“Tedbirler alınmazsa kıtlıkla mücadele etmek durumunda kalacağız”
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Murat Akbulut, koronavirüs salgınının tarım üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Yaşamın sürdürülebilirliği açısından tarımın önem arz ettiğini belirten Başkan Akbulut, acilen heyetlerin kurulması ve gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı. Başkan Akbulut, “İçinde bulunduğumuz süreç itibariyle sağlık çalışanlarından sonra konunun en hassas kesimi tarım kesimini bizler temsil ediyoruz. Virüsün ne kadar devam edeceği, ne sürede biteceği, nereye kadar devam edeceği ve sonuçlarının ne olacağı maalesef belli değil. Ülkemiz ciddi bir tehlike altında. Yaşamın devam ettirilebilirliği açısından en önemli ihtiyaçlardan birisi de gıdadır. Gıda ihtiyacının karşılanabilmesi için de tarımın sürdürülebilirliği çok önemlidir. Eğer tarımdaki sürdürülebilir zincirde aksama olursa bu ciddi sorunları da beraberinde getirecektir. Bu nedenle önlemelerin hızlı bir şekilde alınması gerekiyor” dedi.
“ACİLEN HEYETLER KURULMALI”
Şu an için herhangi bir gıda sorunu olmadığını fakat ilerleyen günlerde tarımın sekteye uğramasının önemli sorunları da beraberinde getireceğini belirten Başkan Akbulut, “Şu an da gıda noktasında hiçbir sıkıntının olmadığı yetkililer tarafından açıklanıyor. Fakat bu açıklamalar bugünü kapsayan bir durum. Arazilerimizde toprak hazırlıklarımız hızlı bir şekilde devam ediyor. Ekim işleri başlamak üzere. Çiftçilerimiz pancar ekimlerine başlamış durumda. Biz ne kadar erken görsek de çiftçilerimiz önlerini göremedikleri için ekimleri başlatmış durumdalar. Ekimler ve arkasından, çapalama, gübreleme, gibi tarımın süreçleri de başlayacak. Bu sürecin sekteye uğraması ciddi anlamda sıkıntı teşkil edecek. Önümüzdeki süreç masanın üzerine koyup, kurullar oluşturulup, ne gibi sıkıntılar çıkabilir, ne şekilde önlemler alınmalarıdır konuları gündemde tutulmalı. Ama gördüğümüz kadarıyla bu noktada pek fazla etkinlik söz konusu değil. Vatandaş baklagillere, una, şekere, yağa, makarnaya yöneliyor. Hiç Buradan da belli ki sağlığımızdan sonraki en önemli kısım gıda ihtiyacımız. Bunun da tarıma dayalı olduğunu, marketlerde üretilen bir şey olmadığını herkes biliyor. Eğer biz üreticiler olarak saha da çalışıp bu üretimi sağlayabilirsek ancak o şekilde o raflar dolacaktır ve insanlığın da gıda ihtiyacı bu şekilde karşılanacaktır” ifadelerine yer verdi.
“ÇİFTÇİ NÜFUSUN ÇOĞUNLUĞU 65 YAŞ ÜSTÜ”
Tarımla uğraşan kesimin büyük bir çoğunluğunun 65 yaş üstü olduğunu da sözlerine ekleyen Akbulut, şöyle devam etti; “Ne gibi sıkıntılar olabilir noktasında baktığımız zaman her an sokağa çıkma yasağı gündemde. 65 yaş üzerine sokağa çıkma yasağı gelmiş durumda. Çiftçi nüfusunun çoğunluğu 65 yaş üzeri bir kesim. Bunlara destek getirilebilir mi? Sağlık güvencesini elden bırakmamak kaydıyla ne yapılabilir bu sorunların çözümü noktasında çalışmalar başlatılmalı.”
“EN ÖNEMLİ SORUN ÇAPACI BULMAK OLACAK”
Tarım sektöründe çapacıların dışardan takviyesinin yapıldığını belirten Akbulut, bunun da ilerleyen günlerde başlıca sorunlar arasında yerini alacağını belirtti. Akbulut; “Sokağa çıkma yasağı gelmese bile ciddi oranda çapacı sıkıntılarımız var. Özellikle pancarda her bölgeye 30-40 kişilik çapacı ekipleri geliyor. Bu arkadaşlarımız değişik bölgelerden geliyor. Barınmaları, sağlık güvenceleri ne şekilde olacak bunlarda belirsiz. Şu an bile çapacı bulma noktasında çiftçilerimiz ciddi anlamda sıkıntı çekmeye başladılar. Yarın sürdürülebilir tarımın ilk sorunu çapacı bulmak olarak gözüküyor ve bu durum verim kayıplarına sebebiyet verecek” şeklinde konuştu.
“ÇİFTÇİNİN SAHADA OLMASI GEREKİYOR”
Tarım sektöründe çalışan kesimin sahada olmasının önemli olduğunu söyleyen Akbulut, “Sokağa çıkma yasağı geldiği takdirde ürünümüzü ekemediğimizi ya da ekebildiğimizi farz etsek bile sulama, ilaçlamalar gübrelemelerde aksama olacak. Bu da ciddi şekilde ürün kaybına sebep olacak. Ülkemiz şu an da kendi kendine yetebilen bir ülke pozisyonunda değil. İthal ettiğimiz ürünler var. Geldiğimiz noktada kendi kendine yetebilen, ürün desenini dengeleyebilen ülkeler avantajlı durumda. Herkes öncelikle kendi güveliğini garantiye alıyor. Bu noktada dezavantajlı durumdayız. Ürün ithal etmek istesek bile herkese kendi ülkesinin güvenliğini düşünmek zorunda. Bir an önce gerekli heyetlerin kurularak sorunların masaya yatırılması, ivedi bir şekilde bunların çözümü noktasında hızlı adımlar atılması gerekmektedir. Bunu yapmadığımız takdirde açlıkla, kıtlıkla mücadele etmek durumunda kalabiliriz” diye konuştu.
Ayşegül Ertul
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.