KONYA HABER
Konya
Açık
24°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
40,9157 %0,77
47,9224 %1,05
4.383,41 % 0,12
Ara

YETENEK TESPİT DEVLETİ- GELECEĞİ KAZANMAK, İNSANI KEŞFETMEKLE BAŞLAR

YAYINLAMA:

Devlet, sadece yasa çıkaran değil; zamanın ruhunu okuyan, yeteneği gören, potansiyeli işleyen büyük akıldır.

Bugün Türkiye'nin gerçek devrim ihtiyacı; savunma sanayiinde değil, insan keşfindedir. Çünkü bu topraklarda milyonlarca cevher doğuyor ama keşfedilmeden kayboluyor.

İhtiyacımız olan şey bir yasa değil; bir görüş: İnsan tespiti, insan yönetimi ve insan inşası.

İhtiyacımız olan kurum, yalnızca Milli Eğitim ya da YÖK değildir.

İhtiyacımız olan vizyon: “Yetenek Tespit Devleti”dir.

1. Yetenekleri Görmeyen Devlet, Kendi Gözünü Kör Etmiştir

Bugün Türkiye’de binlerce genç;

Kod yazmayı kendi kendine öğreniyor ama sistem onu fark etmiyor.

Lise çağında mühendislik düzeyinde çizim yapıyor ama hiçbir göz ona dokunmuyor.

Hitabetiyle toplumları etkileyebilecek gençler, sınav sisteminde kayboluyor.

15 yaşında üç dil bilen gençler, atanamadığı için umutsuzlaşıyor.

Ve devlet, yalnızca KPSS puanına, diploma notuna ve sınav başarısına bakarak karar veriyor.

Bu, stratejik intihardır. Çünkü geleceğin devleti, notu değil yeteneği yönetir.

2. Yetenek Tespit Devleti: Türkiye'nin Küresel Sıçrama Modeli

Yeni bir çağ başlıyor: Yapay zeka, biyoteknoloji, uzay rekabeti, iklim mühendisliği, dijital diplomasi...

Peki bu çağda Türkiye’yi kim yönetecek? Kim geliştirecek? Kim koruyacak?

Cevap: Şu anda Anadolu’nun bir köyünde sessizce bilgisayar başında kod yazan o çocuk…

İşte bu yüzden Türkiye;

Tüm ilkokul, ortaokul ve liselerde ulusal çapta yetenek tarama sistemi kurmalıdır.

Her şehirde "Milli Yetenek ve Stratejik İnsan Havuzu" oluşturulmalıdır.

Üstün potansiyel taşıyan bireyler erkenden devlet radarına alınmalıdır.

Bu çocuklar için özel müfredatlar, özel mentorluk programları ve geleceğin görevlerine uygun yetiştirme planları hazırlanmalıdır.

Tıpkı bir savaş uçağının pilotunu küçük yaşta seçmek gibi; geleceğin devlet aklını taşıyacak beyinler, bugünden kodlanmalıdır.

3. Yetenek, Aidiyetle Taçlandırılmalı: Sadece Yetiştirme Değil, Kazanma Sanatı

Devletin görevi sadece yeteneği bulmak değildir. Onu kazanmak, ona aidiyet duygusu vermek, onu sahiplenmektir.

Bu gençler;

Devletin özel burs programlarıyla desteklenmeli,

Milli kurumlarda staj ve rol alma fırsatları sunulmalı,

İleride devlet aklında, kurum vizyonlarında, stratejik pozisyonlarda görev alacak şekilde hazırlanmalıdır.

Ve en önemlisi, bu gençler şuna inanmalıdır:

“Bu devlet beni fark etti, değer verdi, yatırım yaptı… Şimdi sıra bende.”

4. Önerim: Devlet’e “YETEP” Modeli – Yetenek Tespit ve Planlama Başkanlığı

Tıpkı TÜBİTAK, ASELSAN, TUSAŞ gibi;

“YETEP – Yetenek Tespit ve Planlama Başkanlığı” adlı bağımsız bir üst yapı kurulmalıdır.

Bu başkanlık;

Türkiye’nin 2053, 2071 hedeflerine uygun insan kaynağı haritasını çıkarır.

Eğitim kurumlarıyla iş birliği içinde stratejik yetenekleri belirler.

Özel sektörle koordinasyon kurarak yetenekleri ihracat değeri olan beyinler haline getirir.

Kamu kurumlarına, “bu alanda bu kadar insana ihtiyaç var, şu kadar yetiştirilmeli” diye rapor sunar.

Bu sistemle devlet ilk kez tahmin değil, tespit üzerine inşa edilir.

5. Sonuç: Devleti Geleceğe Taşıyacak Olan, Doğru Yerdeki Doğru İnsandır

Hiçbir stratejik plan, insan olmadan işlemiyor. Hiçbir teknoloji, onu anlayacak zihin olmadan gelişmiyor.

Hiçbir medeniyet, o medeniyeti taşıyacak karakter sahibi gençler olmadan ayakta durmuyor.

Türkiye’nin bugün en büyük yatırımı, köprü değil insan olmalıdır.

Devletin bütçesindeki en büyük kalem, beton değil beyin olmalıdır.

Ve devletin aklında en önde duran konu; seçim değil, seçkinleştirme olmalıdır.

Gelecek, onu inşa edecek insanı tanıyanlarındır.

Devlet; artık sadece harita değil, yetenek de çizmelidir.

Çünkü doğru yerde olmayan insan, devlete de zarar verir, kendine de.

Ve unutmayın: İnsanı keşfetmeyen sistem, hiçbir şeyi keşfedemez.

Bu yazı hem devlet yöneticilerine, hem stratejik akıl merkezlerine, hem de eğitim ve insan kaynağı alanında politika geliştiren kurumlara çağrı amaçlı kaleme alınmıştır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *