KONYA HABER
Konya
Açık
28°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,1760 %0,34
48,1347 %0,35
4.558,11 % -0,07
Ara

Ütopik topik

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Eylül ayıyla birlikte yılın son çeyreği başlıyor. İlk 3 çeyrek mükemmel geçti. Topik olarak puntolar büyük büyük atıldı. Bazı başlıklar ütopik olsa bile yapılan eser ve hizmetler gerçek bir mutluluk verdi. Zengin kültür ve tarihimiz Ayasofya, Kapadokya ve Efes gibi tarihi mekânların olması. Doğu ve batı etkilerinin karışımı olması, sanatta, müzikte ve mutfakta açıkça görülmekte. Türk mutfağı, kebap, meze, baklava ve taze deniz ürünleri gibi çeşitli ve lezzetli yemekler. Doğal güzelliklere sahibiz. Sıcak iklimimiz yaşanabilir ülkeyiz. Buna rağmen komşu ülkelerle gerginlikler ütopik bir durumdayız. Enflasyon, ekonomik istikrar, satın alma gücü ve dalgalı ekonomi günlük yaşamımızı etkiliyor. Devlet hizmetlerinde ve bürokraside karmaşık süreçler zahmetli. Trafik sıkışıklığı ciddi boyutlarda, toplu taşıma araçları aşırı kalabalık. Kentsel altyapı, nüfus artışına ayak uydurmakta zorluyor. Kirlilik ve atık yönetimi gibi sorunlar yaşam kalitesini etkiliyor.

* Eğitim sezonu bu yıl çok hızlı başlıyor. Yeni düzenlemeler, yeni icatlar… Son 1 yılda Avrupa'da üniversite fiyatları %5,2 artarken, Türkiye'de %108 arttı. Öğrencileri, müşteri gibi gören tüccar eğitimcilerin zihniyetinin sonucu.  Eğitim ile ilgili çok kez belirttiğim için ayrıntılı yazmayacağım. İkametgâh arayanlar mı dersiniz, fatura aktaranlar mı dersiniz. Her şey ütopik. Okul müdürleri çok havalı bu aralar.

* Ekonomik olarak artık dünya bizi tanıdı. Listelerde varız. Arjantin sadece 1 tek şey yaparak kendini kurtardı. Kamu tasarrufuyla. Geçen yıldan bu yıla tasarruf ederek ne elde ettik bütün kurumlar açıklasın. Halk olarak nasıl tasarruf etmeliyiz öğrenmeliyiz. Kime sorsan AVM’ler neden dolu. Lokantalar boş değil. Cafelerde kahveler… Bunun gibi milyon örnek. Neden listedeyiz akıllı biri açıklasın. Türk sanılan ama yakın zamanda satılan markalarımız. Bunları kim neden sattı. Satınca başka bir yatırım marka çıkardı mı? Beymen ve Banvit Katar’a, Yargıcı ve Cevahir Avm Kuveyt’e, İçim Süt ve Dost Süt ve Hayat Su ve Sırma ve Erikli Fransa’ya, Kola Turka ve Çamlıca ve Saka Su ve Kemal Kükrer Japonlara, Doğadan ve Of Çay ve Kent Gıda ve Komili ve Hacı Şakir ve Gitti Gidiyor Amerikalılara, Yeni Rakı İngilizlere,  Filiz Makarna İtalyanlara, Hobi Şampuan Hindistanlılara, Can Bebe Belçikalılara, Demir döküm Almanya’ya,  Baymak ve Petrol ofisi Hollandalılara, Mutlu akü Güney Afrika’ya, Trendyol ise Çin’e satıldı. Durum bu.

*Su gerçek bir sorun. Hayat su satılmış, Sırma satılmış, Saka Su satılmış, Rakı bile satılmış… Yeşilliğimiz vardı az da olsa. Karbondan dolayı çok kötü bir durum olabilir. Kimi siyasiler 2040 kimi siyasiler 2050 yılına kadar buraların su sorunu yok diye konuştular. Cahit Sıtkı Tarancı bu konuşanlardan daha kötüsünü yaşamadı. Yeşil teknolojiye geçiş kritik ve gerekli bir adım olarak anlatılıyor. Sürdürülebilir enerji ve elektrikli araç üretimi, yerel ekosistem ve topluluklar pahasına gerçekleştirilmemeli. Küresel karbon ayak izimizi düşürürken, normal yaşamları ve doğayı yok etme pahasına bir çevresel kriz yaratmak kabul edilemez. İklim değişikliği ve azalan yağışlar nedeniyle ot miktarı azalır, hayvancılık zorlaşır. Gerçek sorun ise, lityum şirketlerinin yeraltı sularını çekmeye başlamasıyla ortaya çıkar. Lityum üretimi, yeraltı tuzlu sularının yüzeye çıkarılıp buharlaştırma havuzlarına aktarılmasını içeriyor. Bu süreç, milyonlarca metreküp suyun çekilmesine yol açıyor. Türkiye, tropikal bölgelerden farklı olarak doğrudan lityum üretim alanlarına sahip değil. Ancak Türkiye, elektrikli araç ve batarya üretimi, güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımları ile küresel yeşil teknolojinin parçası hâline geliyor. Bu süreç, hem su ve enerji talebini artırıyor hem de tedarik zinciri üzerinden dolaylı etkiler yaratıyor. Su kıtlığı ve enerji üretimi, özellikle Güneydoğu Anadolu ve Ege bölgelerinde su kaynakları baskı altında. Lityum gibi minerallere dayalı yeşil teknoloji yatırımlarında kullanılan su miktarının artması, içme suyu ve tarımsal sulama için kullanılabilir kaynakları da dolaylı olarak etkiliyor. Türkiye, batarya ve elektronik üretimi için tedarik zincirinde yer alıyor. Bu durum, diğer ülkelerdeki su ve toprak kaynaklarının aşırı kullanılmasına neden olurken, Türkiye’de de üretim ve tarım alanlarının su ihtiyacını artırıyor. Kuraklık ve iklim değişikliği göz önünde bulundurulduğunda, üretim ve enerji yatırımlarının ekolojik dengeyi bozma riski var. Sosyal ve ekonomik olarak ise yeşil teknoloji üretimi bazı topluluklar için ekonomik fırsat. Su ve yaşam hakkı riskte. Türkiye’de de suya ve tarıma erişimi korunmazsa, sosyal gerilimler olacak.

*Sonuç olarak, bir büyüğün dediği gibi son düzlükte yapılan atak veya rehavet bizi 4 birim ileri götürebilir veya 74 birim geri götürebilir. 5G gelince dünya daha güzelleşecek gibi olsa da. Zihniyet drone ile ceza yazmada uzmanlaştı. Güvenlik için kullanılması gereken kameralardan yollarda binlerce hatta on binlerce var. Kalem yazanda olursa işe yarar. Eski bakanlardan biri telefonla her şeyi bildiğini iddia ediyordu. Datalar savruldu. Özel tüzel genel hiçbir güvenliğimiz yok. İsrail bu kadar güçlü mü. Değil sadece dataları var. Kimin neden dataları bir dünya ülkeyi eli kolu bağlıyor. Başlıklara bakın ne kadar ütopik. Gerçek dünya gerçekten bu değil.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *