KONYA HABER
Konya
Açık
20°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3507 %0,36
49,0543 %0,57
4.906,02 % 0,27
Ara

EKONOMİK KRİZ VE CİNSELLİĞİN ARTAN GÖRSELLİĞİ

YAYINLAMA:

Hayat penis ve vajina muhabbetlerinden mi ibaret? Penis ve vajinaların bize anlatmak istediği nedir? Sürdürülebilir krizlerin sarstığı vazgeçmiş insanlar son bir çırpınış olarak kendilerini hazzın Titaniğine mi attılar?

Hadise’nin başrolünde oynadığı dizinin fragmanı yayınlandı. Sosyal medyada “E bildiğiniz konulu porno bu” eleştirileri yapıldı. Bazı yorumlar “Hadise’nin ifşası çıksa da izlesek diye yıllarca bekleyen erkekler dizi fragmanını görür görmez yoruma linçlemeye gelmişler” şeklindeydi. Bazıları ise Gain platformunun ülkeye tekrardan erotizm konulu içerikleri geri getirme andı içtiği eleştirilerini de getiriyordu.

Ülkemizde dizi ve film senaryolarını genelde erkeklerin yazdığından bağımsız olarak bu sınırlı yazıda benim asıl üzerinde duracağım konu güçlü iktidarlar karşısında muhalif sessizliğin kendisi bedenine dönüşü ve bedeni üzerinden iktidar gücüne karşı bir muhalefet üretme veya yenilgisini kabul ederek hazza yönelme pratiği olacak.

Ne demek istiyorum:

Askeri darbenin gerçekleştirildiği 80’li yıllarda Yeşilçam “lanetli tarihi” olarak da mimlenen dönemde erotik film furyasına kendisini kaptırmıştı. Yönetime karşı herhangi bir eleştiride bulunamıyordunuz çünkü sabah kapınızı sütçü değil polis çalıyordu. Bu dönemde Türk film sektörü “erotik” olarak nitelendirilen seks filmlerine kaymıştı. Seyircisi boldu, gişe son derece memnun ediciydi.

Günümüzde de buna benzer bir olay yaşanıyor ve sadece yeni nesil içerik platformu olarak sunulan Gain platformunda da değil; gündelik yaşanma hemen birçok yerde bir anda sekse hatta pornografiye evrilen ortizm hâkim bir ideoloji gibi. Bunu Cem Yılmaz’ın ürettiklerinde de görmek mümkün.

Otoriter bir iktidara karşı eleştirel yaklaşımlar geliştirilemeyince sağanak kriz altında yaşayan insanları rahatlatmak kendi bedenlerine dönmelerini sağlamak la mı mümkün acaba? Burada vajina ne anlama geliyor, penis ne ifade ediyor; beden dediğimiz o görünür ve bizi biz yapan yapı nalı araçsallaştırılıyor?

Başta Netfilix olmak üzere hemen birçok yeni nesil içerik platformlarında hem söylemle hem de bedenle kurulan hâkim ilişki cinsellik üzerinden gerçekleşiyor, bunu görüyor ve duyuyorsunuz. Bu durum muhalefetin yetmediği yerde insanların kültürel üretimlerle (sosyal medya, dizi, film vb.) otoriter iktidara karşı kendisini koruma çabası olabilir mi? Ya da muhalefeti sembolik olarak böyle yapıyor olabilir mi? İhtimal bu durum gişe de yapıyor tabii ki, yoksa tekrarlanmaz tıpkı 80’li yıllardaki kendi yok etme pahasına bu alanda at koşturan Yeşilçam gibi.

Uzatmadan son derece çarpıcı beden sosyolojisi açısından sosyal-psikolojik örnek sunmak istiyorum: Cem Yılmaz’ın dizisine dair fragman benzeri bir kareye rastlamıştım. Çok ilginçti. Erkeğin penisini (iktidarı) kesiyorlar. Kesilen penis masanın/sehpanın üzerinde, üzerine ise avuç içi kadar bir beyaz pike serilmiş olarak görünüyor. Bu aslında sembolik olarak erkeğin kendinden üstün bir iktidar karşısında kendi erkekliğinden (iktidarından) zorunlu vazgeçmesi ifadesi de taşımıyor mu? Kendi kendini iğdiş ediş artık bir muhalefetin de yapılamayacağı teslimiyete sembolik vurgu yapmıyor mu?

Yanı sıra kadınların bu kültürel üretimlerde kendi bedenlerini cinsel olarak araçsallaştırmaları güçlü bir iktidar ile artık iktidarını kaybetmiş erkekler arasında kendi varlığını bedeni üzerinden pekiştirme anlamı taşımıyor mu?..

Bütün bu olup bitenler otoriter bir iktidara karşı toplumsal dinamikleri (ahlak vb.) yok ederek örtük bir muhalif tutum mu? Mutlak otoriter bir iktidara karşı toplumsal muhalefette sertleşme sorunu olduğunda devreye cinsellikle başkaldırı veya toplumun kendi kendini tatmin etmesi ve böylece mutlak iktidarın olağanüstü olumsuz (kriz) uygulamalarına karşı kendisini uyuşturma mı giriyor? Cevapları kendi içinde taşıyan bu soruların cevapları elbette önemsiyorum.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *