necdet Özkan ise yüzde 12 oy almıştı.
Yerel seçimlerde seçmenin karar vermesindeki disiplini anlamak açısından bu seçim sonuçları çok önemli.
3 yıl önce kendi seçmeninin tercih kullanarak milletvekilliği seçiminde oy vermediği Erdoğan’a yerel seçimde oy vermesini İstanbul seçmeni daha önce oy verdiği diğer partileri uyarma, hatta cezalandırma niyeti ile yaptığı hemen ortaya çıkıyor.
Seçmenin tepkisi ile Erdoğan sadece 1994 yerel seçiminde başarı sağlamadı.
2002 seçimlerinin sonuçlarını da bir “seçmen tepkisi” belirledi.
Sayın Erdoğan İstanbul’da neden çok kazanmak istiyor?
Bu sorunun tek bir cevabı var. Siyasi kimliğini İstanbul Belediye Başkanlığıyla inşa etti.
Seçilmiş başkan olarak hukukun zorlanmasıyla mağdur edilmesi bu kimliği keskinleştirdi.
Onun için İstanbul’u sadece sağladığı faydalar nedeniyle değil, kendisi için taşıdığı anlam nedeniyle de çok önemsiyor.
Bu seçimlerde Ekrem İmamoğlu seçimi kazanırsa 2028 öncesi yapılacak erken Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde karşısında kazanma ihtimali yüksek bir aday olarak yer alacak, diğer favori aday ya da adaylarla.
Erdoğan. Bu seçimi de alırsa bundan sonraki seçimleri de garanti altına almış olacak.
Seçim kazanmanın meşruiyeti ile rahat hareket edecek ve uluslararası eleştirilerden kendisini uzaklaştırabilecek.
Sayın Erdoğan'ın karşısındaki kurumsal ve birlikte hareket etme yeteneği olmayan, kendi içine kapanmış bir muhalefetin bulunması da işini kolaylaştırıyor, hareket alanını genişletiyor.
******
Bugünlerde Sayın Erdoğan Yeniden Refah’a kızgınmış.
Kızgınlık sebebi Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) iktidara yönelik açıklamaları ve 2024 bütçesine hayır oyu vermesiymiş.
Bana bu kızgınlığı çok garip geldi.
YRP her denileni yapsaydı yeni bir parti kurmaz AK Parti içinde siyasete devam ederdi.
Yeniden Refah Partisi, başta İstanbul olmak üzere pek çok seçim bölgesinde kritik öneme sahip.
Seçim hesaplarını çok hassas yapan Erdoğan kızgınlığını bir kenara bırakarak Fatih Erbakan’la görüşebilir mi?
Buna pek ihtimal vermiyorum, ancak siyasette her şey olabilir diyorum.
Mesele görüşmeleri değil, anketler nedeniyle hayli öz güvenle hareket eden YRP’yi bu günden sonra seçim iş birliğine ikna edebilir mi?
****
Buradan tüm muhalefet partilerine sesleniyorum; Genel başkan çıkarabilirsiniz, bu millet genel başkanla size oy vermez.
Seçim kazanmak istiyorsanız bu milletin güvendiği lider genel başkan çıkarmalısınız.
Bizim başkanımız lider diyenler de kendilerinin farkına varsınlar üzerlerindeki kompleksi atsınlar.
Bu seçimin sonuçları 1989 mahalli seçimlerine benzeyebilir;
AK Parti seçim sonu hayal kırıklığına uğrayabilir.
Çünkü 1989 öncesi Anavatan Partisi şımarıklığı, belediye başkanlarının israfı ve ben kimi aday gösterirsem bu millet bana oy verir anlayışının ilk faturası bu seçimlerde kesilmişti.
Anavatan Partisi o yıllarda birçok çok yerde seçim kazansa bile oy oranı düşmüştü.
Ders alınmazsa tarih tekerrür olurmuş, siz ne dersiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.