Ormancı türküsünün kahramanı: Mustafa Şahbudak
Ormancı türküsünün “Bay Mustafa”sı Mustafa Şahbudak vefat yıl dönümünde anılıyor. 83 yaşında ölen Şahbudak, en yakın arkadaşı Muhtar Tevfik’in yanlışlıkla ölümüne neden olmuş, daha sonra Gevenes Köyü’nde yaşanan bu acı olay “Ormancı” türküsüne konu olmuştu.
“ORMANCI”NIN ÖYKÜSÜ
Gevenes Köyü’nde 1922 yılında dünyaya gelen Mustafa Şahbudak, ağa çocuğudur. Mustafa’nın en yakın arkadaşı Köy Muhtarı Tevfik Cezayirlidir. Her akşam köy kahvesinde “dama” maçı düzenleyen iki arkadaşın iddialı ve dostça karşılaşmaları kahvehanedekiler tarafından da ilgi ile izlenir. 1946 yılının bir Temmuz gününde, Mustafa Şahbudak ve Muhtar Tevfik Cezayirli, yine dama tahtasının başına otururlar. Oyunun yarısında “Sarı Memet” lakaplı Orman Memuru Mehmet İn çıkagelir. Mehmet, sarhoştur.
Bir gün önce, komşu olan Çiftlik Köyü’nde yangın çıkmıştır. 1946 seçimlerinin evrakı Yatağan’a gönderilecektir. Seçim evrakını Yatağan’a, köy bekçisinin götürmesi zorunludur. Ormancı, yangın evrakının bir an önce ilçeye götürülmesi için bekçiyi muhtardan ister. Muhtar Cezayirli, “Olmaz, daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor. Bekçiyi gönderemem” diye cevap verir. Bunun üzerine ormancı ile muhtar arasında tartışma başlar. Muhtar Tevfik Cezayirli, “Ayıp ediyorsun Mehmet, bize müsaade et” der.
Ormancı kahveye geri döner, dama masasını bir yumruk atar. Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammül edemez ve ormancıyı tokatlar. Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler, ormancıyı sakinleşmesi için kahvenin arka tarafına götürürler. Ormancı bağırarak küfürler savurmaktadır. Küfürler Mustafa Şahbudak’ın tahammül sınırını daha da zorlar. Şahbudak, yerinden kalkar, ormancının üzerine yürür.
Ormancı Mehmet, kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudak’ı kolundan yaralar. O zaman, Mustafa Şahbudak ormancıyı korkutmak için, belindeki tabancayı çıkarır, yere doğru ateş eder. Muhtar, ormancının ikinci kez kama vurmaması için elini tutar. Fakat, Mustafa tetiği çoktan çekmiştir... Ormancı Mehmet İn, bunun üzerine kaçmaya başlar. Mustafa Şahbudak kaçmasın diye, bir el daha ateş eder. Bu ateş de öldürmek için değil, kaçmasına engel olmak içindir. İkinci atışta Mehmet İn, yere düşer. Arka cebinde tabaka olduğu için, ona bir şey olmaz. Ama, Mustafa Şahbudak, kaza kurşunu ile dostu Tevfik’i vurmuştur.
O günlerin imkansızlıkları içerisinde Tevfik’i, tahta bir sal üzerinde köyden 23 kilometre uzaklıktaki Muğla Devlet Hastanesi’ne götürürler. Tevfik, çok kan kaybetmektedir. Mustafa, Doktor Veli Bey’e, “Babamın selamı var, bu adamı iyileştir” diye yalvarır. Doktor Veli Bey, “O ölecek, önce senin kolunu saralım” diye yanıt verir. O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafa’yı yanına çağırarak, “Ben ölüyorum, hakkını helal et” dedikten sonra can verir.
“ORMANCI MUSTAFA” CEZAEVİNDE
Mustafa, en yakın arkadaşını öldürdüğü için teslim olur, 4 yıl ceza alır. Cezaevindeyken her gece Tevfik rüyasına girer. Ancak ormancıya kini gittikçe artar. Bu acı olaydan sonra köyde kalamayacağını anlayan Mehmet İn, tayin ister, Kavaklıdere Orman Müdürlüğü’ne atanır. Aslen Marmarisli’dir. Emekliliğinden sonra oraya yerleşir. Doksanlı yılların başında da ölür.
Mustafa Şahbudak, cezaevinden çıktıktan sonra, anılarla dolu o köyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğla’ya yerleşir. Çok sevdiği, günlerini birlikte geçirdiği arkadaşı Muhtar Tevfik Cezayirli’yi öldürdüğünde, arkada 25 yaşında bir eş ve 3 çocuk bırakır. Muhtar’ın eşi Pembe, bu acıya dayanamayıp birkaç yıl sonra akli dengesini yitirir. Oğlunun biri İzmir’e yerleşir. Diğer oğlu ile kızı, köyde evlenirler ve hayatlarını orada sürdürmeye devam ederler. Yıllardır her şeyi unutmaya çalışan Mustafa’ya bir gün arkadaşları, Tahir Usta adında bir değirmenciden bahsederler. Bu değirmenci, annesinin akrabasıdır. Değirmenci Tahir Usta aynı zamanda türkü de bestelemektedir. Gevenes Köyü’nde yaşanan bu acı olay, Tahir Usta tarafından bestelenmiştir. Düğünlerde okunan, herkesin diline düşen türkü, ORMANCI’dır...”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.