KONYA HABER
Konya
Açık
24°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9157 %0,77
47,9224 %1,05
4.383,41 % 0,12
Ara

“YİNE BİR GÜLNİHAL…’’ İLK VALS

YAYINLAMA:

“Yine bir Gülnihal aldı bu gönlümü, simten gonca fem bî-bedel ol güzel…”

Hammâmîzâde İsmail Dede Efendi, Türk müziğinin en değerli alimlerinden biridir. Klasik Türk müziği repertuvarına kazandırdığı özel eserlerden biri de bu unutulmaz bestedir. 19. yüzyıl Osmanlı döneminde yaşamış olan Dede Efendi, günümüze öyle eşsiz eserler bırakmıştır ki, bu eserleriyle Türk müziği tarihinin önemli isimlerinden biri olmuştur.

Yine bir Gülnihal…’’ hemen hemen herkesin mırıldandığı bu eserin hikayesi, yıllar öncesine Osmanlı Dönemine dayanmaktadır.

Osmanlı’da müziğe, sanata ve ilme büyük değer verilirdi. Müzik alimleri, ustalıklarını ortaya koyarak değerli makamlar, besteler yaratırdı ve bu eserlerini padişahlara takdim ederlerdi.
Dede Efendi de bu gelenek dahilinde, müzik bilgisini ve sanatını birçok eserde sergileyen önemli bir bestekârdı.

Ancak zamanla, Osmanlı İmparatorluğu’nda Batı etkileri görülmüş ve bu etkiler müziğe de yansımaya başlamıştı. Dönemin sultanı Abdülmecid, Batı müziğine duyduğu ilgi nedeniyle Dede Efendi'den batı müziğine yakın bir eser bestelemesini istemişti.

Yine bir Gülnihal” adlı bu zarif eser de Sultan Abdülmecid’in isteği üzerine, Dede Efendi’nin usta ellerinden bir gecede ortaya çıkmıştı. Dede Efendi’nin birçok türde yazdığı yapıtların yanında bu eser, daha sade yapıda bestelenmiştir.

Belki de bu yüzdendir ki eser, halk arasında daha kolay benimsenmiş ve hafızalarda yer edinmiştir. Batı ve Türk müziğinin buluştuğu bu eserin bir diğer özelliği de Klasik Türk Müziğine ait ilk vals formunda yazılmış olmasıdır.

Kimi kaynaklarda, Dede Efendi’nin bu eseri sarayda bir cariyeye duyduğu aşka hitaben yazdığı da söylenir.

Sebebi ne olursa olsun, böylesine güçlü bir eserin yüzyıllar sonra hâlâ dillerde dolaşması, Dede Efendi’nin sanatındaki ölümsüzlüğün en açık göstergesidir.

Bir eseri dinlerken, yüzyıllar öncesinden kalma bir kalbin çarpıntısını hâlâ hissedebilmek…
Ne büyük bir yetenek!

Günümüzde de keşke duygular bu denli zarif ve naif biçimde ifade edilebilse...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *