KONYA HABER
Konya
Açık
24°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9157 %0,77
47,9224 %1,05
4.383,41 % 0,12
Ara

DEHŞET VEREN CİNAYET

YAYINLAMA:

İzmir’de gerçekleşen, tüm Türkiye’yi sarsan, tüm taksicileri ayağa kaldıran ve siyasetin de gündemine yansıyan taksi kamerasından da anbean kayıt altına alınan vahşeti sizler taksici cinayeti olarak biliyorsunuz.

19 yaşındaki Delil Aysal'ın taksiyi bir süre dolaştırdıktan sonra Oğuz Erge'ye (44) ateş edip "Bazı insanlara güvenmeyeceksin" diye nasihat vermesi, ceplerini ve taksiyi karıştırıp telefonundan kızını arayarak "Baban ölecek, ambulans çağır" demesi tüyler ürpertti.

taksici-cinayetinin-suphelisi-aractayken-bir-anda-gasp-fikri-aklima-geldi_6327_dhaphoto4

Taksi Kamerasına yansıyan görüntülerin bir kısmında, “Ben de arabayı daha yeni aldım. Şoför arkadaşı bıraktım, eve gidiyordum. Çalışmayacağım zaten araba arızalı. Sanayiye bırakacağım sabah arabayı. Soğuk hava, alayım dedim. İnsanları yolda bırakmak olmaz.diyerek insanlık yapan taksicimizin kahpe ve alçakça ortada hiçbir sebep dahi yokken sırtından vurulması ve akabinde zanlının “Bazı insanlara güvenmeyeceksin” şeklindeki söylemi hem toplumsal bir infiale neden olmuş siyasetin ve hukukçuların da ana gündem maddesi haline gelmiştir.

Peki, faildeki bu pervasızlığın sebebi nedir?

19 yaşındaki bir meczubun dahi kolayca silah edinebilmesi normal midir?

Türk Ceza Kanunu Kasten Öldürme gibi ağır suçlarda yeterince caydırıcı değil midir?

Ceza kanunlarımıza göre, bu katilin işlediği cinayet suçu suçun nitelikli halini de oluşturduğundan bahisle ve haksız tahrik savunması da mümkün olmayacağından cinayet suçundan yatarı 30 yıl olan ağırlaştırılmış müebbet olacaktır.

Şimdi Türk Ceza Kanunu’na baktığımızda kasten öldürme suçunun cezasının hafif ya da yetersiz olduğu söylenemez ise de; “İnfaz Kanunu” nedeniyle cezalar ve bu cezaların yatarı oldukça düşmektedir.

Bir Örnek vermek gerekirse; Kasten Öldürme suçunun kâğıt üstündeki cezası İnfaz Kanunu nedeniyle 24 yıldır. Kasten öldürme suçuna ilişkin görülen davada sanığa haksız tahrik indirimi yapılması halinde bu ceza 12 yıla kadar düşebilmektedir. Sanık duruşmalarda saygılı ve pişman bir tutum sergiler ve ya bu konuda rol yaparsa 1/6 takdiri indirim alarak cezası 10 yıla iner. İnfaz kanununa göre ise 10 yıllık bir cezanın yatarı 5 yıl 8 aya kadar düşmektedir.

Yani; kasten insan öldüren bir kişi 68 ay hapis yattıktan sonra ki bunun da bir kısmı açık cezaevinde olmak üzere, serbest kalabilmektedir.

Bu açıdan bakıldığında; toplumdaki cezasızlık algısı, verilen cezaların caydırıcı olmaması büyük bir pervasızlık doğurmaktadır.

Daha öncesinde de kaleme aldığım gibi, İnfaz Kanununda ciddi anlamda değişiklik yapılması elzemdir.

Toplumun bir kesimi artık “Artık İdam Şart” derken bir kesimi ise İdam cezasının geçmişte kaldığını ve İnsan Haklarına aykırı olduğunu ve siyasi davalarla kötüye kullanılabileceğini düşünmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti'nde “ölüm cezası” 1984'ten bu yana uygulanmamaktadır ve 2004'te hukuki olarak tamamen kaldırılmıştır.

Başka ülkelerde farklı şekillerde halen icra edilen ölüm cezası tekrar uygulamaya alınır mı bilmem fakat bu kararları verebilecek yetişmiş vicdanlı hukukçu sayısı ise tartışmaya açıktır.

Hz. Âdem’in oğlu Kâbil, hasedi sebebiyle nefsine uyarak kardeşi Hâbil’i öldürmüştü. Kardeşinin ikazlarına rağmen bunu yapması, onun Allah’ı unuttuğunu ve gafleti sebebiyle O’ndan korkmadığını gösteriyordu. Neticede bir cinayet işleyerek hem öldürdüğü kişinin hem de kendisinin günahlarını yüklenmiş, zalimler sınıfına katılarak cehennem ehlinden olmuştu. Nefsine tâbî olarak işlediği bu büyük günah onu tam bir hüsrana sürüklemişti. Nihâyet aczi yetini ve hatasını anlayarak büyük bir pişmanlık ateşiyle yanmaya başladı. Zira üstlendiği vebal çok ağırdı. Nitekim Peygamber Efendimiz, ondan sonraki bütün öldürme hâdiselerinden Kâbil’e de bir misli günah yazılacağını haber vermiştir. Çünkü bu kötü çığırı o açmıştır.

Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerim’de bu kıssayı naklettikten sonra şöyle buyurur:

“Kim, herhangi bir cana kıymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir kimseyi öldürürse, bütün insanları öldürmüş, kim de bir kimsenin yaşamasına sebep olursa, bütün insanları ihyâ etmiş gibi olur.” (Mâide 5/32)

Sosyolojik, hukuki ve dini boyutları ile Dehşet Veren ve bir çok ibreti de içerisinde barındıran cinayet hakkında geriye kalan değerlendirmeler siz değerli okurlarıma aittir..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *