Ya sen silahı gömeceksin, ya da ben seni gömeceğim
Malum parti yetkililerinin İmralı’ya yaptığı ziyaret sonrasında TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerle görüşme turunu tamamlandı...
Tüm partilerden basına yansıyanlar, görüşmelerin olumlu geçtiği şeklinde.
Malum şahsın ağzından aktarılan “gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım” mesajı.
Ancak bugüne kadar ciddi bir gelişme maalesef yok.
Sadece, belediye başkanlığından alınan belediyesine kayyum atanan şahsın “iki veya üçüncü İmralı ziyaretinde silah bırakma çağrısı gelebilir” açıklaması.
Bu açıklamadan sonra, televizyonlarda tartışmalar bu açıklamadan yola çıkılarak yapılmaya başladı.
Tüm tartışmalar başvurusu yapılan ikinci İmralı ziyaretinde bu çağrının gelip gelmeyeceği.
İkinci görüşmede olmazsa belki üçüncüsünde! Olumlu ya da olumsuz sonuç.
Bu arada malum parti yetkilileri Edirne Cezaevi’ndeki şahsıda, Kandıra Cezaevi’ndeki şahsıda ziyaret etti.
Bu ziyaretler olması gereken ziyaretler de Osman Kavala ne zaman ziyaret edilecek bende onu merak ediyorum.
Merak ettiğim başka bir konuda malum partinin ittifak kurduğu partiler ve sivil toplum kuruluşlarıyla da görüşmeler yapılıp yapılmayacağı.
Tartışmalara baktığımızda malum partide ve bazı kesimlerde, yöntem olarak farklı düşünceler. “Yeni bir çözüm süreci” algısı yaratılmaya, sanki pazarlık havası verilmeye çalışılıyor.
Bunu kimi açıkça, kimi sessizce, kimi de sinsice yapıyor.
Bu durumu bilerek, ya da bilmeyerek belki de kasıtlı olarak anlamama ya da anlamamakta direnme durumu var gibi.
İktidar partisi ve ortağı geçmişte başarısızlıkla sonuçlanan “çözüm süreci” benzeri bir durumun asla söz konusu olmadığını açık ve net olarak dillendiriyor.
Söylenen çok açık, bu süreçte bir pazarlık, arka planda bir masa kurulması falan söz konusu değil.
Ben şahsen bu konuda kazan kazan yapılması gibi bir şeyin olmadığını düşünenlerdenim.
Devletin yaptığı iki şıklı öneride, çok hoşuma gitti.
"Ya sen silahı gömeceksin, ya da ben seni gömeceğim".
Bundan başka bir alternatifte, orta yolu da yok. Bu da böyle biline.
Çözüm sürecinde Türkiye’nin operasyonları durmuştu, bugün için bu durumda söz konusu değil.
Bugün hem terörle mücadele devam edecek hem de gelişmeler izlenecek. Nitekim her ikisi de ayrı kanallardan yürüyor.
Türkiye PKK sorununu 2025’te öyle ye da böyle mutlaka çözecek...
Ancak, Terörsüz Türkiye fikrini gerçekleştirmek zor görünüyor.
PKK bitecek çünkü Türkiye bu konuda büyük mesafe aldı.
Peki terörsüz bir Türkiye neden çok zor?
Siyonizm yeni terör örgütlerini piyasaya hemen sevk etti de ondan.
Irak’ın kuzey bölgesinde kilit kapandı. Sincar, Süleymaniye, Asos, Mahmur hattında da istenilen sonuç yakın.
Suriye’de de köşeye sıkışan terör örgütü PKK/YPG’nın artık eski pozisyonunu sürdürmesi de mümkün değil.
Tel Rıfat, Münbiç, Deyrizor teröristlerden arındırıldı, Rakka kuşatma altında. Aynel Arap ve Kamışlı’da sonuç mutlaka alınacak.
Hem de devletin silahları gömün dediği, terörist başından silah bırakma çağrısı beklendiği bu son kritik dönemde,
“Ya barışı inşa edeceğiz ya her yer Gazze olacak” tehdidi savunan bazı silah kafalı kandil ağzıyla konuşan malum partililerden de bu partinin kurtulması lazım.
Peki iktidar partisi ve bu işin mimarı görünen sayın Bahçeli bu çıkışlarıyla doğru mu yaptılar derseniz?
Evet bu çıkışı yapan iktidar ortağı partide, iktidar partisi de son yıllardaki yaptıkları işlerin en doğrusunu yaptılar.
İnşaallah terörsüz günleri yakın zamanda görürüz.
GÜNÜN SÖZÜ;
Öldüreni öldürülmeli, zulmedene zulmedilmeli, af dileyeni de affetmeli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.