KONYA HABER
Konya
Az bulutlu
31°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,0350 %0,80
48,0868 %0,92
4.443,92 % 1,11
Ara

Reyting uğruna mahremiyet ihlali

YAYINLAMA:

1.Günümüzde özel hayat üzerine Tv’de ve sosyal mecralarda yer alan programların birtakım ahlakî değerleri yok etmeye yol açtığı söylenebilir mi?

Bu soruya evet demek ile birlikte konu ile ilgili üzüntü duyduğumu belirtmek de isterim. Maalesef ki toplumun yapıtaşı olan aile kurumunun bozulduğu, ahlaki temellerin sarsıldığı, değerlere ve ananelere uygun olmayan davranışların sergilendiği durumların açıkça gün yüzüne çıkarılması ve bunun reyting amacı ile yapılması gerçekten üzücü. İnsan mahremiyeti kutsaldır. Bu anlamda medya yolu ile bu kutsallık ayaklar altına alınmakta.

2. Mahremiyetten bahsedebilir miyiz? Mahremiyet nedir?

Mahremiyet, gizli olan, gizlilik anlamına gelmekte. Ayrıca kişilerin, diğer insanların öğrenmelerini istemedikleri özel hâlleridir.  Dolayısıyla gizli olanın saklanması, muhafaza edilmesi gerekmekte. Dinî açıdan baktığımızda ise mahremiyete saygı söz konusu. Mahremiyete saygı, “gizlilik”, “özel hayatın gizliliği” ve “özel yaşama saygı” gibi hususları kapsamakta. İslam Dini, mahremiyetin korunmasını teşvik ederken ihlalinin de doğru olmadığını belirtmekte.

3. Toplum olarak mahremiyetin kutsallığını neden bu kadar göz ardı etmeye başladık?

Bunun iki nedeni olduğunu düşünüyorum. Birincisi kişilerin bireysel anlamda özlerine ve kendilerine olan saygıyı yitirmiş olmaları ki bunun altında birçok psikososyal sebep bulunabilir. Yani bu kişilere yargılayıcı bakmamak lazım. İkincisi ve önemli olan ise kolu kanadı kırık, özelini ve mahremini başkasına anlatmaya mecbur kalacak kadar yardıma muhtaç kişilerin bu yönlerini kullanarak onların üzerinden prim yapma faaliyetlerinin olması. Birincisinde özel hayat ve mahremiyet ihlal edilmeyebilir. Ancak asıl ikincisi bizi uçuruma götüren. Çünkü bunu yaparken medya faktörünün kullanılmış olması, bırakın gizli kalmayı, milyonlarca insanı olaylara şahit kılıyor. Ve bununla yanlış olanın normalleşmesine,  değerlerin, ahlak yapısının değişime uğramasına adeta davetiye çıkarılıyor.  Özellikle televizyon, radyo ya da sosyal mecralarda bu tip özel hayata dair haberlerin yayınlanması tam bir mahremiyet ihlali.

4. İnsanlar neden bu programlara ilgi duyuyor olabilir?

Gizli ve özel olan her zaman merak uyandırır. Kusurlu veya hatalı bir davranış, toplum yapısına aykırı olan durumlar hep dikkat çekicidir. Ya da tartışma, hakaret, bağırma vb. eylemlerin olduğu olaylar istemsiz izletir. Özellikle son dönemde bir tv programına çıkan genç bir kızın yüzünü göstermek istememesi üzerine verilen tepki ve buna benzer olayların olması artık konuyu farklı bir boyuta getirdi, diyebilirim. Buna bağlı olarak da insanlar tıpkı bir filmin sonraki sahnesinde ne olacağını merak eder gibi bu programlara kitlenip kalabilme potansiyelinde olabilir. Herkes için geçerli olmasa da çoğu insan için durum böyle. Ancak konu ile ilgili ne kadar bilinçli olursak ve toplumsal etik açısından ne kadar bütüncül düşünebilirsek iş farklı bir boyuta gidebilir.

5. Bu konuda neler yapabiliriz?

Ben bu konuya bireysel ve toplumsal yönden somut eylemler ile başlamak gerektiğini düşünüyorum. Reytingi azaltan en önemli şey, izleyicinin azalmasıdır. Bilinçli olma yolunda yapılacak en önemli adımlardan biri “izlememek ve izlettirmemek” olmalıdır. Çünkü bu tarz programların günümüzde zihinlerde oluşturduğu bilinçaltı kodları, gelecekte önüne geçilemeyecek vakaları da beraberinde getirebilir. Hem kişilerin hem de toplumun gelecek değerleri ve felahı açsından konunun ne kadar hayati oluğunu bilmek ve bu anlamda çaba göstermek gerekmekte. Bu konuda susmak değil, konuşmak önemli. Gerekir ise gerekli yerlere görüşlerde bulunularak, memnun olunmayan durumlar belirtilmeli. Çünkü biraz önce dediğim gibi durum hayati bir boyutta. Bilinçli olma yolunda manevi açıdan şunu demek isterim. Din ve maneviyat bizlere çoğu şeyi zaten bildiriyor. Ancak doğru olanı görmek istemiyor ve yapmıyoruz. Tecessüs her yanımızı sarmış ve bunu isteyerek yapıyoruz.  Bir kimsenin öğrenilmesini istemediği özel durumunu merak edip, araştırıp soruşturmayı gerekli olmayan durumlar dışında alışkanlık haline getirip, bulduklarımızı sergilemeyi marifet sanıyoruz ve bunun üzerinden de reyting ya da prim yapmayı da başarımız ve hediyemiz. Oysaki özel olan, mahremdir. Ve mahremiyet de kutsaldır. Kutsal olana da saygı duymayı, hem maddi hem de manevi anlamda bilinçlenmeyi gerektirecek düşünce ve eylemlerde bulunarak sağlayabiliriz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *