Deniz Gezmiş
Bugün ölümünün seneyi devriyesi olması sebebiyle Deniz Gezmiş’i yazacağım.
Deniz Gezmiş kimdir sorusuna ilk vereceğim cevap; 1965'ten sonra Türkiye'de partiler üstü gelişen gençlik hareketinin en önemli önderlerinden biri diyebilirim.
Bazılarının komünist dediği, bazılarının hain dediği, TC bağımsız mahkemelerinin suçlu bularak İdama mahkûm ettiği ve idamından sonra birçok kişinin üzüldüğü, ben dahil çoğunluğun zil takıp oynadığı Deniz Gezmiş,
27 Şubat 1947'de Ankara'nın Ayaş ilçesinde doğmuş. Öğretmen bir ailenin çocuğu, lise öğrencisiyken sol düşünceyle tanışmıştır. 1965'de Türkiye İşçi Partisi ne üye olarak ilk mücadelesine partili olarak başlamıştır. Çorum Belediyesi temizlik işçilerini desteklediğinden dolayı ilk defa Emniyetle tanışmıştır.
7 Kasım 1966'da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. Ardından 19 Ocak 1967'de Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) binasının yedd-i emine verilmesi sırasında çıkan olaylarda yakalandı çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı.
22 Kasım 1967'de öğrenci örgütlerinin düzenlediği Kıbrıs Mitingi sırasında ABD bayrağını yaktıkları gerekçesi ile gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakıldı.
30 Ocak 1968'de Devrimci Hukukçular Derneğini kurdu.
7 Mart 1968'de İÜ Fen Fakültesi konferans salonunda konuşma yapan Devlet Bakanı Seyfi Öztürk'ü protesto ettiği için tutuklandı.
İstanbul'a gelen 6. Filo'yu protesto eylemlerinde 6. Filo Defol diye pankart açtığı için 30 Temmuz'da bu eylemlerden dolayı tutuklandı ve 20 Eylül'de serbest bırakıldı.
Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB)'ni kurdu. 1 Kasım 1968'de TMGT (Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı) , AÜTB, ODTÜÖB ve DÖB'ün başlattığı Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü ‘nü düzenledi.
Ardından 28 Kasım 1968'de ABD Büyükelçisi Kommer'in gelişini protesto etti, tutuklandı ve bir süre sonra serbest bırakıldı.
Filistin'de gerilla kamplarında kalan Deniz Gezmiş, 1 Eylül 1969'da, 10 Haziran'da "üniversiteyi işgal" ettiği gerekçesiyle Hukuk Fakültesi'nden ihraç edildi.
Sonrada Yıldız Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi'nde Battal Mehetoğlu'nun sağcılar tarafından öldürülmesinden sonra okulda yapılan aramada, ele geçirilen dürbünlü bir tüfeğin Deniz Gezmiş'e ait olduğu öne sürülerek hakkında tutuklama kararı alındı. 20 Aralık 1969'da yakalanan Deniz Gezmiş, 18 Eylül 1970'e kadar tutuklu kaldı.
Bundan sonra öğrenci eylemlerinden uzaklaştı ve THKO'yu kurdu.
11 Ocak 1971'de THKO adına Ankara İş Bankası Emek Şubesi'nin soygununu gerçekleştirenler arasında yer aldı. 4 Mart 1971'de dört ABD'li erin Balgat'taki Tuslog Tesisleri'nden kaçırılması eyleminde de bulundu. Kaçırılan erler daha sonra serbest bırakıldı
Şimdi soruyorum;
Ne yapmış? Bizim idamlık Deniz Gezmiş? Protesto eylemlerine katılmış, Öğrenci dernekleri kurmuş, ayrıca birde banka soyma eylemine katıldığı iddia edilmiştir.
O günkü Anayasaya göre dört ABD'li erin kaçırılması ve banka soyma eyleminin dışında yaptıklarının hiç birisi suç değildir. Suç olanlarda idamını gerektirecek suçlar değildir.
Ancak Deniz Gezmiş daha büyük bir suç işlemiştir.
ABD ye kafa tutmuş ve bayrağını yakmıştır, 6. filoya defol demiştir. dört adet Amerikalı askerin başına çuval geçirerek kaçırmıştır.
İşte idamını gerektiren en büyük suçlarda bunlardır.
12 Mart darbesinin ardından tutuklanmış ve 16 Temmuz 1971 günü Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 nolu Mahkemesi'nde yargılanması başlamış. TCK'nin 146. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, 9 Ekim 1971'de idam cezasına çarptırıldı. Sonrada 6 Mayıs 1972 tarihinde idam edildi.
İdam edilmeden önce son isteğinin bir bardak demli çay içmek olduğu söylenir, ama bu isteğinin yerine getirilmediği bilinmektedir.
Deniz Gezmiş’in son sözleri:
"Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği!! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun Emperyalizm!" oldu.
Gelelim bu güne ve dağdan inenlere Diyarbakır’da çocuklarını bekleyen anaların çocuklarına. Bunlar ne yaptılar? Bunların yaptıkları herkesçe malum.
Tek kelimeyle Türkiye’yi bölmek isteyen ve bunun içinde binlerce kişinin ölümüne sebep olan silahlı bir örgütün askerleri.
Buna rağmen bunlar affedilebiliyor sanki onca yıl dağda ve hiçbir eyleme katılmamışlar gibi, affetmek büyüklükmüş.
Allah aşkına bu insanlar bunca yıl dağda çobanlık mı yaptılar dersiniz.
Bu teröristlerin ve bunların elebaşlarının idam edilmediğini affedildiğini görünce Deniz Gezmiş aklıma geliyor,
Sizler ne yaparsınız ne dersiniz bilmiyorum, ben Deniz Gezmiş’ten ve onunla idam edilen arkadaşlarından ve tüm sevenlerinden özür diliyorum.
Aşağıda yazacağım, teröristlerin verdiği cevapları okuyanların benim özür düşünceme hak vereceklerini da biliyorum.
Bugün suçsuz denilenlerin çözüm sürecinde Türkiye’ye güle oynaya geldiklerinde son söyledikleri;
“Biz gelmekle çok büyük bir sorumluluk yüklendik. Bir halkın sorumluluğunu üstlendik. Bir misyonla geldik. Biz teslim olmadık. Biz pişman olduğumuz için gelmedik. Biz haklı bir mücadele verdiğimize inanıyoruz. Bizim her yönlü hazırlığımız var. Savaşa da hazırız. Kimse kolay kolay dağdan inmez”.
Vay vay yıllardır bebekleri öldüreceksin, masum insanları öldüreceksin, Benim şanlı ordumdan ve güvenlik kuvvetlerimden genç fidanlarımı öldüreceksin sonrada bunun bedelini ödemeden barıştan bahsedeceksin.
Olmadı valla. Bazılarının olsa da yaptık olmasa da yaptık dediklerini duyar gibiyim. Deniz Gezmiş’ten ve sevenlerinden özür diledim diye bana kızanlar, bunları duyduktan sonra özür dilemeyecektim de ne yapacaktım.
Yazımı bir soruyla bitirmek istiyorum; ABD’ye kafa tutan, bayrağını yakan, 6. filoya defol diyen. dört adet Amerikalı askerin başına çuval geçirenler İdam edilmiştir. Peki, hoş geldin Amerika diye aynı yerde pankart açan milliyetçi muhafazakar gençlere ne olmuştur?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.