Hastaların şifa bulduğu tarihi mekan: BULGUR TEKKESİ
Türkiye Selçuklu Dönemi eserlerinden Bulgur Tekkesi XIII. yüzyılın ortalarına veya en geç sonlarına ait olan yapı, kesme taş alt yapı üzerinde tuğladan inşa edilmiştir.
Anadolu Türk mimarisi örnekleri içinde alışılagelmiş formların dışında kalan yapının bugün sadece mescidiyle ona bitişik bölümleri ayakta olup diğer bölümleri çevre dükkânlarının altında kalmıştır. XIII. yüzyılın ortalarına veya en geç sonlarına ait olan yapı, kesme taş alt yapı üzerinde tuğladan inşa edilmiştir.
Alt katında bugün girilemeyen tonozlu bölümlerle batı tarafında yine tonozlu ve dışa bağlantılı bir mekân vardır. Yan kapıdan avluya girildiğinde kuzey cephesinde kesme taş dört ağır paye görülür. Bu payelerin üst kısmında tuğladan kemer ve alınlık izleri kalmış olmakla beraber son yıllarda buraya asma kat yapıldığından görünümü ve aslî şekli tamamen bozulmuştur. Bu bölümde iki kat boyunca yükselen bir revak kısmı, hatta ortada bir eyvan bulunduğu tahmin edilmektedir. Duvarda abidevî ve yüksek bir mihrap nişi bulunmaktadır. Yarısı üst katın içinde kalmış olan bu mihraptan yapının kuzeyinde büyük bir açık namazgâhın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mihrap nişi dikdörtgendir. İki metre yukarıda kalan fevkani mescit katına bu bölümün iki yanındaki basamaklarla çıkılmaktadır. Konyalı’nın Bulgur Dede Mescidi diye kaydettiği [Konya Tarihi, s. 339] tuğla kubbe ile örtülü kare planlı mescit muhtemelen geniş bir yapılar topluluğunun bir parçasıdır. Dikdörtgen mihrap nişinin ait kısımlarında ve duvarlarda sıva altında kalmış Selçuklu Dönemi çini mozaik ve kaplama izleri seçilmektedir. Batıda kalan tonozlu dikdörtgen bölümün mescitle irtibatı olmamakla birlikte buraya sonradan bir geçiş kapısı açılmıştır.
Kesme taş alt yapı üzerinde tuğla malzemesi, fevkani mescit katı, zeminde tonozlu mekânları (hücre, mutfak vb.), payeler üzerinde yükselen kuzeydeki revaklı bölümü ve mihrabıyla Orta Çağ Anadolu Türk mimarisinin ender fütüvvet yapılarından biri olan Bulgur Tekkesi’nin inşa tarihi, asıl adı, ait olduğu tarikat ve banisinin kimliği belli değildir. Konyalı, bulgurcuk denilen kaşıntı hastalığına tutulan hastaların buraya getirildiği, türbedar hastanın getirdiği ince bulguru ağzına alarak onun kaşınan yerlerine püskürtünce hastanın iyileştiğine inanıldığı için halkın buraya Bulgur Tekkesi adını verdiğini kaydeder. (Konya Tarihi, s. 340) (
Kaynak:BBN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.