KONYA HABER
Konya
Açık
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5868 %1,90
49,5115 %2,22
9.076,65 % -1,86
Ara

Yanlış, yanlıştır, Herkes yapsa da. Doğru, doğrudur, Hiç kimse yapmasa bile

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

*Doğru olsam ok gibi yabana atarlar beni, eğri olsam yay gibi elde tutarlar beni. Hiç keder elem etme, boş yere matem etme. Düşmanlarını tanı, uzak dur, sitem etme. Ne fakiri aç gördüm ne de zengini tok. Hedefine varır elbet doğru ok. Hayatta ne kadar doğru kararlar vermişiz, ne kadar yanlış seçimler yapmışız bunu ancak zamanla anlayabiliyoruz. O an genelde mantığımızı duygularımızla bastırarak karar veririz, ta ki verdiğimiz kararların sonuçlarını üstlenmemiz gerektiğinde yanlışı ve doğruyu sorgulamaya başlayana dek…

 

*Her insan hata yaparak yeni yollar keşfeder, hata yaparak kendini tanır, hata yaparak doğrunun değerini anlar, hata yaparak olgunlaşır. Tecrübe edilen her hata, girilen her yanlış yol, birlikte olunan her yanlış insan bize paha biçilmez bir ders verir. Hayatta en değerli şeylerin genelde bir bedeli olur, öğrenilen doğruların da bedeli genelde acı tecrübeler oluyor. Hayatta birini tanırsınız, bağlanırsınız, seversiniz, güvenirsiniz, hayaller kurarsınız ve gün gelir görmezden geldiğiniz tüm yanlış seçimleriniz sizi bir yol ayrımına getirir. Yanlışlara rağmen aynı yoldan gitmek de sizin elinizde, o acıya katlanıp yepyeni yollar keşfetmek de sizin elinizde. Bu zamana kadar hayatıma aldığım insanların kimisi doğruydu, kimisi yanlıştı. Kimisi yolun başında doğruydu, sonunda yanlıştı. Kimisi ise yanlış yolda bekleyen, yanlış kişilerdi. Sonradan öğrendim ki içimde ufacık bir şüphe bile varsa ve bu şüphe yok olmak yerine üstüne yenilerini de doğruyorsa orada durup düşünmek ve mümkünse adım atmamak gerekiyormuş. Yanlış trene bindiyseniz koridordan ters tarafa yürümenin hiçbir faydası yoktur

 

*Yanlış insanların genelde yanlışlarını görmek yerine onların tek bir doğrusunu görmek için gereğinden fazla çabalarız, doğru insanların ise yanlışlarına saplanırız. Ne olursa olsun atılan her doğru adım, her zaman iyi hissettirecek diye bir şey yoktur. Yanlış zamanlarda, anlık dürtülerle doğru sandığımız yanlışların illüzyonuna kapılırız. Şimdiye kadar bize hep yanlışların doğruları götürdüğü öğretildi. Okula başladığımız ilk andan itibaren yanlış yapmaktan hep korkarak yetiştirildik ve yanlış yapmaktansa boş bırakmayı tercih ettik. İşte bu yüzden bir yanlış yaptığımızda sanki her şey bitmiş gibi karalar bağlayan bireylere döndük, yanlış yaptığımız an mücadeleyi bırakmayı tercih eder olduk. Ne kadar çok doğrumuz olsa da yanlış bir hareketin tüm doğrularımızın üzerine çöküp, hepsini yutacağını varsayarak ilerledik. Yanlışların doğruları değil, doğruların yanlışları götürdüğü bir hayat felsefeniz olsun. Yanlış kişiyi sevmiş olabilirsiniz o zaman doğru kişinin peşine düşün, yanlış bir yola sapmış olabilirsiniz o zaman doğru yolu keşfetmeye başlayın, yanlış yerde durmuş olabilirsiniz o zaman hemen harekete geçin. Yaptığınız her yanlışa karşılık bir doğru yapın, işte o zaman hayat mücadelenizi yeniden elinize almış olacaksınız. Bir yanlış yaptığınızda bunun pişmanlığını yaşayıp vakit kaybedeceğinize o yanlışın üstünü bir doğruyla örtün. İnsan suya düştüğü için değil, sudan çıkmadığı için boğulur. O yüzden yanlışınızı fark ettiğiniz an, zaman kaybetmeden o sudan çıkın. Hayatta yapılacak o kadar çok hata varken, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yok bana göre. Siz yanlıştan döndüğünüzde, yanlış insanlar sizin doğrularınızı yanlış görmeye devam edecektir ancak kulak asmayın çünkü onlar sizin sesinizi duyarken sadece kendi düşüncelerini akıllarından geçirirler.

 

*Yaşanan ekonomik krizler, toplumun yaşama tarzını yansıtan aile hayatı, tüketim harcamaları, eğlence alışkanlıkları ve davranış biçimleri üzerinde oldukça önemli değişmelere sebep oldu. Krizlerden olumsuz etkilenmeyenler daha çok üst gelir gruplarıdır. Üst gelir gruplarının yaşam kalitesinde ya hiç değişiklik yaşanmamış ya da sadece lüks harcamalarını kısmalarına ve eğlenceden kısmen vazgeçmelerine neden olmuştur. Buna karşılık söz konusu krizler, orta ve özellikle alt gelir gruplarında kısmen aile düzeninin bozulmasına, bireylerin evlerine kapanmalarına, toplumsal hayatın sürdürülmesi için gerekli ve zorunlu ihtiyaçların karşılanmasında kısıntıya gitmelerine, dolayısıyla zaten düşük olan yaşam kalitelerinin iyice düşmesine yol açmıştır. Bu durum, yönetim erkini elinde bulunduranların ekonomik kriz ile ilgili değerlendirmelerinde, konunun ekonomik boyutu ile birlikte, toplumsal yönünün de göz önünde bulundurulması gerektiğini ortaya koymaktadır.

 

*Sonuç olarak, Yanlışta doğru, doğruda yanlış aramayın. Yanlış insanlarla doğru bir istikamete gitmeyi beklemeyin. Sizin yolunuz hep farklı olacak. Yanlışların bir bitiş değil, bir başlangıç olduğunu ve bu başlangıcı da yepyeni bir doğru ile ateşleyeceğinizi unutmayın. Doğruların yanlışlarınızı götürmesine izin verin.

Yanlış zamanlarda mümkünse karar vermemeye çalışın çünkü yanlış zamanlar yanlış sonuçlar doğurur.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *