KONYA HABER
Konya
Açık
22°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,0792 %0,61
47,7197 %0,68
4.435,83 % -0,01
Ara

Stratejik Denge

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Yaşadığımız döneme bakarak dünyadaki dengenin sürüp gideceği zannetmeyin. Evet; bu çağ diğerlerinden biraz farklı… Çünkü kitle imha silahları var. Ancak bu silahlara sahip olmak ‘bekaa’ meselesini tek başına garanti altına almaz. Bu silahlara ve daha fazlasına sahip olan Sovyetler Birliği öylesine büyük bit tehditti ki; neredeyse bütün Batı bu tehdide karşı tek bir çatı altında toplanmıştı (NATO). Ama 1990’lı yılların başında tarihin çöplüğündeki yerini almaktan kurtulamadı. Çünkü en etkili silah nükleer olan değil, davaya inanmış insandır. Bunun örneği de geçmişte Vietnam, yakın zamanda Afganistan’dır. Diğer bir durum ise, söz konusu silahların sadece sizin elinizde olmadığıdır. Kullanma niyetindekilerin bu gerçeği göz ardı etmesi düşünülemez.

Bugün bakarsanız Amerika tek başına devasa bir güç… Üstelik sadece askeri de değil… Dolar sayesinde çok büyük bir ekonomik güç… Medya gücü inanılır gibi değil… En iyi üniversiteler hâlâ bu ülkede… Ama biraz geriye gittiğinizde benzer örnekleri görmek mümkün… Bir zamanlar denizlerin hâkimi Portekiz’di mesela… Şimdilerde hâkimiyetini nisbi olarak küçük bir kara parçası üzerinde sürdürebiliyor. Hollanda da öyleydi. Sahip olduğu deniz gücüyle Endonezya başta olmak üzere Asya’da, Güney Afrika başta olmak üzere Afrika’nın birçok bölgesinde, Kuzey-Güney Amerika’da, hatta Japonya ve Avustralya’da hâkim (sömürgeci) güç iken, şimdilerde denizi toprakla doldurarak ülkesini büyütme derdinde… Brezilya hariç bütün Güney ve Orta Amerika ile Meksika, hatta ABD'nin Texas California gibi güney eyaletleri bir zamanlar İspanyol imparatorluğunun egemenliğinde idi. Asya, Afrika hatta Okyanusya’da (beş kıta) toprakları vardı. Şimdilerde ana kıtası dışında pek bir gücü yok. Bir zamanlar üzerine güneşin batmadığı Britanya İmparatorluğu da İkinci Dünya Savaşı sonrası kabuğuna (adaya) çekilmek zorunda kalanlardan…

Peki, Amerika’nın dönemi bitmiş midir… Zahiri nedenler bizi bu sonuca götürmüyor doğrusu... Ancak Sovyet lider Brejnev 1979’da Afganistan’ı işgal emri verirken de durum farklı değildi. Bir başka deyişle Sovyetler Birliği'nin 10-12 yıl içerisinde dağılacağına dair bir emare yoktu ortalıklarda... Tam tersine gücünün zirvesinde idi. Ama ilk 5-6 sene içerisinde glasnost-perestroika ile kavşamış, geri kalan 5-6 yıl içerisinde de dağılıp gitmiştir. Belki süre öngörmek doğru olmaz ama, emin olun ortalama bir insan ömrü olanlar Amerika (ve İsrail) için de benzer bir sürece şahit olacak… Zira Amerika tamamen menfaate dayalı mozaik bir devlet… İsrail’le birlikte dünyanın nefreti de üzerlerinde…

Görüldüğü kadarıyla da Allah bir zalimi bir diğeriyle ortadan kaldıracak; Çin… Çin her geçen gün Amerika ile arasındaki makası daraltmaktadır. Nitekim daha gerçekçi olan ‘satın alma paritesine’ göre yapılan hesaplamalarda Çin ekonomik büyüklük olarak (GSYH) Amerika’yı geride bırakmıştır. Deniz gücü bakımından da (sayısal olarak) Çin ABD’nin önündedir. Bu kısım özellikle önemli… Çünkü deniz gücü hegemon güç olmanın olmazsa olmazı… Zira geçmişte global hegemonya kurmuş İspanya, Portekiz, Hollanda, İngiltere gibi ülkeler bu gücünü donanmaları ile sürdürebilmiştir. Bugün Amerika da öyledir. Zira çok büyük bir deniz gücü vardır hala ‘deplasman=kapasite’ olarak dünyanın en büyüğü… (ABD: 323,9, Çin: 319,8 TvR ile 1 ve ikinci). Merak edenler için Türkiye de 80,5 TvR ile 10. sırada... Türkiye küresel olmasa da geniş bir coğrafya üzerinde (Libya, Somali, Pakistan, Maldivler, Akdeniz, Ege, Karadeniz) eli olan bir deniz gücü... Oysa geçmişte tatbikatlar bile Marmara denizinin dışında yapılamazdı. (Not: TvR; True Value Rating=Gerçek Değer Derecesi-Oranı).

Çin’in medya gücü de iddialıdır. Bir Çin sosyal medya paylaşım ağı olan TikTok geçtiğimiz yıllarda rakibi Amerikan menşe’li Youtube’u geride bırakarak dünyada birinci sıraya yükselmiştir mesela… Ayrıca olağanüstü zamanlarda siber güvenliği kendi ellerinde tutmak için Çin ve Rusya gibi ülkeler kendi iç internet ağlarını kurmuşlardır (Çin daha ileride). Askeri güç olarak Çin Amerika’yı neredeyse dengelemiştir. Ama henüz kapışmayı reel bulmamaktadır. Çinli askeri stratejist Sun Tzu der ki; ‘yeterince güçlenmeden rakibine yumruk atma!...’

Mevcut kurulu dünya düzenin zeminini yumuşatan bir başka durum da Birleşmiş Milletlerin misyonudur. Zira mazlum milletlerin hakkını korumadığı, hegemon güçlere hizmet ettiği artık gizlenemez olmuştur. Yaşanan bir meşruiyyet kaybıdır ve mevcut durum sürdürülebilir gözükmemektedir. Meşruiyyet kaybı sorun çözme kapasitesinin ortadan kalkması anlamına da gelmektedir. Belki de Trump dönemi ile birlikte Amerika’nın ‘içe dönme’ stratejisi bu durumla ilgilidir. Öyle ya; ‘dünya beşten büyüktür’ değil mi... Önyargılarını yenememiş kimselere anlatmak güç tabii… Ama o kadar iddialı ve altı dolu bir çıkış ki… Bağlamı da işte tam da bahsettiğimiz bu konu...

Anlaşıldığı üzere kısa olmasa da orta vadede Çin bir merkez, Rusya bir merkez, (geriye çekilen) Amerika bir merkez, belki Brezilya bir merkez, Hindistan, Türkiye, İran dengeleyici güç olacak… Avrupa’daki ülkeler de Amerika gibi biraz geriye çekilseler de etkin güç olmaya de edecek gibi gözüküyor. Afrika’da maalesef henüz öne çıkmış bir merkez ülke yok. Ama bu dengeden mütevellit nisbi bir özgürlük-bağımsızlık elde edecekler gibi gözüküyor. Vesselam.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *