Başlıktaki bilgi, Amerika Tarım Bakanlığı (USDA) tarafından 20 Kasım 2025 günü yayınlanan ve Türkiye’nin hayvancılığını mercek altına alan “Hayvancılık ve Ürünleri” raporundan.
AMERİKA DUYURDU
İlginç iddiayı ortaya atan Tarım Yazarı Ekber Yıldırım oldu.
Amerika Tarım Bakanlığı, Türkiye’nin hayvancılık politikalarını, mevcut durumunu, 2026 yılına ilişkin tahminlerini kapsamlı bir rapor olarak yayınladı. Raporda hayvancılığın girdiği darboğaz anlatılırken Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sürekli yerli üretimi vurgularken yapılan ithalata dikkat çekiliyor.
Raporda, Türkiye’nin canlı hayvan ithalatında dünyada ikinci sırada olduğu, ihracatının ise sıfır olduğu belirtilerek 2026 yılında 450 bin baş sığır ithalatı ve 70 bin ton kırmızı et ithalatı yapılacağı ileri sürülüyor.
türkiye'deki sığır varlığı
Türkiye'nin sığır varlığının 2026 yılında yüzde 4 oranında düşerek 14,3 milyon başa gerileyeceği belirtilen raporda özetle şu bilgilere yer veriliyor: “Bu düşüş, öncelikle yüksek kesim eğilimlerine, yüksek üretim maliyetlerine ve düşük kârlılığa bağlanıyor. Bu da çiftçileri sürülerini tasfiye etmeye yöneltiyor. Ülke, verimsiz üretim politikaları ve zayıf hayvan sağlığı ve çiftlik yönetimi nedeniyle sürü sayısının artırılmasına tarihsel olarak yardımcı olmayan erkek ve dişi besi sığırı ithalatına odaklanmıştır. Tarım ve Orman Bakanlığı sürekli olarak yerli üretimi vurgularken, canlı hayvan ithalatı ile açığı kapatmaya devam etmektedir. Özellikle yem olmak üzere girdilerin yüksek maliyeti, Türkiye'nin yem hammaddelerinin yüzde 60'ını ithal etmesi nedeniyle sorunu daha da kötüleştirmektedir. 2025 yılında, artan sığır eti talebi, verimsiz süt ineği üretimi ve Haziran 2025'te şap hastalığıyla ilişkili çok sayıda kesim nedeniyle, düşük doğum oranları sonucunda sığır sayısının yüzde 4 düşerek 14,9 milyon başa gerileyeceği tahmin ediliyor.”
ARTIK Damızlık hayvan kesimi et ve sütte kıtlığa neden olabilir
Son birkaç yılda kesime gönderilen hayvan sayısındaki hızlı artışın normal olmadığı ve özellikle süt üretiminde kârlılık sorunları nedeniyle damızlık hayvanların kesime gönderildiği belirtilen raporda, girdi maliyetlerinin çiğ süt fiyatlarının üzerine çıktığı belirtildi. Raporda hayvan kesimindeki artışa vurgu yapılarak: “Sektöre göre, bu eğilim sadece mevcut hayvan sayısını azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda gelecekteki üretim kapasitesini de tehdit ederek kırmızı et ve süt arzında kıtlıklara yol açıyor. Uzmanlar, damızlık hayvanların kesiminin sektörün sürdürülebilirliği için en büyük risk olduğunu ve kârlılık sorunlarının ele alınması gerektiğini vurguluyor.” bilgisine yer verildi.
HAYVANCILIKTA Artan maliyetler üretimi tehdit ediyor
Girdi maliyetlerindeki artışın devam ettiği ve bunun da özellikle aile işletmeleri için büyük tehdit oluşturduğu bilgisine yer verilen raporda şu görüşler aktarılıyor: “ Hayvancılık yapan çiftçiler, yem, su, gübre, işçilik, elektrik ve yakıt gibi girdi fiyatlarındaki artışlar nedeniyle artan üretim maliyetleriyle mücadele etmeye devam ediyor. Sektör temsilcileri, yem fiyatlarındaki artış oranının çiğ süt üretim maliyetlerini aştığını vurguluyor. Bu durum, özellikle sübvansiyonlara büyük ölçüde bağımlı olan yaşlı çiftçiler ve küçük aile işletmeleri için bir tehdit oluşturuyor. Türkiye'de 13,1 milyon hektar mera alanı bulunmakta olup, sığır başına düşen mera alanı yaklaşık 0,80 hektardır. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tarafından yayınlanan verilere göre, Türkiye meralarında ortalama ot verimi hektar başına 700 kilo iken, Avrupa meralarında bu rakam hektar başına 5,8 tondur.