KONYA HABER
Konya
Açık
25°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9587 %0,61
47,9564 %0,68
4.382,69 % -0,02
Ara
BBN Haber Güncel Uzmanlar ne için uyarıyor? Konya deprem bölgesi değil ama zeminin alüvyon olması riskleri artırıyor

Uzmanlar ne için uyarıyor? Konya deprem bölgesi değil ama zeminin alüvyon olması riskleri artırıyor

Son dönemde meydana gelen depremler Konya'da endişelere neden oluyor. Deprem yüzünden olmasa da yıkılan evler Konya'da konut güvenliği ile ilgili endişeleri artırıyor? Konya deprem bölgesi değil ama uzmanlar neden uyarıyor? İşte ayrıntılar...

KAYNAK: Olcay Kurt
Okunma Süresi: 5 dk

Anadolu’nun en geniş alana sahip ili olan Konya'da jeolojik devirlerden bu yana deprem üreten çok sayıda aktif fay olduğu belirtiliyor.

TMMOB'ya bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası'ını ''Fay Üzerinde Yaşayan İllerimiz: Konya'' raporunda Konya'nın kent merkezinin neredeyse büyük bir kısmının alüvyon zemin birimleri üzerinde yer alan bir bölgede yerleştiği için depremlerde zeminden kaynaklanan olumsuzluklar yaşayacak olan bir ili olduğu belirtidi.

''Alüvyon zeminler yukarıda da değinildiği gibi zayıf mühendislik özellikleri nedeniyle depremden kaynaklanan sarsıntıyı binalara iletirken olduğundan daha fazla büyütmekte, bu da deprem dalgalarını sönümlendiren zeminlere oranla hasarın çok daha fazla olmasına neden olmakta.''

Raporda şu ifadelere yer verildi: ''Konya kent merkezi zayıf bir zemine sahip olmanın, bu nedenle de olası bir depremde şiddetle sarsılacak olmanın yanı sıra il merkezindeki binalarının altından diri fay geçen illerimizden biridir. Bu nedenle Konya’nın 6.5 dan büyük bir olası depremde hem depremin yaratacağı şiddetli sarsıntı hem de yüzey faylanması tehlikesi nedeniyle hasar alması beklenmektedir.''

Bu durumda en akıllıca yaklaşımın yapıların deprem sarsıntısını karşılayacak biçimde kurallara uygun hale getirilmesi olduğu vurgulanıyor.

Hayati uyarı

Ayrıca diri fayların yerinin net olarak belirlenmesinin ardından fay sakınım bantı üzerindeki bina ve bina türü yapıların zaman içerisinde kaldırılarak bu alanlardaki nüfus yoğunluğunun azaltılması, yüzey faylanması tehlike kuşağı içerisindeki yerlerin farklı biçimde (park, günübirlik tesisler vb) kullanılması, henüz yerleşim olmayan bu tür alanlar varsa da bunların bina ve bina türü yapılar için kullanılmak üzere imara açılmaması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Konya'yı etkilemiş olan önemli depremler

Konya bölgesinde aktif veya potansiyel olarak aktif faylar var. Tarihsel dönem içinde (1900 yılı öncesi) bu faylara bağlı olarak gelişmiş yıkıcı depremler oldukça nadirdir. Bu fayların oluşturduğu depremlerin tekrarlanma aralıklarının oldukça uzun olmasından kaynaklanmakta. Bu özelliği nedeniyle Konya ili deprem tehlikesi düşük illerimizden biri olarak kabul edilmekte. Ancak bu durum Konya’da hiçbir zaman 7 yıkıcı deprem olmayacağı anlamına gelmemekted.

Günümüze kadar Konya’yı etkilemiş olan depremlerin önemli bir kısmı Akşehir Fay Zonu, Tuz Gölü Fay Zonu gibi il merkezine uzak faylardan kaynaklandı.

Konya ovası içinde ve yakın çevresinde oluşan 1900-2009 yılları arasında 4'ten büyük 10 deprem meydana geldi. Bunlardan 10 ve 11 Eylül 2009 tarihlerinde Konya il merkezinde meydana gelen 4.5 ve 4.7 büyüklüğünde iki deprem Konya fay zonu tarafından üretildi.

Bu fay zonu geniş aralıklarla 6.5 büyüklüğüne varacak yıkıcı depremler üretme kapasitesine sahip.

Konya’daki diri faylar nerede?

Konya’ya en yakın ve İl merkezi içinden geçen fay Konya fay zonu. Bu fay zonu, Konya’nın hemen batısında 500 evler ile Dikmeli arasından geçmekte ve ova içinde yaklaşık 50 km’lik bir uzunlukta izlenmekte. Fay birbirine paralel olarak yönlenmiş değişik uzunluklardaki bölümlerden oluşuyor. Bu zon Konya kuzeyinde Elmaağaç Tepe ile Yazır Mahallesi arasında en az 5 km’lik bir genişliğe sahiptir. Fayın Diri fay haritasında yer alan bölümü Meram ilçesinin güneybatısında Seydişehir yolu üzerinde başlamakta, Krom-Manyezit Fabrikası önü, Tavusbaba türbesi önü, Akyokuş önü, Hocacihan Mah., Sille deresi girişinden 500 evler mahallesine kadar KKD gidişli olarak devam etmekte.

Fayın yakın jeolojik geçmişte deprem ürettiği jeolojik veriler ile belirlenmişse de bu depremlerin hangi tarihlerde oluştuğu bilinmemekte

Yanı sıra Doğanhisar ve Akşehir ilçe merkezleri başta olmak üzere Ilgın, Doğanhisar, Akşehir ve Yunak ilçelerine bağlı 26’yı aşkın eksi köy statüsünde bulunan mahalle doğrudan fay zonu üstüne oturmakta. Sultandağı fay zonu üzerinde 3 Şubat 2002 tarihinde meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki Sultandağı-Çay(Afyon) depreminde, fay zonu üzerinde yer yer 50 cm varan (ortalama 30cm.) yüzey deformasyonları (yüzey faylanması) sonucunda, çok sayıda binada ağır hasar ve yıkımlar meydana gelmiş ve toplamda 42 kişi yaşamını yitirmişti.

Ne yapılmalı?

Uzmanlara göre bir yapı beklenen yer sarsıntısına göre ve geçerli en son Bina Deprem Yönetmeliği koşullarına uygun olarak inşa edilirse can kayıplarına yol açmaz. Ancak yaşanan depremlerde; yapıların etüt ve projelendirme süreçlerindeki hata veya eksiklikler, yapı üretimi sırasındaki malzeme ve işçilik hataları ile denetimden kaynaklanan zafiyetlerden dolayı çok sayıda yapının ağır hasar gördüğü veya yıkıldığı görülmekte.

Deprem zararların azaltmanın ve depreme hazır olmanın en önemli unsurlarından biri sağlan zeminlerdeki yapıların olası bir depreme hazır olması.

Konya’nın gelecekteki bir olası depremi en az zararla atlatabilmesi için;

• Konya'da fayların geçtiği yerlerin ve deprem karakteristiklerinin tam olarak belirlenmesi,

• Kent genelinde yerleşim yerlerinin tamamında mikrobölgeleme çalışmalarının yapılması,

• Mikrobölgeleme çalışmaları kapsamında obruk olumuşumu görülen/görülebilecek alanların da tespit edilerek, deprem öncesi veya olası bir depremde obruk oluşumundan kaynaklanabilecek zararların azaltılmasını sağlayacak çalışmaların yürütülmesi,

• Yukarıdaki çalışma sonuçlarından elde edilecek bilgiler ve diğer disiplinlerden (inşaat, mimarlık, şehir plancıları vd) edinilecek bilgiler ve diğer afet olasılıkları ışığında Deprem Master Planlarının hazırlanması gerekiyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *