5Gherz Lazım Değil
*Çok büyük bir sükseliydi 4,5G hızımız diğerlerinin 5G hızından iyi derken. Sonra büyük konuşmamak lazımmış dedirtirler insana. İnsan, olan aklını kullanabilendir. Çin, Amerika, Güney Kore ve Japonya 6G test ve ar-ge yapmaya başladı. Gelecek yıl gelecek 5G için siyaseten bizim 5G onların 6G’sinden iyi demezler demek isterdim ama derler. 5G teknolojisi 4G'den 1000 kat daha fazla veriyi paylaşmamıza imkân sağlıyor. 1G ilk nesil kablosuz telefon teknolojisidir. Mobil telsiz telefon sistemlerinin 0G olarak bilinir yerini aldı. 1980’li yıllarda oluşturulan bu teknoloji, hücresel bir ağ sistemi kullanır. 2G ikinci nesil kablosuz telefon teknolojisidir. 1G gibi, hücresel bir ağ sistemi kullanır. 3G eşzamanlı konuşma ve veri hizmetleriyle daha yüksek veri hızlarını destekler. 4G, kapsama alanı daha geniştir. 5G, 4Gden 10 kat hızlıyken 6G ise 5G’den 100 kat hızlı olacak. Kısaca 5G canlı gibiyken 6G göz kırpma hızından daha hızlı özellikle canlı izlerken kaçan görüntü olacak.
*31 yıldır kullandığım operatörü geçen hafta bıraktım İngiliz firmasına geçtim. 5G olması ihalenin yapılış şekli ve girilen reklamlar ne kadar boş gördüm. Deprem zamanı hatta hafif bir sarsıntı olduğu zamanlarda ortalıkta olmayıp birkaç GB hediye vererek ülkemizi hafife alıyorlar 3lü ortak çalışıyor. 3’ü bir, ülke olarak biz biriz. Özellikle teknolojide operatörlük bile yapamayan çalışanlar ve yöneticileri hak etmiyoruz. 38milyon,29milyon ve 26milyon kullanıcısıyla toplamda herkesin en az 1 tane hattı var. Alınan ücret verilen hizmet farkı geçim sıkıntısı gibi. Yurtdışından gelenler şok halindeler. Ülke olarak hem pahalı ödüyoruz hem ucuz hizmet alıyoruz. Kanunen taahhüt vermek zorunda bırakılmamız yöneticilerin hatası herkese neden garanti veriliyor. Biz ülke olarak gelişemeyiz. İsteyen istediğinde olmalı. Tekelleşmeye sebep olanlar bunu bilemeyecek kapasitede mi? Altyapı sağlam değilse istediğin kadar süsle reklam ver olmaz. Yöneticiler Japonya’daki gibi mantığa sahip olamayacak mı? Ambalajın üzerindeki resimle içindeki aynı değilse ürün üretilmiyor bile. Bizde ekonomiden dolayı içindeki sürpriz oluyor bize. Dronecell diye reklam yapıp büyükşehirlerde bile konuşamamak gerçeği var.
*Türkiye'de GSM operatörleri depreme hazırlık yapmıyor. Deprem zamanı en kritik ilk 72 saatte iletişim altyapısında ciddi eksikler var. Bu tür kriz anlarında hem afetzedelerin hem de bölgedeki diğer insanların iletişiminin sağlanmasının anayasal bir zorunluluk. Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom operatörlerinin çatı derneği m-TOD iş bittikten sonra bölgede ücretsiz konuşma ve internet tanımlaması yapıyor, yüksek trafik oluşumunu engellemek için telefonlar sadece acil aramalar için kullanılmalı diyorlar, deprem bölgelerinde bulunan baz istasyonlarının yarısı aldıkları ciddi hasar sebebiyle devre dışı kalıyor, mobil baz istasyonu gönderiliyor, enerji hatlarında hasar oluştuğu için dağıtım şirketlerince elektrik verilemiyor ve iletişim için gerekli enerjiyi sağlayacak jeneratör gönderiliyor. Türkiye’de altyapı yıllardır engelleniyor. 2005’teki özelleştirmeyle Türkiye’de altyapının imtiyazı 2026 yılına kadar Türk Telekom’a verildi. 2006 yılında ise altyapı lisansı diye bir yönetmelik Bilgi Teknolojileri Kurumu tarafından yayımlandı ve bu çerçevede 14 tane firma lisans aldı. Bu firmalar lisanslarını alırken 200-300 bin dolar gibi paralar ödediler. Bu paralara rağmen çalıştırılmadılar. Türkiye’de 1 liralık konuştuğumuzda 3 lira ödüyoruz. Bunun 2 lirası vergi. Özel iletişim vergisi ki bu eskiden deprem vergisiydi ve hazine payı gibi. Yani telekom firmaları şu anda birer vergi tahsildarı olarak çalıştırılıyor. Bu yüzden yatırım yapacak paraları kalmıyor. Türkiye’ye 2016’da gelmesine rağmen 4G ülkenin yalnızca %15’inde var. Ülkenin büyük bir kısmında ise halen 3G ve bazı yerlerde 2G bile kullanılıyor. İstanbul’da veya batı illerinde deprem olsa bu Türkiye için ciddi milli güvenlik sorunu çünkü bütün ekonomimiz çökecek, bankacılık sistemimiz, sosyal bağlantılarımız çökecek.
*Sonuç olarak, 1G, 2G, 3G ve hatta 4G ağları 700 MHz — 6 GHz frekansları arasında çalışırken, 5G ultra yüksek 28–100 GHz frekanslarında milimetre dalga bantları olarak çalışır. Bu nedenle eski teknolojilerden farkı, teoride 10Gbps hızlara erişebiliyor. Bu işin iyi yanı, kötü yanı ise ultra yüksek frekanslar uzun mesafeleri kat edemez ve ortamdaki nesneler arasından yüksek oranda geçiş sağlayamaz. Bu olumsuz durumu bertaraf etmek için her 150 metre de bir eskiden baz istasyonu dediğimiz yeni yapıda evlerimizde ki ADSL modem tarzı cihazlar hücresel iletim cihazlarından konumlandırmak gerekecektir. Bu cihazlar apartmanların çatısına, evlerimizin balkonuna, sokak aydınlatma direklerine dahi koyulabilecek boyutlara indiği için eski baz istasyonlarına göre daha az dikkat çekici olacak. Radyasyon bize geliyor. Çernobil olayında basının önünde çay içen yetkilerden sonra bakalım ne göreceğiz.