Kıbrıs Barış Harekatı'nın 48'inci yıldönümü ilk günkü gibi coşkuyla kutlandı.

Türk ordusunun 48 yıl önce gerçekleştirdiği bu harekatın, Doğu Akdeniz-Ege-Mavi Vatan stratejik hamlelerimiz için ne kadar HAYATİ olduğunu bu günlerde çok daha iyi anlıyoruz.

Kıbrıs Barış Harekatı’nın zor şartlarda yapıldığını, bu harekatın emrini kimin hangi şartlar altında verdiği konusunda, tarihi bilgi birçok kaynakta yer alırken, art niyetli kesimler bilerek ya da bilmeden tarihi zaferi manipülasyon (yönlendirme) etmek için hiçbir dayanağı olmayan iddialarla bu zaferi çarpıtmaya gidiyorlar, onları da buradan kınıyorum.

O yıllarda derin ABD'nin, Avrupa'nın ve tetikçiliğini yapan Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'e çökme planlarını, çok iyi bilen harekat emrini veren başbakan vekili Prof.Dr. Necmettin Erbakan ve kahraman Türk ordusu ile harekatın yapılmasına karar verildiği zaman, İngiltere'de olan Başbakan Bülent Ecevit dönünce önceki yıllardaki gibi harekatı yarı yolda durdurmamış harekatın içinde olduğunu alınan karara uymuştur.

Yıllar geçti ancak bugünkü MAVİ VATAN STRATEJİSİ ile, emperyalistlerin derin planlarıyla hala büyük bir mücadele vermekteyiz.

Kıbrıs Barış Harekatı yapılmasaydı, Yunanistan Enosis ilan ederek Kıbrıs'ı, yıllar önce olduğu gibi hileyle Girit'i alır gibi Kıbrıs'ı da Yunanistan'a bağlayacak Kıbrıs, Avrupa'nın bir GARNİZON ÜLKESİ olacaktı.

Bugün, KKTC yeni hedeflere yürüyorsa bu gücü o yıldaki mücadeleden almaktadır.

O yıllarda Kıbrıs ve Türkiye için canını vermiş aziz şehitlerimizi saygıyla minnetle anıyorum.

Çünkü bugün Doğu Akdeniz'de, Ege'de, Karadeniz'de Türk Donanması bayrak dalgalandırabiliyorsa o gün bu uğurda emeği geçenleri minnetle anmak lazım.

Tabii ki iktidarın bugünkü verdiği mücadeleyi tarih ileride mutlaka yazacaktır.

Bugün yeni denizaltılar, uçak gemileri ve muhripler ardı ardına hizmete giriyorsa bunları da görmek ve takdir etmek gerekiyor.

Bu yapılanlarla gelecek çok iyi okunuyor ki, sondaj ve sismik araştırma gemileri denizlerimizde görevleri başındalar.

Yeni sondaj gemimiz Abdülhamid Han da, ağustos ayında Akdeniz'de faaliyetlerine başlayacak.

Her türlü tahrik ve usulsüz girişimler karşısında, Doğu Akdeniz'de hakkımızı kararlı bir şekilde savunacaktır.

Biz Türkiye’de 80 milyon Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin hak ve hukukunu da kendimizden ayrı tutmuyoruz.

Onların da bunu bilmelerini, yalpalamadan tahriklere kapılmadan KIBRIS TÜRK DEVLETİ DOĞUŞUNA katkı sağlamak için bizimle tek yumruk olmalılar.

Akdeniz'de, Ege'de olmayacak duaya amin diyenler bu gerçekleri iyi bilsinler ki

Akdeniz'deki kaynaklar Yunan'ın malı da değildir, oyuncağı da değildir.

Türk Devlet Aklı, Doğu Akdeniz- Ege-Karadeniz'de Mavi Vatan doktrinine (öğretisine) uygun hamleleri, Libya Anlaşması, KKTC Askeri Üsler, konuları Diplomasisi, çerçevesinde sürdürüyor bundan sonrada sürdürecektir.

31 Mayıs 1995 tarihinde TBMM'de Ege (Adalar) Denizi'nde 6 mil üzerindeki herhangi bir uygulamanın önlenmesi için savaş dahil olmak üzere her türlü yetkiyi hükümete vermişti.

Yani Yunanistan karasularını değil 12 mile; 6,1 mile dahi çıkarsa "savaş sebebi" sayılacak ve gerekli müdahale yapılacaktır.

Yeni Dünya Düzeni'nde tüm dış saldırılara rağmen doğruları savunan ve hakkını söke söke alan bir TÜRKİYE vardır, bundan sonrada var olacaktır. Bunu savunmayacak siyasi partilerde şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonrada iktidar olamayacaklardır.

Malum güçlerin bugünkü sıkıntısının ana sebebi bunlardır.

Arkadaşlar Türk sondaj gemileri hareket halindeler,

Türkiye'nin 4'üncü sondaj gemisi Abdülhamid Han için hazırlıklar sürüyor. Dünyada bu teknolojiye sahip 5 gemi bulunuyor. Gemi 239 metre uzunluğunda, 42 metre genişliğinde, 112 metre yüksekliğinde, 68 bin groston ağırlığında. Gemi, 12 bin 200 metreye kadar sondaj yapabiliyor.

Gemide 200 kişilik mürettebatın kalacağı oda bulunuyor. 9 katlı gemide, 1 de helikopter pisti var. Geminin ismi Başkan Erdoğan tarafından Abdülhamid Han olarak açıklandı.

Diğer sondaj gemileri Karadeniz'de görevde. Fatih sondaj çalışmasına devam ediyor. Kanuni üst tamamlama, Yavuz alt tamamlama işlemini gerçekleştiriyor.

SONUÇ:

Bunlar yapılırken Türk Donanması da Doğu Akdenız-Ege -Karadeniz'de Bayrak dalgalandırmaktan hiç çekinmeyecektir.

Saygıdeğer okurlarıma; Bu yazımdan sonra yazılarıma bir süre ara vermek istiyorum. Allah ömür verirse, yeni dönemde talep olursa, aynı gazetede aynı gün aynı sayfada buluşmak dileğiyle.