“ÇEVRE ATMOSFERİ” KİTABIM
Nihayet ilk kitabım “Çevre Atmosferi” yayınlandı. 44 yıla yakın kamu görevimden sonra emeklilik hayatımda yapmak istediğim işlerin başında bir kitap yazmak geliyordu. Yıllarca yerel gazetelerde köşe yazıları yazan biri olarak o yazılardan yola çıkarak geleceğe kalıcı bir eser bırakılması beni bu kitaba yönlendirdi. Çok şükür Kasım ayının sonunda yayınlandı ve tüm sitelerde satışa sunuldu.
Bu kitap, benim için birikmiş bir not defteri, bir gözlem günlüğü ve bir uzmanlık alanına adanmış kırk yıllık bir yolculuğun özeti niteliğindedir. Bu yolculuğum sırasında Konya’da çeşitli yerel gazetelerde yayımlanmış, çevreye dair tutkulu bir bakış açısının en güncellenmiş halinin ürünüdür. Bu nedenle, köşe yazarlığına başladığım günden bu yana, amacım sadece bilgi vermek değil, aynı zamanda ulusal ve yerel çevre sorunlarına ışık tutmak, bu konuda farkındalık yaratmak ve tarihe bir not düşmekti.
Kitabın başında yer alan öz geçmişimden de anlaşılacağı üzere; Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve son adıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndaki uzun yıllar süren resmi memuriyet hizmetimin yanı sıra, gönüllü çevre çalışmalarım beni bu konulara daima daha yakından bakmaya teşvik etti. Duayen gazeteci Uğur Özteke’nin başında olduğu gazetelerde yayımlanan haftalık köşe yazılarıma emekli olduktan sonra üç ayrı gazetede haftada üç ayrı köşe yazısıyla okuyuculara ulaşma imkânı buldum.
Doksanlı yıllarda Yeni Meram’da Ethem Öyken ile başlayan yolculuğumda Anadolu Manşet, ikibinli yıllarda Memleket, Konya Postası ve yeni kurulan Pusula, BBN HABER, ve Sarayönü Manşet (saraymedya) gazetelerinde köşe yazılarıma devam ettim. Bu konuda bana bu imkanı sağlayan başta Sayın Uğur Özteke olmak üzere ilgili gazete sahiplerine, yazı işleri müdürlerine ve tabii ki özellikle halen BBN HABER Yazı İşleri Müdürü Sayın Hüseyin Altay ve Saraymedya yönetmeni Sayın Mehdi Demir’e şükranlarımı sunuyorum.
Kitap hakkında en güzel bilgiyi kitabın arka sayfasında yer alan şu özet bilgi veriyor:
“Çevre Atmosferi”, sadece bir okuma kitabı değil, aynı zamanda bir düşünmeye ve farkındalığa çağıran bir rehberdir. Bu eserin en değerli yanı, yazarın deneyimlerini, günümüz gençleri ve geleceğin mimarları için ilham verici bir yol gösterici olarak sunmasıdır. Namık Ceyhan, bu kitapla tarihe not düşerek geleceğe sağlam bir miras bırakıyor.
Dünyanın doğal kaynaklarını tüketen, iklimi değiştiren, havayı, suyu kısacası çevreyi kirleten insan olduğuna göre onu koruyacak ve temizleyecek de yine insandır.
Dört mevsimin yaşandığı, doğal güzellikleri, zenginlikleri, yeşil dokusu, biyolojik çeşitliliği, verimli topraklarıyla dünyanın pek çok ülkesinin gıpta ettiği cennet vatanımızın korumak ve gelecek nesillere bozulmadan bırakmak her vatandaşın hem yasal hem de vicdani görevidir.
EĞER SİZ:
“Kıyametin Kopacağını Bilseniz dahi Elinizdeki Fidanı Dikin” diyen bir Peygamberin ümmeti olmaktan; “Yaş Kesen Baş keser” diyen Fatih Sultan Mehmet’in torunları olmaktan; “Vatan Toprağı Kutsaldır, Kaderine Terk Edilemez” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanet ettiği Türkiye Cumhuriyetinin bekçisi olmaktan gurur duyuyorsanız vatanımızın toprağınıza, yeşil yaprağınıza ve ay yıldızlı bayrağınıza sahip çıkmak zorundasınız!
Elinizdeki kitapta yer alan köşe yazıları bu duyarlılıkla kaleme alındı ve aynı duyguları taşıyan tüm yurttaşlara rehber olması amacıyla sunuldu.
Evet, kitapta yer alan bölümlerde Hava, İklim, Su, Toprak, Tarım, Orman gibi çevre konularıyla ilgilenen, çalışan, gönüllü olan herkesten ilgi bekliyorum. Bu vesileyle kitabın yayınlanmasında destek olan EKONAZ
Çevre Danışmanlık ve Çevre Mühendisi Sayın Ali Bozdemir’e çok teşekkür ediyorum. Kalın sağlıcakla.