KONYA HABER
Konya
Açık
24°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3398 %0,26
48,4999 %0,45
4.840,12 % -0,11
Ara

Değişim

YAYINLAMA:

Şu anda size değişebilir misiniz desem?  Çoğumuz hayır diyecek... Çünkü  kimse konfor alanından çıkmak istemez. Ama şu Koronavirüs dünyayı kasıp kavururken maalesef biz değişmek zorundayız ya da değişime katlanmak zorunda kalacağız. Doğru mu? Evet doğru...

Aslında Koronavirüs hayatımızda her zaman vardı ve zaman zaman girip çıkıyordu. Burada karşımıza çıkan en önemli şey bağışıklık sistemimiz. Bağışıklık sistemimiz ne kadar güçlü olursa bu vakaları da atlatmak o kadar kolay olur. Tabii bilimin insanoğlunun faydasına sunduğu kanıtları, gözlemleri, deneyimleri göz ardı etmeden... Zira herkes bilimin ışığına muhtaç. Maalesef bu virüsten kaçış yok, eninde sonunda yakalanacağız. Fakat ne kadar geç yakalanırsak bizim için o kadar iyi olur.

Bu virüsle yaşamayı bir şekilde öğreneceğiz. Şu anda yapılan izolasyonlar, karantinalar insanları korumak ve sağlık sektörünün çökmemesi için, eğer bu virüsün yayılmasındaki parabolik eğri zaman içerisinde ne kadar dik çıkar pik yaparsa o kadar sıkıntılı fakat bu parabolik eğri fazla dikleşmeden ne kadar uzun bir zamana yayılırsa o kadar iyi olacak; çünkü sağlık sektörü ve insanlar da o derece az etkilenecek.

Bu virüsler insandan insana bulaş olmakla beraber hayvanlardan da geçebilmektedir. Ama onları öldürmüyor zira orada canlılığını sürdürmek zorunda, yaşayan canlı ölürse virüste ölecek. Bu koorperasyonu her iki canlı da bildiği için virüsün konakladığı canlı da ölmüyor bir şekilde değişime uğruyor ve canlıya karşı bağışıklama oluştuğu için virüs bir şekilde o konakta kalamayacağından mutasyona uğrayarak başka bir konağa geçiyor. Peki biz neden ölüyoruz? Çünkü biz bu yeni mutasyona uğramış virüs dünya yüzeyinde bir noktadan birden çıktığı için koorperasyon anlamında virüsle birbirimizi tanıyamadık. Elbette tanıyacağız, bağışıklık gelişecek ve virüs başka bir canlıda yaşamak için tekrar mutasyona uğrayacak.  Yani saatler içinde nesil değişikliği olacak ve biz bu virüsle beraber yaşamayı öğreneceğiz. Tıpkı normal grip virüsü gibi… Mesela uçuk virüsü biz tıpta “Herpes Labialis” diyoruz buna, insana  bir kere bulaştı mı ömür boyu biz onunla yaşıyoruz. Bir zaman bir yerlerde asgari olarak sinsi kalıyor fakat ne zaman bağışıklık sistemiz çökerse hemen dudaklarımızda uçuk denen hadise ortaya çıkıyor. Ve biz bu virüsle yaşamayı öğreniyoruz. Bunun için bağışıklık sistemimizin zinde kalması çok önemli. İşte koranavirüsü de bağışıklık sistemi çökkün, kronik hasatlığı olan insanları ve yaşlıları daha çok etkiliyor. Çünkü orada da hayvan vücudunda olduğunu zannediyor.

Peki ne yapmalıyız? Sosyal izolasyonumuza dikkat edelim. Hijyen özellikle el yıkama hijyenimize dikkat edelim. Meyve sebzeleri tüketelim ki özellikle kırmızı-mor meyvelerde bağışıklık sistemi güçlendirici ögeler çok daha fazla, bu bağlamda gıda takviyeleri de alınabilir: Hareket edelim evin içinde bile 15 dakika egzersiz yapmanın çok faydası var inanın.  Bolca sıvı tüketelim. Sabırlı olalım. Panik yapmayalım…

Değişim dedik ya, mecbur kaldık seçim şansımız yoktu, bu virüse karşı olağan hayatımızdan çıktık yani konfor alanımızdan çıktık. Vücudumuz fizyolojik olarak bazı mekanizmalarla adaptasyon sürecinde değişim yaşarken bizde ruhsal ve vicdani boyutta, toplum olarak bir çok şeylerin farkındalığına vardık, zaaflarımızı öğrendik. Unutulan şeyleri hatırladık, kitapları hayatımıza tekrar kazandırdık. Kaybolan değerlerimiz bir den aklımıza geldi. Bütün bunların farkındalığını yaşamak ve pozitif bir duruma evrilmemiz bizim yeni kazanımlarımız olacak, yani değişimimiz olacak. Bunun şu anda farkındalığını yaşıyoruz. Bu bizim açımızdan büyük bir değişim. Bunu yapabilirsek ne mutlu! Ama hâlâ koronavirüs algısında kalıpta kendimizi, sosyal hayatımız da ve sosyal medyayı kullanarak paranoya bir hayat tarzına evrilirsek,  toplumsal bir negativizm yaşamak içten bile olmayacaktır. İşte o zaman biz paranoya virüsünün etkisinde kalacağız o zaman daha sıkıntılı bir girdaba sürüklenmek içten bile olmayacak. Panik yok bu seçme şansımızın olmadığı bu değişim sürecinde;  yukarıda bahsettiğimiz gibi yaşantımızda yapacağımız olumlamalarla pozitif değişim yaşamak bizim için çok iyi bir kazanç olacaktır. Sağlıcakla kalın. ([email protected])

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *