“Darbe değil sistem tartışması”

BBN Türk TV’de canlı yayınla ekrana gelen “Son Durum” programında Anayasa Mahkemesi Üyesi, Engin Yıldırım’ın “Işıklar yanıyor” tweeti ve yaşanan darbe tartışmaları ele alındı.
BBNTürk TV Genel Yayın Yönetmeni Fahrettin Damga,  “ışıklar yanıyor” mesajının geçmişte darbe ile özdeşleştiğine dikkat çekerken, “32. Gün programının merhum yapımcısı Mehmet Ali Birand, Genelkurmay Başkanlığı'nın ışıklarıyla darbe girişimi arasında bir bağlantı kurardı. Birand, her kriz gecesinde Genelkurmay'ın ışıklarına bakmak gerektiğini, eğer ışıklar kapalıysa bir sorun olmadığını ama ışıklar yanıyorsa orduda bir tedirginlik olduğunu söylerdi. Bu nedenle ‘ışıklar yanıyor’ mesajı darbe hazırlığına işaret etmektedir. AYM Üyesi Engin Yıldırım bunu bilerek mi yoksa bilmeden mi bu tweeti attı bilemeyiz ama bu ülkede darbeler dönemi bitmiştir” dedi.   
ÜLKENİN ENERSİJİNİ BOŞA HARCIYORSUNUZ
AYM Üyesi Engin Yıldırım’ın kritik bir süreçten geçerken ülkenin enerjisini boşa harcadığına dikkat çeken BBN Medya Grup Başkanı Uğur Özteke, “Bir art niyetiniz yoksa, hesabınız kitabınız yoksa bu tweeti niye attınız? Niye güzel ülkemin enerjisini buraya akıttınız? Niyeti ne olursa olsun bir yüksek yargı mensubu böyle davranamaz. Işık yanıyor mu yanmıyor mu bilmeyiz ama elektriği onu çarpmıştır. Bugün ülkemiz sınırlarını çepeçevre saran ateşin ortasındayken, içerideki uzantılarla uğraşırken ülkeyi 60’lı yıllardaki tartışmalara götürmek de nedir? Bu ülkenin, siyasetçilerin enerjisini niye boşa harcıyorsunuz?” diye tepkisine dile getirdi. 
BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMASININ BİR PARÇASI
Programa İstanbul’dan canlı bağlantı ile katılan Yazar Celal Kazdağlı ise, “Hafızalarda ‘Genel Kurmay’ın ışıkları yanıyorsa darbe hazırlığı vardır’ düşüncesi vardır. Ama bunlar çok geride kaldı. 15 Temmuz’da görüldü ki askerin darbe yapma gücü, yeteneği kalmamıştır. Darbe teşebbüsünün de sivil unsurlar yani jandarma ve polis milletle el ele verip buna engel olabiliyor. Yani derenin altından çok sular geçti. Ancak bizim nesil bu konulara çok aşina olduğu için ‘acaba bir darbe mi?’ olacak tedirginliği yaşandı. Ben kesinlikle böyle bir şeyin söz konusu olacağına ihtimal vermiyorum. Kaldı ki güvenlik konularına son derece hakim Sayın Devlet Bahçeli ve Süleyman Soylu ile Savunma Bakanımız Hulusi Akar var, bunlar darbeyi de önleyecek güce sahipler. Cumhurbaşkanımız, yaptığı açıklamada darbe meselesinden ziyade başka sıkıntılar olduğu gerçeğine vurgu yaptı. Sayın Bahçeli de Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yapılandırılması gerektiği görüşünü beyan etmişti.  Görülüyor ki Anayasa Mahkemesi’yle ilgili düzenleme yolda. Bunun seçim kampanyasında ele alınacağı anlaşılıyor. AK Parti içerisindeki çeşitli kanatların ya da AK Parti’den kopmuş bir takım kişilerin burada rol aldığını düşünüyorum. Yani bu tür tartışmalar bürokrasi içerisinden kaynaklanıyor. AYM’nin vesayet kurumu olarak ortaya çıktığı bilinen bir gerçek. Rejimi korumak kollamak için 1960 Darbesinin ardından ihdas edildi. Anayasal kurum olacak bir üst mahkemenin olup olmaması tartışılmakta. Devlet Bahçeli de bunu tartışmaya açmıştır. Başkanlık sistemi tartışılıyor. Bürokrasi  yeni sisteme uygun çalışamıyor. Başkanlık sistemini başından biri gündeme getiren, taşıyan isim olan Bahçeli de bu sistemin verimli hale getirilmesi için çaba içerisinde. Muhalifler ve AK Parti’den kopanlar ile belli ki yargının bir kesiminin parlamenter sisteme geçiş talebi ortada. Bu tartışmalar onun bir parçası. Darbe olacağı kanaatinde değilim ancak AYM’nin aldığı karar ve karara tepkiler ‘başkanlık sisteminin ıslahı mı yoksa parlamenter sistem mi’ tartışmaları çerçevesindedir. ’Işıklar yanıyor’ söylemi de bunun popülerleşmesini sağladı. Kamuoyu bu vesile ile bu meseleyi etraflıca tartışabilecek” dedi.