BULUT TOHUMLAMADAN YAĞIŞ HIRSIZLIĞINA!
Son yıllarda artan kuraklık ve yağış azlığı, havadan nemalanan bazı uyanıkların sosyal medyada ilginç senaryolar üretip beğeni almalarının yolunu açtı.
“Gökyüzünde bazı uçaklardan kimyasallar bırakılıyor, yağmuru engelliyor” Ya da “Bulutları iteleyerek yağmuru öteliyorlar” veya “Yağmurumuzu çalıyorlar” gibi sözler çoğaldı.
“2022'de İran, İsrail ve BAE'yi bulut tohumlaması yoluyla yağmurlarını "çalmakla" suçladı” gibi ifadeleri okuyunca; insan helal olsun bunu da başardılar diyesi geliyor ama diyemiyorum.
Bulut tohumlama, atmosferdeki mevcut bulutlara kimyasal maddeler enjekte ederek yağış oluşumunu tetiklemeyi amaçlayan bir teknolojidir. Atmosferde yeterince doymuş bulut olduğu zaman, bu bulutların içindeki nemi yoğunlaştırıp yağışa döndürmek için kimyasal enjekte etmek suretiyle uygulanan bir metottur. En yaygın kullanılan madde gümüş iyodürdür (ki; toprağı kirletme olasılığı da vardır). Bu yöntem mevcut bulutları ancak manipüle etmeye yarar. Kuraklık dönemlerinde zaten bulut eksikliği yaşandığı için, en çok yağışa ihtiyaç duyulan anda nasıl uygulanır bir düşünün?
“Yağmur bulutlarını çalmak", ülkelerin veya bölgelerin hava modellerini değiştirmek ve bulutları belirli bir alandan uzaklaştırmak için uygun teknolojinin kullanıldığı “bulut tohumlama” uygulamasına atıfta bulunan bir ifade aslında. Peki, bu teknik neden hırsızlık olarak değerlendiriliyor?
İleri sunulan iddiaya göre: Bir ülke üzerinde hareket eden bulutları tohumlayarak yüklenen yağmuru kendi topraklarına boşaltırken, diğer ülkenin yağışlarındaki düşmesine neden oluyormuş. Bu iddia sahiplerine göre: “Bulut tohumlaması yapan ülke, yapay müdahalelerle ikinci bir ülkenin yağmurunu çalıyor” muş.
Havayı kontrol altına almak çok uzun yıllardır insanoğlunun hayalidir. Yıllardır dünyanın pek çok ülkesinde havayı kontrol altına aldığını söyleyen kişilere ve işletmelere rastlanılmaktadır. Bu insanlar, canlı yaşamında çok fazla yer edinen ve ekonomik olarak yaşamı etkileyen sis, sel, don, buzlanma gibi hadiseleri ortadan kaldırdığını iddia etmekteler. Tabii müşterisi olan mal daima piyasaya sürülür. Atmosferde yapılan bu tür bilimsel temeli olmayan müdahaleler uluslararası etik ve hukuki sorunlara da neden olması da ayrı bir konu.
Gerçek Meteoroloji uzmanlarına göre bu iddialar bilimsel gerçeklikle tamamen çelişiyor. Tıpkı günümüzdeki sosyal medya hava tahmincileri gibi havadan, sudan rant sağlamaya çalışan kişi ve kuruluşlar her zaman olmuştur, olmaya da devam etmektedir. Bunlara prim vermemek gerekir.
Bir bulut tohumlama operasyonu pahalı bir deneydir. Başarı oranı çok düşüktür. Türkiye gibi yapısal su krizi yaşayan bir ülke için sürdürülebilir bir çözüm değildir. Geçmişteki 50-60 yıldır yürütülen bilimsel araştırmalar, bu teknolojinin sınırlı, belirsiz, yurt dışına ve ideal koşullara bağımlı olduğunu gösteriyor. Ülkemizde de suni yağmur yağdırılması konusunda bilim adamları çeşitli deneyler yaptılar. Buna rağmen gerçek manada başarılı olduğunu ortaya koyan bir sonuca maalesef ulaşılamadı.
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 2018 raporunda bulut tohumlaması konusuyla ilgili olarak: "Kontrollü koşullarda yapılan deneyler, tohumlamanın dağlık bölgelerde kar artışı sağlayabileceğini gösteriyor, ancak bu etki %5-15 Aralığında ve sürdürülebilir değil." İfadesine yer verilmiştir.
Unutmamak gerekir ki; Etrafımızı çepeçevre saran Atmosfer kaotik bir sistem. Yani karmaşık bir yapıya sahip. Bu nedenle atmosferdeki hava olaylarını nedenleriyle birlikte inceleyen bir bilim dalı olan METEOROLOJİ bilimi ortaya çıkmıştır. Meteoroloji bilimi, uzmanlık ister, eğitim ister, tecrübe ister. Her önüne gelen bu konuda ahkâm kesemez.
Gelin gerçekçi olalım; bilimsel olarak ispatlanmamış hayallerin peşinde koşmayalım. Her konuda olduğu gibi yağışta da bilime kulak verelim, işin gerçek sahiplerini dinleyelim. Ondan sonrada Rabbimden hayırlısını dileyelim. Verecektir inşallah. Kalın sağlıcakla.