KONYA HABER
Konya
Açık
20°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3191 %0,24
48,8392 %0,45
4.860,71 % 0,08
Ara

Sistemin Görmezden Geldikleri

YAYINLAMA:

Engel dediğimiz şey gerçekten doğuştan gelen bir kader mi, yoksa bizim ellerimizle inşa ettiğimiz görünmez duvarlar mı? Bir kaldırım yüksekliği, asansörsüz bir bina ya da önyargılarla dolu bir bakış… Aslında bu engellerin hiçbirini doğa yaratmadı. Onları biz yaptık.

Ayşe’nin hikâyesi bu sorunun cevabını net bir şekilde veriyor. Doğuştan kas hastalığı nedeniyle tekerlekli sandalyeye bağımlı olan Ayşe, üniversiteye kadar ailesinin desteğiyle birçok zorluğu aşmayı başardı. Ancak asıl zorluk, üniversite kampüsünde başladı. Dersliklerin çoğu erişilebilir değildi. Sınıflara çıkmak için rampa bulunmayan binalarda yardım istemek zorunda kalıyordu. Bir gün, asansör bozulduğu için dersine çıkamayınca "Ben engelli değilim, binalar ve sistemler beni engelliyor" dedi. Onun mücadelesi, yalnızca okumak için değil, topluma sesini duyurabilmek içindi.

Ali’nin hikâyesi farklı ama aynı derecede tanıdık. 32 yaşında geçirdiği trafik kazası sonrası tekerlekli sandalyeye mahkûm oldu. Öncesinde aktif bir iş hayatı vardı, ancak kaza sonrası birçok kapı yüzüne kapandı. İş görüşmelerinde "Bu işi yapabileceğinizi düşünüyor musunuz?" sorusuyla defalarca karşılaştı. Oysa tek istediği, bir fırsat verilmesiydi. Ali, iş bulma sürecinde yalnızca mesleki yeterliliğiyle değil, önyargılarla da savaşmak zorunda kaldı.

Her gün büyük mücadeleler veren bu insanların çığlıkları çoğu zaman duyulmuyor. Bu hikâyeler başarı hikâyeleridir, ama fark edilmeyen kahramanlıklarla doludur. Bir okul kapısına erişim sağlamak, bir kaldırımda engelsiz yürüyebilmek ya da toplumdan eşit bir iş fırsatı beklemek… Bunlar basit birer hak gibi görünse de onlar için zaferdir.

Sorunun çözümü aslında bizim elimizde. Küçük değişimler büyük farklar yaratabilir. Erişilebilir şehirler inşa etmek, istihdamda fırsat eşitliği sağlamak, toplumsal farkındalık yaratmak bu değişimin anahtarıdır. Ancak en önemlisi, empati kurmak ve farkında olmaktır. Bir kaldırımı uygun hale getirmek küçük bir iş gibi görünebilir, ama bir insanın hayatını tamamen değiştirebilir.

Engelleri ortaya koyan da onları kaldıracak olan da yine bizleriz. Yeter ki bunu isteyelim. Bugün küçük bir adım atmak, yarın için büyük bir değişim yaratabilir.

Unutmayın, sistemin görmezden geldikleri sadece istatistik değil; her biri bir hayat, bir mücadele, bir ses. Bir gün, o ses daha yakından kulağınızda çınlarsa, görmezden gelenlerin sessizliği en ağır cevap olacak.

O halde şimdiden sistemin bastırdığı bu sessiz çığlıklara kulak vermeye çalışalım.

Kalın Sağlıcakla.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *