KONYA HABER
Konya
Parçalı bulutlu
21°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,3152 %0,24
48,6610 %0,45
4.838,76 % -0,38
Ara

“Ben”cilliğin gölgesinde toplumsal saygı

YAYINLAMA:

Geçen gün televizyonda bir yarışma programını izliyordum. Hepimizin bildiği şu malum yemek yarışması. Hani akşamlarımızı gasp eden, iletişimimizi alt üst eden, ekranlara yapışıp kaldığımız aslında faydalı bir şey de öğrenemediğimiz yarışma var ya; o işte… Yarışmacının biri takım olmanın saçmalığından dem vurup, “bana ne başkasından ben kendime bakarım, bakmalıyım” minvalinde sözler sarf etti.

Aynı şeyi toplumda çok sık duymaya başladık. Sanki hayatımız bu toplumun içerisinde geçmiyormuşçasına bir vurdumduymazlık, bencillik ve toplumu dışlama akımı var. Herkes gün geçtikçe olabildiğine daha bencil oluyor. "Ben"cilik ve bencillik toplumu bir sarmaşık otu gibi sarıyor, günden güne de zehirliyor.

Oysa biz topluma saygıyı kendimize olan saygı olarak öğrenmiş, kabul etmiş, yaşamıştık. Ne hale geldik! Bencil bir toplum olup gitmekteyiz.

Araçtaki yayaya, yaya olan trafikteki sürücülere saygısız. Kış günü, şakır şakır yağmur yağarken arabasıyla seyreden bir sürücü bilerek su birikintisine direksiyon kırıp durakta bekleyen, kaldırımda yürüyen insanları ıslatıyor ve ne yazık ki bundan haz alıyor.

Markette, bakkalda herkes ekmek seçerken, sebze meyve seçerken tüm ürünleri tek tek elliyor. Eldiven giyen, göz ile seçen yok. Bir de domatesleri iyice sıkıp salça kıvamına getirenler var. Oysa bizim kendimizden başkasını da düşünmemiz gerekir. Topluma karşı sorumluluk ve görevlerimiz var. Ortak hayatımızı paylaştığımız insanlara karşı bazı ödevlerimiz söz konusu. Toplumsal saygı, topluma karşı görev ve sorumluluk sadece farklı düşüncelere saygı göstermekle sınırlı değildir. İletişim, işbirliği, empati ve sosyal yardımlaşma gibi görevlerimiz var.

Biz variyetli olabiliriz ama herkesin bizim gibi şanslı olmadığını düşünmemiz gerekli. İşi, aşı olmayan, kitabı defteri olmayan, yiyeceği, yakacağı olmayan insanların varlığını da düşünebilmeliyiz.

Biz ise en kolayını seçmişiz ve kendimizi toplumdan soyutlayıp “ben” deme yolunda ilerliyoruz. Olmaz, olamaz. Yaşadığımız toplumun bir parçası olamazsak, toplum içerisindeki vazifemizi eksik yaparsak maddi ve manevi olarak ilerleyemeyiz. “Ben”cillik en önce kendimize, sonra da çevremize ve toplumumuza zarar verir. Saygı ve sorumluluğun bittiği yerde de başka şeyi konuşmanın anlamı olmaz.

Kalın sağlıcakla…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *