KONYA HABER
Konya
Kar yağışlı
-1°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,9723 %0.07
50,6224 %0.03
9.754,39 % 0,22
Ara

Dijital vicdan

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Türk Dil Kurumu 2025 yılının kavramını “dijital vicdan” olarak açıkladı.

Ankara Üniversitesi İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi (İLAUM) iş birliğiyle yürütülen çalışmada, halktan gelen öneriler ve alanında uzman 23 kişiden oluşan Değerlendirme Kurulunun çalışmaları sonucunda belirlenen 5 kelime/kavram, Türk Dil Kurumunun genel ağ sayfasında halk oylamasına sunulmuştu.

Oylamaya değer bulunan kelimeler “dijital vicdan”, “vicdani körlük”, “çorak”, “eylemsiz merhamet” ve “tek tipleşme” olarak belirlenmişti.

Halk oylaması sonucunda “2025 Yılının Kelimesi/Kavramı” olarak “dijital vicdan”ın belirlendiği açıklandı.

            “Dijital vicdan” kavramı ile ilgili açıklanan gerekçe şöyle:

“‘Vicdan’, TDK’ye göre ‘kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine düşünmesini sağlayan duygu’ olarak tanımlanır. Ancak dijital çağda bu kavram farklı bir boyut kazanmıştır. İnsanlar çoğu zaman gerçek hayatta sorumluluk almadıkları ya da almak istemedikleri konularda, sosyal medyada bir paylaşım ya da beğeniyle ‘vicdanlarını rahatlatma’ eğilimine girmektedir. Bu durum, bireysel duyarlılığı pasifize ederek vicdanı ‘tıklanabilir bir işlem’e indirgemektedir. Beğeni, paylaşım ve yorum yapan bireyler bir ‘tıklama’ aracılığıyla insani görevlerini yerine getirdiğini hissetmektedir. Merhamet ve insaf duygusunu ise sembolik görünürlükle sınırlamaktadır. Bu nedenle ‘dijital vicdan’ kavramı, çağımızda vicdanın dijital ortamda aldığı bu yeni, çoğu zaman yanıltıcı işlevi anlatan gerekli bir kavram olarak dilimizde yerini almalıdır.

Mesela Gazze ve Doğu Türkistan gibi kamuoyunun önünde gerçekleşen insanlık dramlarında, ilgili konunun sosyal medya içeriğini beğenmek ve hatta bu durumlar için ‘içerik üretmek’, o olayın gerçekliğini bozarak, bireyde sanal bir vicdani rahatlama yaratarak, bireyi sosyal ve bireysel sorumluluktan uzak tutmaktadır.

Dijital vicdan, insanları somut gerçekler karşısında, somut çözümler üretmekten alıkoyarak, sorun alanının genişlemesine ve derinleşmesine neden olmaktadır.”

 

Formun Üstü

“Bir şeyin kendini kendisi vasıtasıyla görmesi, ayna gibi başka bir şeyde görmesine benzemez.”

 İbnü’l Arabî

 

Geride bıraktığımız 2025 yılında açıklanan trend kelimeler oldukça dikkat çekici…

Teknoloji odaklı bir dünyada insan olmanın ne anlama geldiği, çevrimiçi kültürün zihinlerde oluşturduğu kavramlarla daha kolay anlaşılıyor olsa gerek.

Oxford'a göre ''Rage Bait” (Öfke yemi/Öfke Tuzağı)

Cambridge için 'Parasocial'

Collins'de ise 'vibe coding'

Dictionary.com da  “6-7” (ya da “67”, “six-seven”)

Macquarie'ninde ise "AI slop”

Türk Dil Kurumu 2025 yılının kavramını “dijital vicdan” olarak açıkladı.

Açıklanan bu kelimelerin ortak yönlerinden birisi de dijital platformların düşünce ve davranışlarımızı nasıl yeniden şekillendirdiğini de bizlere gösteriyor olmasıdır.

Bu haftaki yazımızda “dijital vicdan” kavramını ele alacağız. Diğer kavramlarla ilgili yazımıza aşağıda belirtilen linkten ulaşılabilir.

https://bbnhaber.com.tr/kose-yazisi/11548/kelimelerle-kader-birligimiz-vardir

Dijital vicdan sorunlara somut çözümler sunamayacaktır. İnsan bir aynada kendine baktığında başkaları tarafından göründüğünden farklı olduğunu kendisi bilir. Yalan söylemeyen aynalar insanların vicdanlarıdır. Dijital çağda bizlere ayna tutanları ayırt etmek oldukça zor. Bize gelen yansımaların gerçek aynalardan mı yoksa kırık aynalardan mı geldiğini ayırt etmekte öyle kolay bir iş olmayacağına göre gerçek ayna vicdanımızdır.

Vicdan; hakikatlerin hissedilmesine ve anlaşılmasına yarayan ve dış âlemden akıl yoluyla kalbe gelen ikazlarla birlikte, iç alemimizden gelen ikazları kalbe sunarak tavır almamızı sağlar. Aklımızın duygularımızın gölgesinde kalmasını istemiyorsak kalbi besleyen vicdan damarımızın kirlenmemesi gerekir.

Kadim bir söz vardır: “Vicdan yalan söylemeyen bir muhbir-i sadıktır.” Vicdanın şanı hakkı kabul etmekten, kendi nefsi aleyhine bile olsa haksızlığa meydan okumaktan gelir. 

Vicdan aynı ruh gibi bilinmezlerle gizli olsa da faaliyetleriyle her zaman varlığı hissettirir. Vicdanın olmadığı yerde merhametten, merhameti olmadığı yerde de adaletten eser olmaz. 

“Kalbi, kelâmının sahibi bilir, göğsünde atınca senin mi sandın?” Mesele Allah yokmuş gibi yaşamamaktan ibaret…

Kalbinden işittiğinle fıtratına uygun tavırlar alıp sergileyebiliyorsan vicdanın var demektir. Ancak bu tavır alma işi yerini sosyal medyada ya da dijital platformlarda hayrette bırakacak bir özgüvenle, edebi sözlerle ve alıntılarla süslenmiş cümlelerle paylaşmaktan öteye geçmiyorsa senin vicdanın dijitalleşmiştir artık.

İyi ve kötü olanı göremeyen, doğru ve yanlış olanı ayırt edemeyen, ayarı bozulmuş vicdanın olduğu bir kalbe sahip insanında gerçek manada insan ve takva sahibi bir er olduğu da söylenemez.

Abdullah b. Ömer, “Kul kalbini rahatsız eden fiilleri terk etmedikçe takvânın hakikatine eremez” sözüyle (Buhârî, “Îmân”, 1) de vicdanların ayarının da bozulabileceği bir nevi dijitalleşebileceğini de bizlere anlatıyor kanaatindeyim.

Türk mitolojisinde bir kavram vardır: “Bulunç” 

Bulunç, kişiyi davranışlarını incelemeye zorlayan, kendi ahlak anlayışını sorgulamasını ve kendini yargılamasını sağlayan içsel güçtür.

"Görevini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına, ne mazeretin çaresi, ne ilacın şifası çare getirmez." der Celaleddin Rumi. 

Bulunç sahibi olmak bu yaralardan uzak kalmak demektir aynı zamanda.

Kişi en büyük yalanı kendine söyler. Vicdan aynamız asla yalan söylemez. Bizleri kandırmaz.

Kendini kandıranların yaptıkları işlerden belki de en önde geleni, hayat ile olan saf ilişkisini dürüstlüğü kaybetmesidir. 

Dürüstlüğü kaybettiğin an da vicdanın, şifası olmayan yaralarla kaplanacak ve felç olacaktır. Artık bir nevi dijital vicdan sahibisin.

Dijital bir vicdan taşıyorsan da artık aynalarda baktığın yüz senin olmayacaktır.

"İnsanların diriltileceği gün” elimizde utanmadan taşıyabileceğimiz, dijital vicdanı barındırmayan aksine fıtrata uygun vicdanını kaybetmemiş bir kalple huzura varmak dileğiyle…

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *