15 Temmuz destan günüdür

Prof. Dr. Ali Büyükaslan, 15 Temmuz’un destan günü olduğunu ifade ederken, “15 Temmuz sadece Türkiye Cumhuriyeti tarihine değil dünya tarihine de uçaklara, tanklara, silahlı askerlere karşı ölümüne karşı duran bir milletin destansı duruşunun adıdır” dedi
15 Temmuz destan günüdür

İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Ali Büyükaslan ile 15 Temmuz darbe girişimi, Türk milletinin darbeye karşı destansı duruşu ve medyanın süreçteki etkisini konuştuk.      

15 Temmuz destan günüdür

15 Temmuz darbe girişimini ve bu girişimi gerçekleştiren örgütü, yapılanmayı nasıl tanımlarsınız?

-15 Temmuz darbe girişimi Türkiye’nin darbeler tarihi içerisinde çok farklı bir ihanet kalkışmasıdır. 15 Temmuz 2016’ya kadar yapılmış bütün darbelerden, darbe teşebbüslerinden çok farklı bir yerde duran bir ihanet kalkışmasıdır. Önceleri sadece ordu içerisindeki birtakım subayların kendilerini vatanı kurtarmakla görevli yegâne kişiler olarak gördüklerine ve devlet yönetimine el koyduklarına, koymaya teşebbüs ettiklerine tanıklık ederdik. 15 Temmuz 2016’da kısaca FETÖ olarak adlandırılan ve bu ihanetin ardında bulunan örgüt yıllarca bu ülkenin, bu ülke insanlarının en temiz ve masum duygularını kullanarak gizli ajandalarında kayıtlı amaçlarına ulaşmak için masum dini görünümlü cemaat maskesinin altında 40 yılı aşkın bir zamandır bu amaçlarını saklayarak vatan evlatlarına silah sıkacak kadar gözlerini karartmış, milleti ve milletin bütün değerlerini yok sayarak kendilerini ülkelerinde barındıran efendilerinin kurşun askerleri olmayı tercih etmişlerdir. Kısaca dini görünümlü bir ihanet şebekesinin maskeleri 15 Temmuz 2016’da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşu ve milletimizin direnişiyle düşürülmüş, millete silah doğrultanlar hukuk önünde hesabını vermişlerdir ve vereceklerdir.

15 Temmuz destan günüdür

Darbe girişiminin hemen ardından, medyada yer alan haberleri, gazete manşetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu sürecin yönetilmesinde medyanın etkisi ne oldu?

-Darbe kalkışmalarına, darbeler tarihine baktığınızda hiçbir darbenin tek başına, kendiliğinden, kendilerini vatanı kurtarmakla görevli hissedenlerce yapılmadığını; bu teşebbüse kalkışanların medya başta olmak üzere, adına sivil toplum kuruluşu demekten imtina edeceğimiz yapılarca da desteklendiğini görürüz. 15 Temmuz 2016’da, 40 yılı aşkın bir süreden beri elde ettikleri gücün verdiği öz güvenle ve kendilerini zehirlemesiyle millete silah doğrultan bu ihanet örgütü, kamuda, yargıda, bürokraside ve ordunun kimi kademelerinde elde ettiği gücün millete rağmen kendilerini başarıya ulaştıracağına inanarak bu kalkışmayı yapıyordu. Ancak milletin şanlı direnişi ve siyasi otoritenin sağlam duruşu, medyanın da bir iki istisna hariç bu kalkışmaya destek vermemesine, hatta birçok medya mensubunun silahlı askerlere karşı sadece yazılarıyla, açıklamalarıyla değil bizzat karşı durarak engel olduklarına tanıklık ettik. Hande Fırat’ın facetime üzerinden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı televizyonda canlı yayına alması 15 Temmuz gecesinin milletin kendi tercihlerine silah dayatanlara karşı vereceği cevabın etkisini artırmış ve kalkışmayı bastırmakta çok önemli bir rol üstlenmiştir.

Medya 15 Temmuz 2016’ya kadar büyük çoğunluğuyla darbecilerin yanında; darbecilerin yönetimi ele geçirmelerini alkışlayan tarafta yer almıştı. Medyanın 15 Temmuz’da darbe kalkışmasına ve darbecilere karşı verdiği mücadele bir kere daha göstermiştir ki tüm darbeler ve darbe teşebbüsleri karşılarında kendilerine engel olacak birileri çıktığında her ne pahasına olursa olsun başarısızlığa uğrayacaktır.

15 Temmuz destan günüdür

Bu darbe girişimine ve saldırılara karşı Türkiye vatandaşlarının kararlı ve cesur duruşunu nasıl değerlendirirsiniz?

-15 Temmuz vatan evlatlarının destan yazdığı günün adıdır. Tarihe, sadece Türkiye Cumhuriyeti tarihine değil dünya tarihine de uçaklara, tanklara, silahlı askerlere karşı ölümüne karşı duran bir milletin destansı duruşunun adıdır 15 Temmuz. Cumhurbaşkanımızın dirayetli liderliğinde ülkesini savunmak, darbecilere ve darbecilerin ihaleyi aldıkları, bağlı bulundukları efendilerine vatanı teslim etmemek için 251 şehit vermiştir bu ülke. Üç binin üzerinde gazinin yaralanma pahasına darbeye engel olduğu 15 Temmuz içimizden çıkmış ancak ve 1 dolara kendilerini satmış hainlere karşı verilen destansı mücadelenin adıdır. Allah bir daha böylesi olayları bu millete, bu ülkeye yaşatmasın inşallah.

15 Temmuz darbe girişimini tarihte ayıran en büyük özellik başarısız olması ve halkın kahramanca duruşu olmuştur elbette ancak tarihteki girişimlerle kıyaslayacak olursak nasıl bir noktada duruyor 15 Temmuz?

-15 Temmuz ihanetini diğer darbe ve darbe teşebbüslerden ayıran en önemli özellik, sadece milletin dini duygularının kullanılması ve kendilerine bağlı bir sözde cemaat oluşması değil kanaatimce. 15 Temmuz’u farklı kılan, her iktidarla kurduğu iyi ilişkilerle ipi başkalarının elinde olan bir üst yapının 40 yılı aşkın bir süreyi iktidarı darbeyle ele geçirme amacına yönelik çalışmasıydı. Bu amaçla yetiştirdikleri kurşun askerlerle millete, milletin tercihlerine silah çekenler yine 15 Temmuz’u şanlı bir destan olarak adlandırmamızı sağlayan milletin direnişiyle tarihin çöplüğüne atılmışlardır. Yedikleri hain damgasıyla sadece 251 şehit ve üç binin üzerinde gazinin değil topyekun bir milletin vicdanında mahkum olmuşlardır.  İlahi adaletin önünde verecekleri hesaba hazırlanacaklarına; sözde kendilerine cennet hazırlayan örgüt liderinin safsatalarına hâlâ boyun eğmekle de haşhaşi tanımını hak ediyor olsalar gerek!

15 Temmuz darbe girişimine ilişkin sizin eklemek istedikleriniz ve değerlendirmeleriniz?

-Allah bir daha bu millete darbe ve darbe kalkışmaları yaşatmasın. Tarih boyunca mazlumların yanında olmayı kendisi için şeref bilen bu millet, ekmeğini paylaşmayı, bütün acılarına ve sıkıntılarına rağmen dertlerine kendisine emanet edilen bu güzel vatan parçasında çözüm aramayı ve çözümü kendi içerisinde kendi şartlarında aramayı bilmiştir. Siyaseten farklılıklarına rağmen ülkenin başkalarının kuklası olanların eline geçmesine asla müsaade etmeyen vatan evlatları bu uğurda dün olduğu gibi bugün de şehadet bilinciyle can vermeyi bir vazife bilmişlerdir.

İçeriden ve dışarıdan gelecek her türlü tehdide karşı milletin kendi değerlerine sahip çıkarak yeni darbe ve darbe teşebbüsleri yaşanmaması için tarih ve millet bilincinin canlı tutulması, özellikle tarih bilincinden uzak yetişen gençlerin dünü bilmeyen bugünü anlayamaz, yarına hazırlanamaz düşüncesiyle bu ülkenin evladı olmanın ne anlam ifade ettiğini iyi anlamaları gerekir.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.